Çocuklar ve gençlerde gelecek endişesi

18022_b

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 36 üye ülke ile bazı diğer ülkelerde 17 yaş ve altı çocuklarda nüfus ortalama gelirine göre hesaplanan ”Çocuklarda göreceli yoksulluk oranı” raporunu açıkladı.

Rapor; çocuklarda göreceli gelirin, ortalama nüfusa göre daha düşük düzeyde kaldığını ve bazı ülkelerde çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu gösteriyor.

36 OECD üyesi içinde çocuklarda göreceli gelir yoksulluk oranının en yüksek olduğu ülke ise Türkiye oldu. Türkiye’yi ikinci sırada İsrail takip ediyor.

Çocuk yoksulluk oranının en düşük olduğu ülke ise Danimarka ve ikinci sırada Finlandiya geliyor. Bu ülkelerde, eğitim ve sağlık desteği, burs ve sosyal güvenceler diğer ülkelere göre daha düzenli ve daha yüksektir.

Öte yandan TÜİK, 2016 verilerine göre Türkiye’deki 17-24 yaş çocukların yüzde 38’i ”şiddetli maddi yoksulluk” içinde yaşıyor. Üstelik bu oran 2014 yılında yüzde 36.2 iken iki yıl içinde 2 puana yakın artıyor.

Çocuklarda yoksulluk, ebeveynlerle iletişimi, sağlık ve eğitim şartlarını negatif yönde değiştiriyor. Toplumun, ekonomik, sosyal ve insanî gelişmesini olumsuz etkiliyor.

Çocuğun eğitimini ve çalışma potansiyelini de olumsuz etkiliyor. Mamafih, OECD’nin eğitim ve iş durumunu gösteren raporları  da Türkiye için iç açıcı değil.

OECD’nin ‘Eğitime Bir Bakış 2017’ raporuna göre, Türkiye’de 15-29 yaş arasındaki her 3 gençten biri hem eğitimde değil hem de işi yok. Bu yaş grubunda yüzde 33.2 oranıyla Türkiye, OECD ülkeleri içinde en kötü durumdadır.

Türkiye 15-24 yaş grubu olarak da İtalya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor.

Ayrıca aynı rapora göre Türkiye, OECD’ye göre daha fazla öğrenci eğitimini yarıda bırakıyor.

18 yaş düzeyinde ortaöğretim ve yükseköğretime katılım oranı yüzde 46 iken OECD’de bu ortalama yüzde 76’ya yükseliyor ve bu oranla Türkiye son sırada yer alıyor.

TÜİK de temmuz ayı işsizlik istatistiklerinde, eğitimde ve işte olmayan 17-24 yaş arasındaki gençlerin ortalama oranını yüzde 27.7 ve kadınlarda ise yüzde 37.2 olarak açıkladı. Yani eğitimde ve işte kadınlar daha geri durumdadır.

Cumhuriyet Türkiye’si eğitimi bedava yaparak yetenekli gençlere eğitimin önünü açmıştı. İlkokuldan sonra yetenekli öğrenciler imkanı olmasa da, devlet parasız yatılı okullarında okuyordu.

Bugün parası olmayanları, Fetö gibi tarikatlar ele geçiriyor. Amaç bu gençlere eğitim vermek değil, ideolojik olarak militan yetiştirip devleti ele geçirmek ve düzeni değiştirmektir.

Türk Eğitim Derneği gibi dernekler, tarafsız ve objektif sınav yaparak yurt dışına öğrenci gönderiyor. Ancak tarikatlar, dinî vakıflar yurt dışına yalnızca istediklerini gönderiyorlar.

Vakıf üniversitelerinde yıllık ücret 30-40 bin liradan başlıyor. Devlet üniversiteleri de uzaktan eğitim gibi paralı eğitime yöneldi.

Eğitim, sosyal faydası kişiye olan özel faydasından daha yüksektir. Eğer gençler üstünde özel hesaplar yapılırsa, gençlere ve topluma zarar yazar.

Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz. 

Exit mobile version