Daha önce Yugoslavya’yla ilgili uluslararası bir mahkemede de başkanlık yapan Sör Geoffrey Nice QC’nun başkanlığında yapılan mahkeme, tutuklu Falun Dafa tarikatı üyelerinin organ satışında temel kaynak olarak kullanıldıklarına karar verdi. Bir çeşit ruhani inanış olan Falun Dafa öğretisi Çin’de Komünist Parti’ye tehdit unsuru olduğu gerekçesiyle 20 sene önce yasaklanmış ve birçok üyesi hapse atılmıştı. Çin hükümetinin ruhsal egzersiz uygulamalarıyla bilinen bu inanışın hapisteki üyelerini öldürüp organlarını satmaya devam ettiğine dair suçlamalar daha önce de yapılmış, ancak hükümet bu suçlamaları her defasında reddetmişti. İnsan hakları aktivistleri, avukat ve akademisyenlerden oluşan bir kampanya grubu tarafından kurulan Bağımsız Çin Mahkemesi, hapisteki Falun Dafa üyelerinin organ nakline zorlandığına dair açık deliller bulduklarını söyledi.
Kararda ayrıca ‘’Çin’in bu dehşet verici uygulamayı sonlandırdığına dair ikna edici bir kanıt yok’’ diyen mahkeme, ‘’deliller birçok insanın gereksiz yere acılar içinde öldüğünü gösteriyor’’ diye ekledi. Mahkeme Uygur Müslümanlarının, Tibetlilerin ve bazı Hristiyan azınlık mahkumlarının organ naklinin kurbanları olup olmadıkları konusunun açık olmadığını ancak bahsi geçen grupların da tehdit altında olduklarının altını çizdi. Çin’deki hastanelerin organ nakli için verdiği bekleme süresi epey kısa, bu yüzden de özellikle uluslararası hastalar organ ihtiyaçları için buraya geliyor. Çin, organ nakli süreçlerinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirtilen koşullara uygun olduğunu iddia ediyor, organ bağışlarının rızaya dayalı ve finansal bir karşılık olmadan yapıldığında ısrar ediyor.