31 Mart 2019 tarihinde bütün yurtta olduğu gibi, Biga İlçesinde de mahalli idareler seçimleri yapıldı. Vatandaş sandık başına gidip oyunu kullandı. Halkın tercihi sonucunda CHP’de bulunan belediye başkanlığı AK Partiye geçti. CHP, İlçe Seçim Kuruluna itiraz etti, oylar tekrar sayıldı. Sayım sonucunda geçersiz sayılan oylardan 11 oy CHP’ye, 22 oy AK Partiye ilave edildi. CHP, itirazını İl Seçim Kuruluna, sonrasında YSK itiraz ettiği için itirazın sonucu beklendi.
İtiraz sürecinde ne kimse mazbatamı verin diye tutturdu, nede neden itiraz ediyorsun diye kimseyi linç etmeye, neden oy sayımı yapılıyor diye bir yerlere mahcup oluyoruz demeye kalkıştı. Kimse de Biga spor maçlarında mazbata verin diye tezahürat yapmadı. Herkes işine gücüne baktı. İtiraz sonuçlandığı zamanda 13 Nisan 2019 Tarihinde devir teslim yapıldı.
Biga’da olduğu gibi birçok yerde seçim sonuçlarına itiraz edildi. Artvin Yusufeli, Denizli-Honaz ve Kırıkkale-Keskin İlçelerinde seçim iptal edilerek yeniden yapılmasına karar verildi. Kendimi bildim bileli her seçimden sonra bu süreçler yaşanmaktadır. İtiraz sonucunda oylar tekrar sayılır, çıkan karar ve sonuca da herkes saygı göstererek kabullenir, diyeceği olanda söyleyeceğini söylemek için bir sonraki seçimi bekler.
İstanbul haricinde birçok yerde olduğu gibi, Ankara da Ak Parti seçimi kaybettikten sonra, Milli İradenin gereği olarak kazanana emanetini teslim etti. Mansur Yavaş, mazbatasını alıp makamına oturdu. Bunlar demokrasinin olması gereken ve seçimlerin doğal işleyen prosedürleridir.
Amma velakin, iş İstanbul seçimlerine geldiğinde, durum tamamen farklılaşıyor, bütün kurallar yok sayılarak “Mazbata verilmez alınır.” moduna geçiliyor. Bütün ülke genelindeki seçimler için normal olan prosedür burada anormal kabul edilip kavgalar, gürültüler algı operasyonları havalarda uçuşuyor. Biga’da yapılan seçimlere somut delil şartı aramadan itiraz yapılabilir iken, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili olan Muharrem Erkek İstanbul’daki itirazlarda somut delil aranması gerektiğini söylüyor. Bu ve buna benzer birçok seçim bölgesinde kazanma ve kaybetmiş olma durumuna göre benzer olaylarda taban tabana zıt iki farklı uygulama yapılabiliyor.
İstanbul seçimlerinin çıkmaza sokularak, bilgi kirliliği ile farklı algı oluşturulmasını, 24 Haziran 2018 deki Başkanlık seçiminden sonra planlanan, fakat Muharrem İnce’nin elimde ıslak belgeli sayım tutanakları var kazandı. Seçim sonuçlarını kabul ediyorum demesi ile boşa çıkarılan provokasyonun, İstanbul versiyonu olarak görüyorum. Israrla köpürtülmesi ve süreç bilindiği halde, oluşturulmak istenilenin seçimden kaos çıkarma gayreti olduğu gerçeğidir.
Bu konuda yanılmayı inanın çok istiyorum. Ama uygulanan teknik ve taktikler ile olumsuz algı oluşturularak varılmak istenilen sonuç o kadar bariz ki, insanın görmemesi için kör olması veya üç maymunu oynaması gerekiyor.
Bu gayretkeşliğe, ikinci gezi kalkışması mı dersiniz veya başka bir isim mi koyarsınız, ama süreç iyi idare edilemediği takdirde İstanbul’a belediye başkanı seçelim derken nur topu gibi bir kaos çıkarılacak gibi geliyor.
Böyle konular da kargaşa çıkarmak konusunda maharet sahibi Amerika’nın bizim çocuklar dediği, provokatörler konuyu o kadar sahiplenmiş vaziyetteki, sürekli olarak konu ile ilgili bilgi kirliliği yaratılarak, karmaşık hale getirilmeye çalışılıyor.
Yapılan seçimler, meydan muharebesi olmadığı, demokrasi şöleni olduğu unutulmamalıdır. Partili partisiz, farklı görüşlerden olmak üzere hepimiz Türkiye’yiz. Bu oyunu halk bozacaktır. Sağduyu ve sorumluluk sahibi herkes, bağımsız bir ülke olduğumuz bilinci ile bütün kural ve kurulları ile işlemekte olan seçim itirazları sürecinden anlının akı ile bu sıkıntılı dönemden geçilecektir. Sükûnet içinde beklemek kimseye bir şey kaybettirmeyeceği, toplumsal barışa çok büyük katkılar sağlayacağı, süreci oldubitti ye getirmenin kimseye fayda sağlamayacağı unutmamalıdır.
Beş sene öncesinde ki seçimler de üç aşağı beş yukarı ayni manzaralar yaşandı. Bugün devir teslim yaparken kaybettiği için burukluk yaşayanlar, o zaman kazanmanın verdiği zafer sarhoşluğunu yaşıyorlardı. Beş sene sonra da bugün kazandığı için sevinenler devir ederken kaybettikleri için üzülecekleri gerçeği unutulmamalıdır.