Çanakların efendileri

2018122521342019_09a18clqdabsjvq1re35i9gj061

Sekiz yıl önce Hacettepe Üniversitesi’nde ders vermek için Türkiye’ye gelen Kim Yong Moon, Anadolu topraklarından çıkan figürinlerden çok etkilenmiş

İnsanoğlunun sekiz bin yıl önce topraktan yaptığı ilk kaplar yerleşik düzene geçişin ve uygarlığın habercisiydi. Ülkemiz topraklarında bulunan Çatalhöyük, Hacılar, Göbeklitepe gibi insanlık tarihinde ilk yerleşik toplumların kurulduğu bölgelerde bulunan toprak çanaklar kültürel göstergeler olarak geçmişe ışık tutarak geleceği aydınlatıyor. Çağdaş seramiğimiz işte böylesine derin bir kültür üzerinde temelleniyor, gurur verici. Beyoğlu’ndaki galeri Pür İstanbul’da açılan “Ateşin Renkleri” başlıklı sergi ise iki çağdaş sanatçının, Mutlu Başkaya ile Kim Yong Moon’un seramik çanakları farklı biçimlerde nasıl ele aldıklarını ve geleneksel çanak formundan yola çıkarak hangi noktalara ulaştıklarını gösteriyor.

‘SEMBOLİK MUTLULUK ALANI YARATMAYI İSTEDİM’

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğretim görevlilerinden Mutlu Başkaya, yapıtlarında biçim ve öze aynı derecede önem veren bir sanatçı. Çanakları işlevsel değil, kavramsal. Yıllardır işlemekten vazgeçmediği “umut” ve “umutsuzluk” kavramları ile “merdiven” metaforunu birleştirdiği yapıtları bu sergide de karşımıza çıkıyor. Çanaklar dışında daha önceki “Herkes Prens Herkes Prenses” sergisindeki bir yapıtına da burada yer vermiş. Çanakları taca çevirip iktidar kavramını sorgularken, sergiyi gezenlerin sadece izleyici olmaktan çıkıp yapıtla interaktif bir iletişim içine girmesini sağlıyor. Yapıt ancak seramik tacı taşıyan özel tasarlanmış tahta oturulduğunda tamamlanıyor ve izleyiciler kısa bir süreliğine de olsa prens ya da prenses olmayı deneyimleyebiliyor. Başkaya, “Ülke olarak içinde yaşadığımız olumsuzluklara karşı, herkesin kendini bir prens ya da prenses olarak hayal edebileceği özel, sembolik bir mutluluk alanı yaratmayı istedim” diyor.

TÜRKİYE’DE GALERİ AÇMAK İSTİYOR

Sekiz yıldır aynı bölümde ders veren Kim Yong Moon ise gerçek bir çanak ustası. Kore kültüründe “macsabal” adını taşıyan ve yaşamın bir parçası olan çanakları, 30 yıldır düzenlediği sempozyumlarla tüm dünyaya tanıtmaya çalışıyor. Birbirinden farklı sırlarla sırladığı macsaballarını parmaklarıyla çizdiği desenlerle sonlandırıp, kendi inşa ettiği fırınlarda pişiriyor. Bu fırınlardan biri de 2010 yılında çalışmaya başladığı Hacettepe Üniversitesi’nde ve her yıl düzenlenen Macsabal Sempozyumu’nda bir araya gelen çağdaş sanatçıların yapıtları törensel bir biçimde bu fırında pişiriliyor.

Son yıllarda seramik karolar üzerine farklı sır kullanarak parmaklarıyla uyguladığı desen çalışmaları, çanaklarıyla beraber Pür İstanbul’da sergileniyor. Bu çok renkli doğa soyutlamalarını geleneksel çini karolar üzerine uygulamış. Türk seramiği ile ilgili ilk izlenimlerini Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki seramikler ve pişmiş toprak figürünler oluşturuyor. Bu figürünlerden çok etkilendiğini söyleyen Kim Yong Moon’un en çok istediği şey ise Türkiye’de bir galeri açmak.

KISA SÜRELİĞİNE İKTİDAR SAHİBİ

Pür İstanbul’daki “Ateşin Renkleri” sergisi 18 Ocak’a kadar görülebilir. Galeri oldukça dar ve mekansal olark yetersiz. Ancak sahiplerinin konukseverliğiyle kapatılabilen bu olumsuzluğu bir kenara bırakacak olursanız, hem iyi yapıtlar görmüş hem de kısa süreliğine iktidar sahibi olmayı deneyimlemiş olursunuz. Bana sorarsanız, mutlak iktidar sahibi olmak değil, demokratik bir ortamda yaşayan eşit vatandaşlar olmak çok daha mutluluk verici.

 

Exit mobile version