Burma İnsan Hakları Ağı (BHRN), kimlik kartı sürecinin Arakanlıların Myanmar’a geri dönüşü önünde engel oluşturduğuna işaret ederek, bu durumun “Arakanlıları daha da marjinalleştirmeyi hedeflediği” değerlendirmesinde bulundu.
Londra merkezli BHRN, “Arakanlıların Ülkelerine Dönüşü Önündeki Engel” başlığıyla yayımladığı 31 sayfalık raporunda, Myanmar’ın Arakanlılara uygulamak istediği “kimlik kartı” sürecine ilişkin eleştirilerde bulundu.
Raporda, kimlik kartı sürecinin, “Arakan’ı daha da marjinalleştirmeyi” hedeflediğine işaret edilerek, “Bu (kimlik kartı) nihayetinde Arakan eyaletindeki Apartheid koşullarını artırıyor.” ifadesi kullanıldı.
Kimlik kartının, “Arakanlıların geri dönüşü önündeki engel” olarak nitelendirildiği raporda, Myanmar hükümetinin uzun zamandır Arakanlıları kimlik kartını kabul etmeye zorladığı ve böylelikle Arakanlıların kamu hizmetlerine erişimlerini sağlayacağını iddia ettiği belirtildi.
Raporda, ayrıca “Myanmar yönetimi tarafından kimlik kartının, Arakanlıların vatandaşlığa geçişinde bir basamak olarak kullanıldığı iddia ediliyor.” ifadesine yer verildi.
Ağustos 2017’den bu yana 700 binden fazla Arakanlının Myanmar’dan kaçmak zorunda kaldığı hatırlatılan raporda, kimlik kartlarının, Arakanlıların, Myanmar’daki evlerine geri gönderilmeleri için bir koşul olmaması gerektiğinin altı çizildi.
Buna karşılık, Arakanlılar, kimlik kartlarında orijinal etnik kimlikleri olan Arakanlı ifadesinin reddedilerek, Bengalli olarak kabul edilmelerinin acılarını daha fazla artıracağını dile getirerek, söz konusu uygulamayı reddediyor.
TAM VATANDAŞLIK VERİLMELİ
Raporda, konuya ilişkin BHRN’nin İcra Direktörü Kyaw Win’in değerlendirmelerine de yer verildi.
Win, “Kimlik kartı, Arakanlıları yabancı olarak tanımlayan bir araç olarak yıllardır kullanılıyor ve bunun sonucunda Arakanlılar daha fazla hak edinemediler.” yorumunda bulundu.
Kyaw Win, uluslararası topluma seslenerek, Myanmar’ın Arakanlılara tam vatandaşlığın yanı sıra Arakanlıların haklarının bütünüyle verilmesi konusunda ısrar etmesi çağrısında bulundu.
MÜSLÜMANLARA ETNİK TEMİZLİK
Arakan’da 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmıştı.
Birleşmiş Milletlere (BM) göre, 25 Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 745 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti ise Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.
İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların güvenli ortam sağlanmadan Myanmar’a dönmelerinin yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.
ANKARA / AA