Burcu Kara: “Şöhrete kapılmadım”

332494_660_320
Milliyet Gazetesi’nden Sercan Kısmet’in röportajı…

– Sanat hayatınızın 20’nci yılındasınız. Neler hissediyorsunuz?

Hem çok erken başlayabildiğim, hem de doğru insanlarla karşılaştığım için mutluyum. Eskişehir’de iktisat okuduğum dönemlerde sunucu olmak istiyordum. Bir yerel kanala gidip, şans vermelerini istedim. Sunuculuk, oyunculuk, sinema ve tiyatrolarda yer aldım. Hayal ettiğimin çok ötesinde şeyler yaşadım. Eskişehir’de başladığım serüvenle 20 yılı geride bıraktım. İnşallah bir 20 yıl sonra da tekrar seninle röportaj yapabiliyor oluruz Sercan’cım…

– Şöhret özgürlüğü kısıtladığı için keşkeleriniz oldu mu?

Şöhret olduğunuzda özgürlüğünüz gerçekten bitiyor. Kendi kendinize kararlar alamayıp, özgürce davranamıyorsunuz. İşin zorlukları dışında, yıllarca çok güzel şeyler yaşadım. Hayat bir domino taşı olduğu için bu mesleğe girmeseydim eşimle tanışamazdım ve oğlum olmazdı. Onlar hayatımda olduğu için hiç keşkem yok.

– 20 yılda hayatınızda neler değişti?

Bir şeyin değiştiğini hissetmiyorum. Akrabalarım ve arkadaşlarım, “Burcu değişmedi halen aynı” demeleri beni mutlu ediyor. Bana huzur veren şeyleri, korumaya çalıştım. Şöhret ve İstanbul’a kapılmayıp, ruhumu besledim. Sokakta tanınmaya başladıktan sonra yaşadığınız 1-2 sene çok önemli, o süreçte dik durabildiğim için mutluyum.

– Bu kadar sene popüler kalmayı nasıl başardınız?

Zor ve yorucu… Ortada kaldıkça sürekli hesap vermek ve her şeye açıklama yapmak durumunda kalıyorsunuz. Popüler ve şöhretli olup, sürekli de ortalarda olmak istemeyen biriyim. Çünkü öylesi insanı çok yoruyor. Reklam işiyle uğraşan eşim, “Burcu bu kadar az iş yaparak nasıl popüler kalıyorsun?” diye soruyor. Şener Şen de, “İnsanlar seni kalbine aldıysa, üç sene bile projede yer almazsan bile, seni unutmazlar” demişti. O yüzden telaşım ve hırsım yok. 10-20 yıl sonra da ismimin düzgün kalmasını istiyorum.

– Ender Saraç’la yaptığınız ‘Mutfakta Kim Var?’ programı fikri nasıl ortaya çıktı?

Yapımcılar, daha önce çalıştığım arkadaşlarım. Sunuculukta kendim olduğum için televizyon programlarını seviyorum. Sağlıklı bilgiler verebildiğimiz bir proje de olması cazip geldi. Alanında uzman ve sevilen insanları konuk ediyoruz.

– Ender Saraç’la nasıl bir ikili oldunuz?

Saygı duyduğum ve işinde çok başarılı bir isim. Bölüm öncesinde toplantı yapmıyoruz, her şey programda gelişiyor.

– Programda neler var?

Şifalı bitki önerilerinden, yemek tariflerine kadar akıllara ne geliyorsa… İnsanların mutfakta sağlıkla yapabileceği faydalı bilgilere yer veriyoruz. İzleyiciler keyifli bir saat geçiriyor.

– Evde yemek yapar mısınız?

Fırat’tan sonra yemek yapmıyorum. Malzemeleri hazırlıyorum, o gelince yapıyor.

‘Kalben ikinci çocuğu istiyorum’

– Ali’den sonra hayatınızda neler değişti?

Her şey değişti. Ama en çok yaşama ve uyku düzenim herhalde. Günde en fazla beş saat uyuyabiliyorum. Şu sıralar diş çıkarma dönemi olduğu için 15-20 dakikada bir uyanıyor. Ama, “Anne” dediği zaman her şeyi unutuyorum. Herkese dokunan ve iletişimde olan bir çocuk…

– İkinci çocuğu düşünüyor musunuz?

Kalben ve ruh olarak istiyorum ama planlı olacak bir şey değil.

– Fırat Parlak nasıl bir baba?

Eğlenceli bir baba… Ali, kesin onu daha çok seviyor. Zaten, “Anne”den çok “Baba” diyor. Ben düzen yaratıcısı olmaya çalışırken, Fırat ise oğluyla yerlerde yuvarlanıyor ve oyunlar oynuyor.

‘Pazardan alışveriş yapıyorum’

– Eşiniz de sektörde olan birisi… Nasıl bir hayatınız var?

Bankacı da olsaydık herhalde böyle yaşardık. Genelde evde olduğumuz zaman, sektörle ilgili şeyler konuşmak yerine, başka bir moddayız. Ünlü gibi yaşamıyoruz. Ali’yi mahallemizin parkına götürüp, pazardan alışveriş yapıyorum. Ünlüyüz diye, burun kıvırdığımız bir hayatımız yok.

– YouTube kanalınızın bu kadar iyi gideceğinizi tahmin ediyor muydunuz?

Ekibimle gurur duyuyorum. Milyon takipçimiz yok ama istikrarlı gidiyoruz. ‘Her hafta bir video paylaşacağız’ diye yola çıktık ve verdiğimiz sözü tuttuk. İnsanlara faydalı ve öğretici içerikler paylaşıyoruz. Spor, sağlık, astroloji ve çocuklarla ilgili her konuyu işliyoruz. Para için, paylaşmak istemediğim bir videoya yer vermeyi tercih etmiyorum.

– Diziler kısa sürede bitebiliyor, bırakmayı düşünüyor musunuz?

Öyle bir düşüncem yok. Tam tersi hayatımda şu an bir dizi seti olmadığı için büyük eksiklik hissediyorum. İstesem sadece televizyon programı yapabilirim. Gündüz kuşağı teklifleri geliyor ama oyunculuğu çok seviyorum. En çok mutlu olduğum yer dizi ve sinema setleri…

 

Exit mobile version