Burak’la, yangın yaratmak!

4967_b

Deplasmanda Antalyaspor’un ardından, kendi sahasında Bursaspor ile de 1-1 berabere kalan Trabzonspor’da sahada ve dışında olup bitenleri değerlendirmek için Burak Yılmaz’ı, şapka gibi önümüze koymamız az çok yeterli olacaktır.

Antalyaspor maçında kendisine yapılan hareketle kazanılan penaltıyı gole çeviren, ardından Bursaspor maçına kadar olan arada gündemi meşgul eden, son maçta da 71’inci dakikada dışarı alınan, alınınca da kıyameti koparan Burak Yılmaz üzerinden irdelenmesi, bakılması ve yapılması gereken o kadar ince işler var ki!

***

İsterseniz önce dışarıdakileri bir kenara koyarak önce saha içindeki Trabzonspor’a bakalım.

Bursaspor ceza sahası üzerinde Burak-Sosa-Rodellega paylaşımı ile gölü bulan Trabzonspor, öyle veya böyle 70’inci dakikaya kadar “rakibine gol adına pozisyon dahi vermedi” dense yeridir. Ama 72’inci dakikada biraz önce mutlak bir golü kaçırmış olsa da, varlığı rakip savunmanın kendi sahasından çıkmasının önüne geçen Burak, Ünal Karaman tarafından dışarı alınır mı, alınmaz mı? Hadi orta alanda can havli ile yüklenen rakibin yarattığı üstünlüğü kırmak için “alındı” diyelim. Peki, bu değişiklik Ekuban ile mi, yoksa Kucka ile mi olmalı idi? Ez cevap; “Kucka.” Peki kiminle oldu? Ekuban ile! Yararı oldu mu? Cevap için; “Sonuç ortada!” Hemen ardından da Rodellega kenara çekildi. Bursaspor’da “Tamam. Şimdi defansımla bile saldırabilirim” hesabını yaptı ve golü de kaptı. Trabzonspor’un 2 puanını da!

Saha içi için sonuç itibariyle, “teknik adam tercihinin tepeden tırnağa yanlış olduğu bir müsabaka” demekten başka bir doğru yok.

***

Peki, gelelim “içi seni, dışı beni yakar” hesabıyla Burak Yılmaz olayının saha dışındaki entrikalarının saha içine yansıyabileceğinin hesabının bir kenara bırakılmasına! Ya da şeytanın avukatlığına soyunarak iddia edelim; “bırakılmamasına!..”

Yönetim ve taraftar içinde bile Burak konusundaki bölünme tüm çıplaklığı ile ortada. Hem de maç önceki haftada ben diyeyim “birileri”, siz söyleyin “bazı çevreler” tarafından Burak Yılmaz, “Kötü ve istenmeyen adam” haline getirilmek için basına abartılı haber servisleri yapıldı mı? Yapıldı! Trabzonspor yönetimi de buna çok sert tepki gösteren bir açıklama yaptı mı? Yaptı!

Bu tartışmanın ateşinin daha bırakın küllenmesini, ateşi dahi sönmeden Burak Yılmaz, Bursaspor karşısında hiç de fena oynamaz iken, 72’inci dakikada dışarı alınır ise, olumsuz bir şeylerin olabileceği hesaba katılmalı mı idi, katılmamalı mı?

Tablo ortada. Bana göre, kenardan 17 numaralı tabela “çıkacak” diye kaldırıldığında seyirci önce, böyle bir kararı verenler için “yuh” çekmiştir. Ama sonrasında oyundan alınış kararı ile ilgili, “yanlış veya doğru” sorgulamasını yapma hakkına sahip olmadığını unutan Burak’ın aşırı ve abartılı tepkisi, tribünlerde “pusuya yatan” art niyetlilerin de, “fırsat bu fırsat” diyerek kışkırtmasıyla yuhlamaları kendi aleyhine döndürmüştür. Bana göre üzerine kötü bir ilave de yapılmış, hiç gereği yok iken, Ünal Karaman lehine tezahürat bile tecelli ettirilmiştir.

Ez cümle, sonuçta saha içinde ve saha dışında kaybeden Trabzonspor olmuştur.

Hem de, Burak Yılmaz gibi takımı için sahada çok işler yapan, çok goller atan, çok puan kazandıran bir futbolcu üzerinden…

Hem de, Ünal Karaman gibi, kenar değişikliklerin de hatası olmasına rağmen futbolcular üzerinde ve taraftar arasında etkili olan bir teknik adamın sorunun merkezi oturtulması ile…

Hem de, yaklaşık bir ay sonra yapılacak başkanlık ve yönetim kurulu seçimleri üzerinden içeriden ve dışarıdan farklı hesapların yapılması ile..

Hem de, Trabzonspor’un ekonomik sıkıntılarının had safhada olduğu bir süreçte, kendi içinde birlik ve beraberliğe çok büyük ihtiyacının bulunduğunun unutulması ile…

Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz. 

Exit mobile version