Gül, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nu ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşme sonrası Bakan Gül ile Feyzioğlu gazetecilere açıklama yaptı.
Türkiye’de yargının temel unsuru olan savunmanın taşıyıcısı avukatların meslek organı TBB’yi ziyaret ettiğini belirten Gül, ülkedeki Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni güncelleyerek, son halini kamuoyuyla paylaşacakları bir evrede olduklarını vurguladı.
Tüm bu süreçte “güven veren adalet” anlayışıyla toplumun her kesimiyle diyalog içerisinde bulunduklarını anlatan Gül, sorunların tespiti ve bunlara yönelik çözüm arayışında olmanın önemine işaret etti.
Bakan Gül, Türkiye’de yargının FETÖ unsurlarından temizlenmesi ve inşasında da toplumun her kesimine güven veren adalet anlayışının ortaya konulmasının, görev olduğunu kaydetti.
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde, önemli bir husus olan savunma hakkının güçlendirilmesinin ayrı bir başlık olarak yer alacağını bildiren Gül, yargının temel unsuru olan avukatların niteliğinin artırılmasını çok önemsediklerini ifade etti.
Gül, “Bu nedenle önümüzdeki dönemde belgede de yer alacak bir konu, avukatlık mesleğine giriş için bir sınavın getirilmesi. Avukatlar şu anda mezun olunca avukatlık mesleğine başlayabilmektedir ama bizim ortaya koyacağımız vizyonda artık avukat olabilmek için bir sınava tabi olmak ve o sınavı kazandıktan sonra staj ve sonraki aşamaları katetmek gerekiyor.” diye konuştu.
“İzleme ve Değerlendirme Kurulu oluşturacağız”
Adaletin, toplumun her kesiminin beklediği, özlediği ve ihtiyaç duyduğu temel bir konu olduğuna işaret eden Gül, 15 Temmuz sonrasında yargıya nüfuz etmiş, yargıyı bir güç olarak kullanan, cübbesinin içerisine FETÖ bağlılığını gizleyen hainler temizlendikçe, yargıya güvenin daha da arttığını vurguladı.
Reform belgesinin Bakanlık’taki 5-10 kişi tarafından değil, 82 milyonun görüşü, katkısı, önerisiyle hazırlanması gerektiğine değinen Gül, “Her kesimden, her meslek grubundan görüşleri almaya çalıştık.” dedi.
Bakan Gül, reform belgesi kadar onun uygulanmasının da önemli olduğunu belirterek, reformu yıllık değerlendiren İzleme ve Değerlendirme Kurulu oluşturacaklarını bildirdi.
“Bu açıklamaların yanındayız”
Feyzioğlu’nun hem akademik hem meslek yönüyle Türkiye’nin çok değerli bir hukuk insanı olduğunu belirten Gül, “Önerilerini her zaman paylaşmaktadır. Türkiye’de terörle mücadele konusunda söz söyleyen bir kişi, elbette bu ülkenin her değerli vatandaşı söz söyleme hakkına sahiptir. Çünkü terörle mücadele esasen bir insan hakkı mücadelesidir ve bunu bir avukatın, Barolar Birliği Başkanı’nın söylemesi de elbette en doğru olanıdır. Bu konuda bizler bu açıklamaların yanındayız. Doğrusu da budur.” ifadelerini kullandı.
“FETÖ’ye karşı mücadele temel hak, özgürlük ve insan hakkı mücadelesidir.” diyen Bakan Gül, hukukçuların bu mücadeleye en güçlü desteği vermesinden doğal bir şey olamayacağını belirtti.
“Milletimiz müsterih olsun”
Bakan Gül, ülkedeki tüm seçimler gibi 31 Mart seçimlerinin de hukuk çerçevesinde gerçekleştiğini, tüm siyasi partilerin sandık başında bulunduğu, itirazlara kanun yolunun açık olduğu bir seçimin yaşanacağını anlattı.
Vatandaşların spekülasyonlara asla itibar etmemesini isteyen Gül, “Her seçimde ‘Şu oldu bu oldu, ölüler yazıldı.’ Onlar için zaten itiraz süreleri var, bunlarla ilgili elbette seçmen listeleri güncelleniyor. Bu konuda suç işleyenler de çok ağır bir şekilde cezalandırılıyor. Dolayısıyla milletimiz müsterih olsun, sandık demokrasimin namusudur.” diye konuştu.
“Umarım rapor, uluslararası farkındalığı artıracak”
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, BM Özel Raportörü Agnes Callamard’ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine, Callamard’ın olayın gerçek yüzüyle ilgili bilgi sahibi olduğunu kaydetti.
“Türkiye, bu cinayetin örtbas edilmesini önlemiştir.” ifadesini kullanan Bakan Gül, şu görüşlerini paylaştı:
“Türkiye hem adli hem idari kapasitesini sonuna kadar kullanarak bir insan ihlali, yaşam hakkı ihlaline karşı gerçeğin ortaya çıkması için büyük bir gayret göstermiş, büyük bir başarı ortaya koymuştur. Bu cinayetin üstünün örtülmesi ya da bu cinayetin bir başkalarının üzerine belki atılması amaçlanıyordu ama Türkiye tüm bu çabaları, tüm bu niyetleri açık etmiştir, ortaya çıkarmıştır. Bugün bir ön rapor anlamında, esasen bu ifadeleri görmek de gerçekten önemlidir. Burada şunu ifade etmek lazım; Suudi Arabistan’ın bu soruşturmaya kapalı olması, iş birliğine açık olmaması elbette olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını önlemektedir. Umarım bu rapor, uluslararası kamuoyunun daha da farkındalığını artıracaktır ve tüm faillerinin, azmettirenlerin ortaya çıkmasına da katkı sağlayacaktır. Türkiye olarak biz, tüm uluslararası topluma, soruşturmacılara elimizdeki tüm bilgileri elbette vermeye, paylaşmaya hazır olduğumuzu, devam edeceğimizi bu vesileyle ifade etmek isterim.”
“Enkaz bu işin üstünü örtmeyecek”
Gül, Kartal’da bina çökmesine yönelik, “Ön rapor çıktı mı, hangi ihmaller var, gözaltı oldu mu?” sorusuna karşılık, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca olayla ilgili başlatılan soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü aktardı.
Bakan Gül, şu bilgileri verdi:
“Başsavcımızın görevlendirdiği bir başsavcı vekili koordinasyonunda soruşturma titizlikle sürdürülmektedir. Olay anından itibaren ilgili numunelerin alınması, bilirkişilerin tayin edilmesi ve olayın ne şekilde, hangi sebeple gerçekleştiğine ilişkin tüm çalışmalar yapılıyor. Bu arada enkaz kaldırma çalışmaları da sürüyor. Hem o çalışmaları da engellememek adına hem de soruşturmanın nihayi olarak gerçek anlamda ortaya çıkması için büyük bir çaba ortaya konuyor. Elbette İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığımız bu konularla ilgili açıklama yapmaya ihtiyaç duyulduğunda kamuoyunu da mutlaka bilgilendirecektir. Ama şunu açıkça söylemek lazım; orada hiçbir şekilde enkaz bu işin üstünü örtmeyecektir. Kim sorumluysa, bu olayın ortaya çıkmasına kim sebebiyet vermişse, milletimiz müsterih olsun savcılığımız titizlikle bu soruşturmayı sürdürmektedir ve ihmali olan, kusuru olan varsa, ne şekildeyse, kimlerse bunları da elbette soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bizler de bu süreci takip edeceğiz.”
Feyzioğlu: “Devletimize göğsümüzü siper etmeye devam edeceğiz”
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu da bazılarının kendilerine “devletçi” eleştirmesinde bulunduğunu anımsatarak, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni başımızın üstünde taşımak, bu devletin içinde yer alan her kurum gibi bizim de vazifemizdir.” dedi.
TBB’nin, Anayasa’da temel özellikleri tanımlanmış devletin dimdik arkasında olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, siyasi iktidardan ayırmayı bilmeyenlerin ya da kasıtlı olarak bu ayrımı yapmak istemeyenlerin her türlü saldırısına karşı devletimize göğsümüzü siper etmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
TBB’nin tartışmasız milli bir yapı olduğuna işaret eden Feyzioğlu, “Bundan rahatsızlık duyan varsa rahatsızlık duymaya devam edebilir. Kavgadan ve düşmanlıktan beslenen terör örgütleri, milletimizin kucaklaşması ve gücünü hukuktan alan devletimizin kararlılığı sayesinde kahredilecektir.” değerlendirmesinde bulundu.