Bir müşrikin gündüz düşleri!

5213_b-10

Bu toprakların, “hain” olduğu gibi, “ajan“, “provokatör”, “sızıntı” kontenjanı da çoktur; yani evet, doğru, tam da Atatürk‘ün ölüm yıldönümüne denk gelen bir zamanda ortaya çıkıp, hakkında abuk sabuk konuşmanın amacı bu fay hattını daha da derinleştirmek, toplumu bu eksende daha da bileyerek kamplaştırmak ve dahi çatıştırmak da olabilir pekala.

Ama…

Toplumun hiç de azımsanmayacak bölümünün “kumaşı”na bakınca, bu çıkışlar için hiç öyle derin, büyük anlamlar yüklenebilecek, gizli ajandalara lüzum yok bir yandan da;

Sadece süzme ahmaklıktan kaynaklanması mümkün!

***

Şimdi bu arkadaşlar “fıtrat” itibarıyla insan sevmiyor/sevemiyor, insana saygı duymuyor/duyamıyor, “şükran”, “minnet”, “vefa” gibi duygularla pek teşrikimesaide bulunmuyor daha ziyade “biat” rejiminin kendilerini konumlandırdığı çukurda kula kulluk edip, boğazlarına kadar şirke batıp, “taparak”, “tapınarak” debelenmeyi yaşamak sanıyorlar ya…

Ancak “Allah rızası” için yapılması gereken ibadetleri bile “kişiler” için yapıp, kendi ilahlaştırdıkları “fani”ler için “her gün iki rekat şükür namazı” kılıyorlar ya mesela…

“İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayın’dır. Karşı gelmek de harpten kaçmak manasına gelir haramdır” diyorlar ya…

Onu, “halife-i ruyi zemin” yani “bütün yeryüzünün halifesi-hâkimi” ilan ediyorlar ya…

“Ona dokunmayı bile ibadet” sayıyorlar ya…

“Bizim için adeta ikinci peygamber gibidir” diyebilecek kadar sapıtıyorlar ya…

“Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider” diye niteleyip –Allah bilir tabii ama- kendi cehennemlerine odun taşıyorlar ya…

Eşine sapkın ayinlerde rastlayabileceğiniz şekilde bazı kadınlar kendilerini ona sunuyorlar ve bazı adamlar eşlerini onunla paylaşmayı düşünebiliyorlar ya…

Kişi kendinden bilir hesabı;

Bir “fani”yi; “bedeninin bir gün elbet toprak olacağını” bilerek, ülküleri aşkına ve kendi şahsiyetini koruyarak, kendini hiçleştirmeden sevmenin nasıl bir şey olduğuna dair hiçbir fikirleri yok ya…

Bütün bu zavallılıklarının, ezikliklerinin, dönülmez müşrikleşmenin ufkunda gidip gelmelerinin tezahürü olabilir “Atatürk’ün ilahlaştırıldığı zannı“na kapılmaları.

Elbet çıkar putlarının bir kırıcısı.

***

Sanal matem!

“Savaşçı” dizisinin son bölümü izleyiciyi “Yörük Haydar şehit mi oldu? Yoksa kurtuldu mu?” sorusuyla baş başa bırakarak bitti.

Dram dozu, burun direklerimizde inceden bir sızıyla başlayıp salya sümük ağlatana kadar yükseldi; milyonlar, Haydar’ın vücuduna açılan her yarayı sanki kendi ciğerinde, böbreğinde, yüreğine hissetti. Babasının “şehit olma ihtimali”, izleyicilerin “Kaan Bozkurt” bebek için dertlere gark olmalarına yetti.

Ben dahil!

Gazının alınmasına da ihtiyacı oluyor çünkü bazen insanın!

***

Son birkaç günde kaç “Haydar Bozkurt” geçmişti, ay-yıldıza sarılı tabutlarda -bir televizyon dizisinde dahi tek askerinin şehit olmasını kabullenemeyen- bu milletin omzundan halbuki;

Kaç baba, son nefesinde onun gibi veda etmişti evladına…

Kaç asker, hayatta tutmak için çırpınmıştı silah arkadaşını…

Kaç eş, “oğlumun babasız büyümesine izin vermeyin” diye yakarmıştı da; takdiri ilahi… Elinde babasının fotoğrafı olan küçük askerler olmuştu bir musallanın başında hepsi…

Kim prangaladı böyle yüreklerimizi ki; bir türlü gerçek hayata taşıyamıyoruz sanalda dibine kadar yaşadığımız matemimizi.

Canlarını da verseler, “Yörük Haydar“ların “sureti” olduğu o çocuklar bir türlü gerçeğimiz olamıyorlar.

Ne mani var?

***

Farkında mısınız?

Havada buram buram “yaklaşan seçimlerin yüzü suyu hürmetine kaldırıldığı raftan indirilen terörle mücadele” kokusu var.

Allah, bir daha bu ülkeyi, sırf birileri cami avlularında hamaset yapabilsin diye “şehit cenazesi” kaldırmak zorunda bırakmasın!

***

Hakaret…

Daha önce de yazdım yine yazacağım;

Siyasi partilerin -hangisi olursa olsun- dönüp dolaşıp tek bir adaya kilitlenip kalmaları, o olmadan seçimi asla kazanamayacakları algısı yaratacak tavırları -hangisi olursa olsun- o siyasi partinin kadrolarına da, seçmene de hakarettir.

***

SORU-YORUM

Sorum, “4 bin FETÖ’cü hâkim ve savcıyı nasıl tasfiye ettiklerini” gururla anlatan “2 numara”ya, o 4 bin FETÖ’cü nasıl sızdı yargıya? O sızmanın sorumlusu olan “siyasi irade”yi de tasfiye ettiniz mi? Neden etmediniz?

Son birkaç günde kaç Yörük Haydar uğurladık

Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz. 

Exit mobile version