Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi baktığı bir davada, 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Ücretin gününde ödenmemesi” başlıklı 34. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “mevduata uygulanan en yüksek” ibaresinin iptali istemiyle AYM’ye başvurdu.
Başvuruyu esastan görüşen Yüksek Mahkeme, düzenlemeyi Anayasa’ya uygun bularak iptal istemini reddetti.
Kararda, düzenlemenin işçilerin gününde ödenmeyen ücretleri için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının baz alınmasını öngördüğü belirtildi.
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen “hukuk devleti” ilkesine işaret edilen kararda, hukuk devleti ilkesi uyarınca kanunların kamu yararının sağlanması amacı taşıması, genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi gerektiği anlatıldı.
Kararda, bu nedenle kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerektiği ifade edildi.
İtiraz konusu kuralın işçi ve işveren arasındaki hizmet sözleşmesinden doğan ücret borcunun gününde ödenmemesi halinde piyasa koşullarında mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasını öngörmek suretiyle işçinin korunmasını, dolayısıyla kamu yararını amaçladığı belirtilen kararda, böylelikle gününde ödenmeyen ücret alacağının değişkenlik gösteren piyasa koşulları karşısında değerinin korunmasının hedeflendiği bildirildi.
Kararda, iptali istenen hükümle işverenin ücret borcunu geç ödememek suretiyle menfaat temin edebilmesi ihtimalinin de ortadan kaldırıldığı, böylece ücret alacaklarının gününde ödenmesinin temin edilmeye çalışıldığı kaydedildi.
Yüksek Mahkemenin kararında şu tespitlere yer verildi:
“Değişen piyasa koşulları karşısında bir taraftan sözleşme ilişkisinde zayıf konumda olan işçinin ücret alacağının değerinin korunmasını diğer taraftan ise ücret borcunun vadesinde ifa edilmesini sağlamaya yönelik kuralın bahsi geçen düzenlenme amacına ulaşılması yönünden elverişli, gerekli ve orantılı olmadığının söylenemeyeceği, dolayısıyla kamu yararı amacıyla öngörülen kuralın adalet ve hakkaniyeti ihlal eden bir yönünün bulunmadığı görülmektedir.
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da sabit bir faiz oranı belirlenmiş ancak belirli sınırlar dahilinde bu oranda Cumhurbaşkanı tarafından değişiklik yapılabilmesine imkan tanınmıştır. Buna göre işçi alacakları yönünden mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanacağını düzenleyen dava konusu kuralın 3095 sayılı Kanun’da belirtilen faiz oranıyla kıyaslandığında işçinin ücret alacaklarının ödenmesi sürecinde değişen piyasa koşullarına daha çabuk uyum sağlaması imkanı verdiği kuşkusuzdur. Dolayısıyla dava konusu kuralda genel olarak işçi yönünden daha güvenceli bir koruma öngörüldüğünün kabulüyle düzenleme yapılması kanun koyucunun takdirinde olup bu yönüyle de kuralın adalet ve hakkaniyete ters düşen bir yönünün bulunduğu söylenemez. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’ya aykırı değildir.”