Romantik şehir Paris’teydim. Baştan söyleyeyim. Fransa ve Paris’i baştan başa gezmek için bir gün yetmez.
İlk kez geliyor ve ülkeyi tanımak istiyorsanız rehberinize uymak zorundasınız.
Rehberler de tur şirketine ödediğiniz para dışında çoğunluğa göre program yapıyor. Ekstra gezilecek yerleri 300 Euro olarak ücretlendirmiş.
Aslında ülkeyi tanıyorsanız, tur dışında tek başına hareket etmek, ulaşım-program açısından çok daha kolay ve ekonomik.
Ancak!.. Az da olsa kaybolmamak için, lisan bilmek gerekiyor. Kalacağınız otelin kartını en baştan mutlaka yanınızda bulundurunuz.
Ne olur.. Ne olmaz… Dünyanın bin türlü hali var.
Otel fiyatları 70-450 Euro arasında değişiyor. Paket tur fiyatları uçak dahil: 350/670 Euro arasında. Genelinde otellerde sadece sabah kahvaltısı veriliyor. Öğle ve akşam yemekleri size ait, ona göre gelemeden hesabınız yapınız. Yemek içmek ise, ülkemize göre çok pahalı.
Örnek: Kabaca en düşük hesap yaparsanız kişi başı..
Otel fiyatı 70 Euro’dan başlıyor.
Bir su 3 Euro. Asitli içecekler 4 Euro, en ucuz neskafe, salata 8 Euro.
Uzun sandviçleri, hamburger 7 Euro. Bir menü için de et patates yeşillik içecek hariç 32 Euro’dan başlıyor.
Yurt dışına ilk kez çıkacak ve haftalık kalacaklara önemli ipucu:
Bu mevsimlerde hava çok sıcak. Rahat kıyafetler seçiniz. Bazı otel odalarında mini bar soğutucu yok. Ayına göre yanınıza bozulmayacak, atıştırmalıklar, konserveler, vakumlanmış isteğinize göre gıdalar ve küçük sulardan bolca kalacağınız günü hesaplayarak almanızda fayda olacaktır.
Ekonomi yapanlar için de bu gezi çok uyguna gelecektir.
Bunları niye yazıyorum. Çünkü, restoran ve market alışverişlerinde sıkça duyduğum cümleler; “Fiyatlar, her şey çok pahalı.. Manyak mıyım ben paramı bunlara kaptıracağım. Ekonomi kötü, dolar, euro almış başını gidiyor. Döndüğümde bir sürü ödemeler var… Almam. Bir şey de olmaz” şeklinde..
Bu arada az da olsa “Yerel tatlara bir bakalım, deneyelim” diyenleri de, “Amaaan geldim hepsinden deneyeceğim paramı kıştan biriktirdim. Hazırlıklıyız. Küçük hediyeler de götüreceğiz. O zaman niye geldin ki. Havamızda olsun” diyenleri de duyuyorum.
***
Burada yerli halkın sabah kahvaltı kültürleri yok. Sadece neskafe, kuruvasan ve kaşar peyniri onlara yeterli. (Bizim klasik çay simit, poğaça gibi.)
Öğle ve akşam yemeklerini dışarıda yemeği buranın yerlileri tercih ediyor.
Mutfakta zaman geçirmek gereksiz. Yapan aşçılar zaten var. Biz de keyfini çıkarıyoruz diyorlar.
Midye, salyangoz, et ağırlıklı yemekleri, ızgara çeşitleri, soğan çorbaları meşhur.
Herkes bilir. Paris aşıklar şehri.
Hele Paris’in simgesi Eyfel Kulesi’nin dili olsa da konuşsa binlerce evlilik teklifi edilen, balayına gelinen, aşkların tazelendiği en çok merak edilen gece ve gündüzü ayrı güzel gözüken görülmesi yerlerden.
Dünyanın her yerinden ziyaretçi akınına uğradığı için, kuleye çıkmak için saatlerce beklemek gerekebilir, hatta gününüz kuyrukta geçebilir. Ayrıca aşırı yoğunluktan çalışanlarının toplu grevlerine de denk gelebilirsiniz.
Belki de kuleye çıkamadan geri dönenlerden olabilirsiniz. Şansınız bol olsun.
Kuleye çıksam ne olur? Çıkmasam ne olur? demeyiniz. Gelmişken çıkınız.
Paris’i kuşbakışı tepeden izlemek ayrıca çok güzel. Görülmeye de ve beklemeye de değer.
Gezerken, rehberimiz uyarısını yapıyor. Aman dikkat bu aralar fazla kapkaç olayları oluyor. Çantalarınızı iyi koruyunuz.
Yollar çok geniş, İstanbul gibi aşırı trafiği yok. Herkes kurallara uyarak birbirlerine saygılı. Şahane mimari yapısı olan evler ve yapılar var. Ancak, bazı semtler çöplük içinde. Şaşkınlık içerisindeyiz.
Hemen fısıltılar başlıyor; Bu nasıl Avrupa ülkesi.. Türkiye’miz gerçekten cennet bazı eksikliklerimiz olsa da..
İnsanlar çok kilolu. Bakımsız ve soğuklar. Neyse ki özür dilemeyi biliyorlar…
Geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerler arasında; Concorde Meydanı, Dünyada ünlü alışveriş merkezi Champs-Elysees Caddesi, Zafer Takı (Arc De Triomphe) Opera Meydanı ve binası, Louvre Müzesi& Versaille Sarayı Tuilleries Bahçesi, saymakla bitmeyen müzeleri, sarayları, kiliseleri, katedral, Paris ikonları görmenizi tavsiye ederim.
Tekne ile Seine Nehri gezisine çıkarsanız da Paris’in en muhteşem binalarını yakından görme şansınız olacaktır.
Nehir gezisi sonrasında, halen bohem yaşamın devam ettiği Ressamlar Tepesi adıyla bilinen Montmartre Tepesi’ne fünikülerle çıkabilirsiniz.
Ressamlar Meydanı’nda portrenizi yaptırmak tercihinize kalmış.
Ayrıca bu mekanlarda vergisiz kozmetik ürünleri ve parfümler revaçta.
Keyifli gezmeler.
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.