‘Nefroloji’ alanında Türkiye’nin uluslararası alanda tanınan en önemli isimleri arasında yer alan Çocuk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu ile Ekim ayının ilk haftasında, Antalya’da düzenlenen 51’inci Avrupa Pediatrik Nefroloji Kongresi’ni ve ‘Nefroloji’ alanında hastalıkların tedavisine yönelik yeni gelişmeler hakkında konuştuk.
Kongrenin içeriğinden bahsedebilir misiniz?
Her yıl farklı bir ülkede düzenlenen ‘Avrupa Pediatrik Nefroloji Kongresi’ni, bu yıl Türkiye’de gerçekleştirdik. Ekim ayının ilk haftasında, Antalya’da düzenlenen 51’inci kongrede, ‘Pediatrik Nefroloji’ (çocuk böbrek hastalıkları) alanındaki hastalıkların tedavisine yönelik yeni gelişmeler paylaşıldı.
Sağlık alanında ülkemiz uluslararası organizasyonlar açısından hangi konumda?
Son yıllarda, sağlık alanındaki uluslararası kongre ve konferaslar, ne yazık ki ülkemizde düzenlenmiyor. Kongrenin Türkiye’de gerçekleştirilmesi, bu anlamda oluşan boşluğu doldurması açısından çok önemli. Büyük uğraşlar sonucunda ülkemizde gerçekleştirdiğimiz sağlık kongresinin, uluslararası kongre ve konferaslara ivme kazandıracağını düşünüyorum.
Ülke açısından önemine değinecek olursak?
Bu kadar yetişmiş bilim adamını bir arada bulabilmek Türkiye’de oldukça çok zor. Türk hekimleri ve bilim insanları, dünyaca ünlü bilim insanları ile doğrudan iletişim kurabilme ve fikir alışverişinde bulunabilme fırsatını yakalıyorlar.
59 ÜLKEDEN 900’ÜN ÜZERİNDE YABANCI BİLİM İNSANI
Kongre katılımcıları arasında kimler yer aldı?
Kongreye, Avrupa Pediatrik Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Elena Levtchenko ve Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Kjell Tullus’un yanı sıra 59 ülkeden 900’ün üzerinde yabancı bilim insanının katıldı. Katılımcılar, Pediatrik Nefroloji alanındaki hastalıkların tedavisine yönelik yeni gelişmeleri Türk bilim insanları ve hekimleriyle paylaştı.
Nefroloji ve Pediatrik Nefroloji alanında son gelişmeleri paylaşabilir misiniz?
Son yıllarda, nefroloji ve Pediatrik Nefroloji alanında yapılan çalışmalar sonucunda, hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek yeni ilaçlar ve yeni tedavi yöntemleri üzerinde çalışmalar paylaşıldı. Pediatrik Nefroloji alanında organ nakilleri,diyaliz uygulamaları ve uygulamalardaki yenilikler tartışıldı. Kongrede bu yıl öne çıkan başlıklar moleküler ilaçlar ve gen teknolojisi oldu.
‘Nefroloji’de gen teknolojisi’ başlığını biraz açıklayabilir misiniz?
Eskiden, genetiğini bilmediğimiz bazı hastalıklarda, klasik ilaç tedavileri kullanıyorduk ve yanıt alamıyorduk. Neden yanıt alamadığımız konusunda bir fikrimiz yoktu. Şu an geldiğimiz noktada hastalığın tanısı konulduktan sonra ilk yaptığımız iş genetiğini belirlemek. Günümüzde pek çok hastalığın genetik kodları tanımlanmış durumda. Bu genetik kodlar sayesinde örneğin; bebeğin henüz anne karnında olduğu süre içerisinde, genetik olarak böbrek hastalığının olup olmadığını tarayabiliyoruz. Doğum sonrasında tespit edilen bazı genetik hastalıklarda da, kullanılacak ilaçlara yanıt verip vermeyeceğini öğrenebiliyoruz.
BOZUK OLAN DNA, SAĞLAM DNA İLE DEĞİŞTİRİLECEK
Geleceğin ‘Gen teknolojisi’nde olduğunu söyleyebilir miyiz?
Özellikle ilaç seçimi açısından gen teknolojisi Türk hekimlerine büyük yardımcı oluyor. Bilinçli ilaç kullanımı sonucunda hastaların tedavi şansı artıyor ve hastaya gereksiz ilaç yüklemelerinin yapılmasının önüne geçiyor. Çünkü tedavi amaçlı kullandığımız bazı ilaçlar bağışıklık sistemini bozacak düzeyde ilaçlar. Bağışıklık sistemi bozulduğu zaman tedavi etmeye çalışırken enfeksiyonlar nedeniyle hastalarımızı kaybediyorduk. Şimdi böyle bir süreç söz konusu değil. Gen teknolojisi sayesinde %80, %90 oranında doğru tanı ve doğru tedaviler ortaya koyabiliyoruz.
Türkiye’de ‘Gen teknolojisi’ uygulamaları hangi noktada?
Gen teknolojisini son yıllarda uluslararası sağlık sisteminde önemli bir noktada. Türkiye’de de eş zamanlı gelişmeler takip ediliyor ve uygulanıyor. Bazı hastalıklarda, özellikle nefroloji alanında Türkiye’de başarılı genetik merkezlerimiz ve bilim insanlarımız bulunmakta. Üniversite hastaneleri ve araştırma laboratuvarlarında bu işlem rutin olarak yapılıyor. Bu konuda çalışan Türk bilim insanları, sadece ülkemizde değil, Balkan ve Ortadoğu coğrafyasında, bazı Avrupa ve Afrika ülkelerinde hizmet veriyorlar.
‘Gen teknolojisi’ ile ölümcül hastalıklardan kurtulmak mümkün mü?
Meme kanseri, beyin tümörü, bağırsak tümörü gibi onkolojik hastalıklarda, hasta mutasyonlarını düzeltme yolunda çabalar var. Birkaç hastalıkta, bir kaç değişik gruplarda başarılı sonuçlar alındı. Deneysel çalışmalar ama çok başarılı sonuçlar ortaya çıktı.
‘Gen teknolojisi’ sayesinde ütopik bir gelecek çizebilir miyiz?
Yakın bir gelecekte, anne karnında olan bebeğe verilecek bazı maddelerle bozuk olan DNA, sağlam DNA ile değiştirilerek, hastalık anne karnında yok edilmeye çalışılacak. Bunlar çok uzak gelişmeler değil. Önümüzdeki beş yıl içerisinde bu noktaya ulaşacağımızı düşünüyoruz.
Antalya DOB Soprano Burcu Bükem:
‘Polikistik böbrek hastası olan dünyada belki de tek sanatçıyım’
51’inci Avrupa Pediatrik Nefroloji Kongresi bu yıl Antalya’da düzenlendi. Tıp dünyası için çok saygın bir organizasyon. Dünyanın yaklaşık 60 ülkesinden, 900’ün üzerinde bilim insanı bu kongre için Antalya’ya geldi. Nefroloji hastası bir sanatçı olarak beni doğrudan ilgilendiren bir sağlık kongresi. Polikistik böbrek hastası bir insanım. Hastalığın zorlayıcı taraflarını doğrudan yaşayan biriyim. Polikistik böbrek hastası olarak sahne alan belki de dünyadaki tek opera sanatçısıyım.
Kongre içerisinde biz de sanatçılar olarak katkı sunmak istedik. Antalya DOB’un en önemli solist, dansçı ve orkestrası ile mini bir konser hazırladık. Tıp ve sanat kavramını birleştirebileceğim bir konsept üzerinde çalıştık. Böbrekler hormon üretiminde çok önemli bir yer tutuyor. Dolayısıyla hayatımızı hormonlar yönetiyor. ‘Aşk’ en büyük hormonal değişiklik. Konseptimizi ‘Aşk’ üzerine şekillendirdik. Türkiye’nin imajına katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum.
İlgili Anne karnındaki bebeğe böbrek tedavisi haberiyle ilgili sizde görüşlerinizi yazarak gündeme dahil olabilirsiniz.