Öncelikle Amerika’nın desteği ile Suriye’nin üçte birini elinde tutan YPG’nin PKK’dan arınması mümkün değil. PKK’yı çekersen ortada YPG falan kalmaz. Çünkü PKK, YPG’nin ta kendisidir.
Amerikalılar, Türkiye’nin tepkisi üzerine çeşitli manevralar planlamış anlaşılan. Bunların başında isim değiştirmek geliyordu.
İlk olarak Suriye’de Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri (YPG) Türkiye tarafından haklı olarak terörist olarak nitelendirilince içine biraz Arap unsur katarak adını SGD yaptılar. Sanki üzerine cila vurunca eşyanın tabiatı değişirmiş gibi. Aslında bu hareket YPG’nin terörist tanımlamasına Amerikalıların da katıldığını gösteriyordu.
Sonrasında “Biz YPG’ye değil SGD’ye yardım ediyoruz” demeye başladılar. Ve ardından müthiş bir fikir bulmuş gibi Türkiye’ye “YPG ile Kandil’in arası açılacak, hatta birbirleriyle çatışacaklar” tezini kabul ettirmeye çalıştılar.
Bu örgütleri, ideolojik alt yapılarını, bölgeyi, insanlarını, insani özelliklerini bilmeden yapılan bu hesaba Türkiye’nin inanması beklenemez. Her bölgenin kendi özgü ilişki biçimi vardır ve bu çok doğal olarak Amerikalıların anlayabileceği bir durum değildir.
Kolaylıkla söyleyebilirim ki, YPG, PKK ile ayrışmaz, sürtüşmez, taştırmaz, hele hele hiç çatışmaz. Öyle istihbarat raporlarına falan bakmaya gerek yok. Gazetelerini okusan, televizyonlarını izlesen bunu anlarsın.
Böyle bir teze Türkiye’nin inanmasını beklemek de aynı rüyanın, sabaha karşı bölümü oluyor her halde.
Alican DEĞER 31 May 2018
Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik’te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.