AKP işte böyle kazanıyor Sosyal yardım bağımlısı 31 milyon vatandaş var

24706_b-7

2002 yılında tek başına iktidar olduktan sonra net 16 yıldır AKP girdiği her seçimi oylarını artırarak kazanıyor.

AKP ne halkın refahını artırıyor, ne işsizliği çözüyor, ne dış politikada başarılı oluyor, ne terörü sonlandırıyor, ne de Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne tam üye yapıyor ama her seçimi kazanıyor.

Bu başarıyı nasıl kazanıyor diye yıllardır merak eder dururdum ki iki önemli konu öne sürülürdü.

1-            Seçimlerde hile yapıyorlar.

2-            Sosyal yardımlarla vatandaşın oylarını alıyorlar.

Seçimlerde hilenin bir örneğini yazarımız Ahmet Takan net bir şekilde ortaya koydu.

Sosyal yardımlar konusunda ise aklımdaki sorulara net bir yanıtı emekli duayen bürokrat Hakan Özyıldız’ın gönderdiği yazısında buldum.

Değerli okurlarım önce size Özyıldız’ın kısa özgeçmişini vereyim ki yazısının önemi daha iyi anlaşılsın.

Mülkiye’den 1977 yılında mezun olan Özyıldız 1984-85 yıllarında Amerika’nın Boston kentinde Northeastern Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim aldı.

1978 Haziran’ında Uzman Yardımcısı olarak Hazine’de kariyer yolculuğuna başlayıp, Banka ve Kambiyo, KİT ve Kamu Finansmanı Genel Müdürlüklerinde daire başkanı, genel müdür yardımcısı ve genel müdür olarak devam etti. Hazine’yi Cenevre ve Londra’da temsil etti. 2001 yılında krizden önce müsteşar yardımcısı oldu, 2003 Ekim ayında emekliye ayrıldı. Halen Mülkiye’de ve Başkent Üniversitesi’nde yarı zamanlı ders veriyor.

Kariyeri nedeniyle devlet bütçesini en iyi şekilde tahlil ettiğini gördüğüm Hakan Özyıldız’ın yazısındaki rakamları görünce AKP’nin seçimlerdeki başarısının nedenini net şekilde anladım.

Devlet bütçesinden yapılan sosyal yardımlar ile AKP seçmeni kendisine bağımlı kılıyor.

İşte AKP’ye seçim kazandıran formül budur.

Yazısından özet vereyim ki, AKP oylarının kaynağı çok net şekilde anlaşılsın.

Hakan Özyıldız yazdı:

Sosyal yardım alan seçmenlerin sayısı azalmıyor. Ekonomi demek üretmek, paylaşmak demektir. Yeteri kadar üretmeyen ekonomi istihdam, zenginlik, refah yaratamaz. Bunları yaratamayan ekonomide de paylaşım adil olamaz. Bir kesim pastadan aldığı payı devamlı artırırken ötekilere çoğu zaman pasta kalmaz.

Diğer bir deyimle, sosyal olduğunu iddia eden bir devletin ilk görevi, var olan yoksullukla mücadele etmek, azaltmaktır.

Devleti idare edenler, yani hükümet, uzun ve meşakkatli bir iş olan yoksulluğu azaltma işine bilinçli olarak girmek istemez.

Yoksullara balık tutmayı öğretmez. Bunun için örgütlenmez.

Türkiye’de yoksulluk araştırmalarını TÜİK yapıyor. TÜİK kamunun harcamaları üzerinde durmuyor.

Oysa kamu, çeşitli araç ve yöntemlerle yoksullara transfer yapıyor. Bunların en çok bilinenlerini 2019 yılı programından alarak özetlemeye çalıştım.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Yurt Kur, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve belediyeler çeşitli adlar altında sosyal yardımlar yapıyor.

“Yararlanıcı Sayısını” dikkatle incelemek lazım, çünkü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından verilen yardımlar ile TKİ+TTK’nın kömür yardımı alanların sayıları, aile sayısı, diğerleri birey sayısı.

Ailedeki birey sayısını 4 kişi olarak kabul edersek, 31 milyona yakın kişi sosyal yardım alıyor diyebiliriz.

Tekrar dikkatinizi çekeyim, Belediyelerin yaptığı yardımların tutarının toplam harcamalar içindeki yerine bakılırsa, yararlanıcı sayısının oldukça yüksek olduğunu söylersek yanlış olmaz.

Bunları da eklersek toplam yararlanıcı sayısının 31 milyondan yukarı çıkacağı aşikâr.

Burada önemli olan, aynı standartta olan verilerin yayımlanmaya başlandığı 2012 ile 2017 yılını karşılaştırmak. 2012’de 16 milyar lira harcayan devlet, geçen yıl bunun iki katı harcama yapmış. Buna karşılık Yararlanıcı Sayısında bir azalmanın olmadığını, aksine arttığını görüyoruz.

Yukarıdaki soruyu burada da sorayım: Sizce etkin bir mücadele yok mu? Yoksa yoksulluk yönetilerek seçmenin tercihleri etkilenmeye mi çalışıyor?

Cevabını verirken, 32 milyar liralık sosyal yardım harcamalarına, aynı yıl bütçeden yapılan 12,7 milyar liralık tarımsal destekleme ödemelerini, İşsizlik Fonu’ndan yapılan 9,5 milyar liralık harcamaları da eklemeyi unutmamanızı öneririm.

Değerli okurlarım, Erdoğan Hükümeti 2019 yılında 31 milyonu aşkın vatandaşa toplam 54,2 milyar lira sosyal yardım dağıtacak ki AKP’li belediyelerin yapacakları yardımlar bu rakamın içinde yok.

Melih Gökçek’e görevde iken Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaptığı yardımları sordum şöyle özetledi:

“165 bin vatandaşa her yıl gıda yardımı, her yıl 60 ile 100 bin vatandaşa kömür yardımı, her yıl 60 ile 100 bin vatandaşa palto, bot gibi giysi yardımı yapıyordum ki bazı yıllar bu yardımları 2-3 kez tekrarladık.”

Seçim öncesi tarihlerde bu yardımlar tekrarlanıyordu demek ki.

Değerli okurlarım AKP’li belediyelerin de yaptığı yardımlarla demek ki yaklaşık 35 milyonu aşkın vatandaşı sosyal yardımlarla AKP bağımlısı haline getiriliyor.

Erdoğan 24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçiminde 25 milyon, AKP ise 21 milyon seçmenin oylarını almasının nedeni işte bu devlet yardımlarıdır.

10 milyon vatandaşın da AKP üyesi olması görüyorsunuz ki boşuna değil.

Özyıldız http://www.hakanozyildiz.com/ sitesine, “Tecrübeliden öğüt almak bedava, kendince tecrübe edinmek pahalı bir iştir” diye harika bir slogan koymuş.

Ben de tecrübeliden bedava harika bir tespit yaptım sizlere ve tabii ki muhalefet partilerine.

Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz. 

Exit mobile version