“Beşiktaş’ta kalmak istiyorum”

Adem Ljajic: Beşiktaş'ta kalmak istiyorum

Kulüp dergisinin Mayıs sayısına bir röportaj veren Ljajic, Beşiktaş taraftarı sayesinde buraya kadar geldiklerini ve önlerindeki dört maçı da kazanarak rakiplerinin puan kaybetmesini bekleyeceklerini ifade etti.

Adem Ljajic’in kulüp dergisine verdiği röportaj şu şekilde:

‘HEDEFİMİZ ÖNÜMÜZDEKİ DÖRT MAÇI DA KAZANMAK’

“Lig gerçekten çok güzel bir hal aldı. Liderle puan farkımız üç, ikincinin ise bir puan gerisindeyiz. Hedeflerimize yürümeye devam ediyoruz. Az önce de bahsettiğim gibi özellikle ligin ikinci yarısındaki form grafiğimizle birçok maç kazandık ve bu şekilde devam ettiğimiz taktirde de başarıya ulaşacağımızdan şüphem yok. Tabii ki ligin sonunda nerede oluruz veya durumlar nasıl gelişir bilemiyorum. Biz yolumuza devam edip, önümüzdeki maçları da teker teker geçmeliyiz. Hedefimiz tabii ki önümüzdeki dört maçı kazanmak.Ancak her şey bizim elimizde de değil. Önümüzde iki takım var ve onların da puan kaybetmelerini bekleyeceğiz.”

‘BURAK TAKIMA ÇOK GÜZEL BİR HAVA KATTI’

“Burak geldiğinde takıma çok güzel bir hava kattı, kendisi gerçekten çok üst düzey bir futbolcu. Takım için çok önemli bir birey. O öpücük olayı benim golümden sonra oldu. Golden sonra sevinçle birbirimize sarılırken o an onun kramponu benim hizama geldi ve ben de öptüm, o anın getirdiği bir durumdu”

‘KAGAWA ÇOK KALİTELİ VE TAKIM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR OYUNCU’

“Shinji tabii ki çok önemli bir oyuncu. Çok kaliteli ve ben her zaman kaliteli oyuncuların takımlara değer kattığını düşünürüm. Teknik olarak da çok üst düzeyde bir oyuncu. Onunla oynadığımda iyi anlaşıyoruz, özellikle ikiye bir pozisyonlarda veya pozisyon değişimlerinde bu geçişi iyi yapabiliyoruz. Kendisi kreatif bir oyuncu ve zor zamanlarda bile en ufak detayı görüp size pas atabiliyor. Bu yüzden takım için çok önemli bir oyuncu.”

‘ÖNÜMÜZDEKİ YIL DA BURADA OLMAK İSTİYORUM’

“Burada kiralık olarak bulunuyorum ancak önümüzdeki yıl da burada kalmak istiyorum. Burada kendimi çok iyi hissediyorum. Hem takım olarak hem de ülke olarak burada bulunmaktan çok mutluyum. Ancak bu benim alabileceğim bir karar değil. Buna kulüpler karar verecek. Umuyorum ki önümüzdeki sene de Siyah-Beyaz formayı giyeceğim.”

‘HER MAÇIN FARKLI BİR HİKAYESİ VAR’

“Her maçın farklı bir hikayesi var. Ben genel olarak, maçtan bir gece önce iyi bir şekilde dinlenmeye ve maç saatine kadar da maça konsantre olmaya çalışıyorum. Sahaya çıktığım zaman da takımım için elimden gelenin fazlasını verme arzusunda oluyorum. Saha içinde arkadaşlarım için fırsatlar yaratmaya ve onlara defansif olarak da yardım etmeye çalışıyorum. Tabii ki benim asıl görevim, hücum futbolu oynamak, ancak gerektiği durumlarda da tabii ki defansif olarak arkadaşlarıma yardıma gidiyorum. Böyle olunca da takım olgusu daha çok öne çıkıyor.”

‘TARAFTARIMIZ OLMASAYDI ŞU AN BU DURUMDA OLMAZDIK’

Taraftarlarımız her zaman bizimle birlikte.Son Ankaragücü maçında da stadı tıklım tıklım doldurmuşlardı, bu da takıma olumlu yönde etki etti. Çünkü bizim için onların bizim yanımızda ve yakınımızda olması çok önemli. Onlar olmasaydı şu an bu durumda olamazdık. Umuyorum ki bu birlikteliğimiz sezon sonuna kadar devam eder ve hedeflediğimiz başarılara, şampiyonluğa hep beraber ulaşırız.”

‘HALEN BİR PARTİZAN TARAFTARIYIM’

“Çocukluktan bu yana Partizanlıyım. On dört yaşımda Partizan’ın bütün altyapı kademelerinden geçip, sonra A takıma çıktım. Partizan’ın benim kalbimde yeri ayrıdır. Halen de bir Partizan taraftarıyım ve öyle de kalacak. Küçükken de hiçbir zaman büyük takımlarda oynamayı hayal etmedim. Sadece Partizan’da oynamayı, kupa kaldırmayı hayal ettim ve bu hayallerimi de gerçekleştirdim. Tabii futbolculuk hayatı devam ettikçe profesyonellik devreye giriyor. İtalya’da oynadım, şimdi Türkiye’de oynuyorum ama halen Partizan’ın maçlarını takip ederim.”

‘ALEX FERGUSON TARAFINDAN ÇAĞRILMAK ÇOK GÜZEL BİR DUYGUYDU’

“Benim için çok güzel bir duygu idi Alex Ferguson tarafından çağrılmak. O zaman on yedi yaşımdaydım. Manchester United beni istedi ve sonrasında bir sene Manchester United oyuncusu olarak Partizan’da oynadım. Ronaldo, Scholes, Giggs gibi çok büyük isimlerle antrenman yapma şansı buldum. Sonrasında çalışma iznim çıkmayınca ben de Fiorentina’ya gitmeye karar verdim. Fiorentina’nın beni istemesi de beni çok onurlandırmıştı. Floransa’da çok güzel bir üç buçuk sene geçirdim ve onları hep güzel anılarla hatırlayacağım.”

‘TÜRKİYE’YE ÇOK ALIŞTIM’

“Türkiye’ye gelirken buradaki yaşamı ve futbolu çok bildiğimi söyleyemem. İtalya’da geçirdiğim dokuz senenin ardından benim için de yeni bir tecrübe olacaktı. Şimdi ise alıştığımı düşünüyorum ancak ilk iki-üç ayın da biraz zorlu geçtiğini söylemeliyim. Bu dönemde de kendi oyun stilimi sahaya tam olarak koyamadım. Çünkü benim için her şey gerçekten çok yeniydi. Ama şimdi hem yaşam olarak hem de futbol olarak, Türkiye’deki hayatın daha çok içinde olduğumu düşünüyorum.”

 

Exit mobile version