Sağlık Bilimleri Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seçil Günher Arıca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, acil servislerin “acil” durumda olan hastalara daha iyi koşullarda hizmet verebilmesi için bazı önlemler alınması gerektiğini belirtti.
Aile hekimliğinde sevk sistemine geçilmesi gerektiğini söyleyen Arıca, ayrıca birinci basamağın güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Arıca, aile hekimliği uzmanı olmanın özendirilmesinin önemine değinerek, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin sağlık istatistikleri, her yıl Sağlık Bakanlığımızca yayımlanmaktadır. Hekimlere müracaat sayılarının belirlendiği istatistikte, yüzde 33’lük kesimin birinci basamağa, yüzde 77’sinin ise ikinci ve üçüncü basamağa başvuru yaptığı belirlendi. Kamu hastanelerinin branşlara göre hasta sayılarına bakıldığında, her 4 hastadan biri acile başvuru yapıyor. Yine dünyada acillere başvuru oranlarına bakıldığında Türkiye, nüfusundan fazla sayıda acile başvuru sayısı olan tek ülkedir. Acil sağlık hizmetlerindeki yığılma, gerçek acillerin saatlerce sıra beklemesine, malpraktislere, sağlık personelinde tükenmişliğe ve sağlıkta şiddete neden olmaktadır. Acil serviste çalışan hekimler, hasta yoğunluğu nedeniyle her bir hasta başına anamnez (hasta öyküsü) ve fiziki muayene için yeterince vakit ayıramamaktadır. Hekimler malpraktisten (hekim hatası) kaçınmak için fazla sayıda görüntüleme ve laboratuvar tahlili istemektedir. Bu da ülkemiz ekonomisine bir yük olarak geri dönmektedir. Acil servise başvuru yapan hastaların başvuru nedeni olan sağlık problemlerinin yüzde 70’i birinci basamakta teşhis ve tedavisi yapılabilecek hastalıklardır.”
“AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASINDA SEVK SİSTEMİNE GEÇİLMELİ”
Prof. Dr. Seçil Günher Arıca, konuya ilişkin anabilim dallarınca bir çalışma yapıldığını ifade ederek, acil servis yeşil alana başvuru yapan hastaların, aile hekimine başvuru yapmak yerine, neden sağlık problemlerine merkezi hastanelerin acillerinde çözüm aradıkları sorusunu irdelediklerini aktardı.
Arıca, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Konuyla ilgili olarak anabilim dalımızda yapılan bir çalışmada, acil servis yeşil alana başvuru yapan hastaların, mevcut hastalıkları için öncesinde aile hekimlerine başvurmama gerekçelerini sorguladık. Katılımcıların çoğunluğu, aile sağlığı merkezlerinin teknik donanım açısından yetersiz olduğunu, uzman hekime muayene olmak istediklerini, gün içinde çalıştıkları ve muayene katkı payını ödemek istemedikleri için acile başvuru yaptıklarını ifade etti. Acil servislerin acil durumda olan hastalara daha iyi koşullarda hizmet verebilmesi için çözüm, aile hekimliği uygulamasında sevk sistemine geçilmeli, birinci basamak güçlendirilmeli, aile hekimliği uzmanı olmak özendirilmeli, hizmet içi eğitimler ve periyodik olarak tekrarlayan hizmet içi sınavlarla pratisyen hekimler, uygulamada aile hekimi olarak çalışabilmelidir. Aile hekimini bilmeyen ve hiç başvuru yapmayan hastalar için yılda en az bir kez aile hekimine başvuru yapılması zorunlu hale getirilmelidir. Aile hekimi, Hollanda ve Kanada aile hekimliği uygulamasında da olduğu gibi kamu hastanelerindeki branş hekimleri ile sözleşme yapabilmeli ve koordineli olarak çalışabilmelidir.”
Hasta hakkında e-Nabız üzerinden yazılı sevk, konsültasyonlar ve konsültan hekimlerden yazılı geri dönüşler yapılarak bilgi alışverişi yapılması ve hastaların takipleri ile sağlık kayıtlarının böylece entegre edilmesi gerektiğine dikkati çeken Arıca, “Belli başlı hekimlerle sürekli birlikte çalışıldığında hastaların takip kalitesi artacak, mükerrer tetkikler ve tedavilerin önüne geçilip sağlık kaynaklarının korunması sağlanacaktır. Acil servise başvuran ve aciliyeti olmayan ayaktan taburcu olan tüm hastalardan muayene katkı payı alınmalıdır. Sonuç olarak, aile hekimliğinin güçlendirilmesi, sağlık sistemimizin iyiye gitmesi için bir zorunluluktur.” ifadelerini kullandı.