A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, 2020 Avrupa Şampiyonası Elemeleri H Grubu’nda Andorra ve Moldova ile oynanacak olan karşılaşmalar öncesinde basın toplantısında soruları yanıtladı. Süper Lig’de 2019-2020 sezonunun takımlara hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başlayan Şenol Güneş, “Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’ndeki takımlara başarılar, Süper Lig’in de iyi geçmesini diliyorum. Avrupa’da forma giyen oyuncularımıza da başarılar. Futbol dışında Kadın Voleybol Takımımız Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek finale yükseldi, başarılar diliyorum. Aynı zamanda Dünya Kupası’ndaki basketbol takımımıza da başarılar diliyorum. Sporun ve sanatın, toplumun nefes alma alanı olduğunu biliyoruz ve bizden çok şey beklendiğini daha da fazla hissediyorum. A Milli Takım olarak 4 maçı geride bıraktık ve Andorra maçıyla yarısını tamamlayacağız. Yeniden bir yarışa başlayabilmek için ayrı bir heyecanımız var. Andorra ve Moldova maçıyla başlayan serüven, ekim ve kasım aylarındaki maçlarla devam edecek. Önümüzdeki maçlardan en iyi sonuçları alarak Avrupa Şampiyonası’na katılmak istiyoruz. Her maç önemli. Kazanılması gerekir. Anadolu’da başlayan yürüyüşümüz İstanbul’da devam edecek. Konya ve Eskişehir’deki taraftarımızın artarak İstanbul’da olacağını bekliyorum. Herkesi kırmızı-beyaz formayla tribüne bekliyoruz. Herkesin takımlarının yanında kırmızı-beyaz formalarla, samimi duygularla oyuncularla sahada bütünleşmesini bekliyorum. Dünyaya, oynanan futbolun ne kadar saygı duyulduğunu bir kez daha gösterelim” ifadelerini kullandı.
“OKAY’IN OYNAMA İHTİMALİ AZ”
Son idmanı Beşiktaş Park’ta yapabileceklerini söyleyen Teknik Direktör Şenol Güneş, “Zeminde problem olmazsa idmanı yaparız. Son maçlarda zeminle ilgili şikayetler olmuştu, ona bir bakacağız. Başarmak ve paylaşmak istiyoruz. Ne yapacaksak birlikte yapacağız. Karşılıklı etkileşimlerle açık ve şeffaf olacağız. Ortak hayallerimizi hayata geçirmek amacıyla bir umut verdiğimizi düşünüyorum, bu umudu da mutluluğa çevirmek istiyoruz. Geçmişte bazı sıkıntılar olmuştur. Hepsi geride kaldı. Yeni bir dönem, yeni bir heyecan var. Oyuncularımızın bir kısmı bizimle olmayacak, sakatlar var. Okay’ın durumu hassas ve olmama durumu var. Büyük ihtimalle oynama ihtimali az. Kadroya çağrılmayan birçok oyuncumuz var. Hasan Ali, Burak, Abdülkadir, Mahmut gibi oyuncularımız var. Ufak tefek sakatlıkları olanları değerlendireceğiz ve olumsuzluk olursa, bu isimleri değiştireceğiz. Futbolcularımızın hepsi sorumluluk içinde buraya geliyorlar. Onları saha içinde özgür, herkesin beklediği sorumluluk içinde sahaya sürmek istiyoruz. Geçireceğimiz grup maçları ve arkasından beklentimiz olan Avrupa Şampiyonası’na katılmak, önümüzdeki Dünya Kupası’na katılmayı da daha kolay hale getirebilir. 10 yılın takımını kuracağız. Kazanan takım görüntüsü vermek istiyoruz. Daha önceki hazırlık ve resmi maçlara bakarsak, oyun ve sonuç olarak olumsuz gördüğümüz yalnızca İzlanda maçı var. Bilgi, birikim, heyecan ve kalitemiz var. İyi düşünüyoruz, iyi de işler yapacağız. Tıpkı bir bahçe gibi bakım isteyen bir durum var. Herkesin buna katkısı olacaktır. Bu bakımda her zaman meyve almak değil, meyve yetişmesi için emek vereceğiz. Cumartesi günkü maçta rakipten güçlü olmamızı bir kenara atarak, kazanmayı düşünen ve güzel futbol oynayan bir takım görüntüsü vermek istiyoruz. Nasılsa düşünürüz görüntüsünü ne bizde ne de oyuncuda görmek istemiyorum. Bu anlayış içinde kendi futbolumuzu en iyi şekilde oynayacağız. Sponsorluk etkinliğindeki görüntüyü görünce duygulanıyoruz ve bunun her maçta hakkını vermemiz gerekiyor. Kağıt üzerinde Andorra, Moldova’ya göre daha zayıf bir takım. Ancak her ikisini de kazanmak istiyoruz. Arkasından Arnavutluk maçını kazanarak Fransa ile final maçı oynamak istiyoruz” açıklamasını yaptı.
“SOL BEKTE SAYISAL SIKINTIMIZ VAR”
Defans bölgesinde eldeki oyunculardan yalnızca Ozan Kabak’ı kullanamadıklarını söyleyen Şenol Güneş, “Sadece Ozan Kabak geldiğimizden bu yana şans veremediğimiz oyuncu. En ideal 11’le sahaya çıkacağız. Oyuncunun yorgunluğu, sakatlığı gibi durumlara bakıp mutlaka maçı kazanmaya yönelik tercihlerimiz olacaktır. Değişik oyuncularımız oynayabilir. Kaan Ayhan oynamıştı bu bölgede daha çok. Ama Çağlar da tecrübeli bir oyuncumuz. Mert Çetin’i yakından görmek istiyoruz. Olumlu izlenimlerimiz vardı ve arkasından yurt dışına transfer oldu. Hüseyin ve Mert Müldür gibi genç oyuncular var. Bir sıkıntı görünmüyor. Güzel bir durum var. Yeter ki fazla oyuncu olsun, iyi oynasınlar. Defansta sadece sol kanatta bir sıkıntımız var sayısal olarak” diye konuştu.
“MİLLİLER, KULÜPLERİNDE DE MİLLİ GİBİ DAVRANMALI”
Futbolda genelde olumlu ve pozitif tarafların daha az konuşulduğunu da sözlerine ekleyen Şenol Güneş, “Hep eksik aradığımız için güzellikleri unutuyoruz. Nasıl daha iyi oluruz diye konuşurken bunu kavgaya dönüştürmememiz gerekiyor. Bu takım benim takımım değil, Türkiye’nin takımı. Ben ülkem adına bu sorumluluğu alarak bu işi yapıyorum, oyuncular da böyle yapıyor. Herkesin beklediği, yetenekli oyuncularımızın karakterini göstererek uluslararası yarışmalarda önde olmaktır. Hem antrenörlerin hem de yeni oyuncuların sayısını artırmak önemli. Milli takımda oynadığınızda sadece milli takım oyuncusu değilsiniz, kulüplerinizde oynadığınızda da milli takım oyuncususunuz. Yine milli takımı temsilen oradasınız. Bu nedenle düzgün davranışlarınız her zaman olmalı. Hakem konusu yeni bir şey değil. Eskiden bu yana olan bir konu. Ama günah keçisi olarak gösterilmemeli. Hataları olacaktır. Mesela dün seyrettiğim maçta, maç da güzeldi hakem de güzeldi. Dün Fenerbahçe’nin ev sahibi olarak ağırlaması mükemmeldi. Futbol da öyleydi. İzlediğim en iyi maçlardan birisiydi. Sosa ile Ozan arasında bir durum olmuştu ama kötü niyetli bir pozisyon değildi, zaten düzeldi sonra. Bazı şüpheli kararlarda VAR çok etkili olmuştur. Tartışmayı durdurmak için ortaya çıkmıştır ama tartışmayı durdurmamıştır. Kendi menfaatimize göre baktığımızda tartışmaların dozu kaçıyor. Burada hakemlerle bazen bir arada kalıyoruz, korkuları ve endişeleri var ama hepsi gayret içinde. Dün Fırat Aydınus o kadar rahat idare etti ki. Gördüğünü çalmaya çalıştı. Zekeriya Alp’le de beraberdik. Biz futbol ailesinin parçalarıyız ve bunları konuşmalıyız. VAR sisteminde hızlı karar verme konusunda sıkıntı var ama bazı kararlar uzuyor. Bunlar da olacak. Hakemleri günah keçisi yapmadan, artık hakemleri koruyan birisi olarak konuşuyorum, gördüklerini çalsınlar. Hızlı oynanan futbolu hakemler sağlar. Dünkü hakemin de iyi futbola etkisi vardı. Lille maçını izledim, sürekli faul çalındı. Yusuf’un kartında bana göre hatalı karar vardı. Çok fazla faul çalındı ve bir ara artık sıkıldım izlerken. Tottenham maçını da izledim. Hakemler bu işin her zaman en çok konuşulan isimleri olmuştur” diyerek sözlerini sürdürdü.
“UĞURCAN ÇOK İYİ BİR KALECİ”
Gruptaki takımlardan Fransa’nın Dünya Şampiyonu olduğuna dikkat çeken A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, “Fransa’yı yendiğimizde de şunu söyledim; bizim asıl rakibimiz İzlanda. Zaten İzlanda’yı yenseydik ya da berabere kalsaydık, gruptan çıkma şansı olan takım biz olurduk. Bizim için beklenen sonuçları söylüyorum. Andorra, Moldova ve Arnavutluk maçları çok önemli. Kazandığımızda zaten otomatikman Fransa’yı geçiyoruz. Biz Fransa’yı yenerek bir avantaj yakaladık ama İzlanda’ya kaybettik, onlar da yarışa ortak oldu. Biz 3 maçımızı kazanırsak diğer maçlara bakmayacağız. Fransa, İzlanda, Türkiye çizgisi değişmedi” dedi.
Takımdaki kalecilerle ilgili de konuşan Güneş, “Uğurcan çok iyi bir kaleci. Altay da geliyor. Uğurcan diğer kalecilere göre daha önde. Kısa süredeki gelişimi, kaleci olarak teknikleri, kısa zamanda çok daha başarılı olacaktır diye düşünüyorum. Mert ve Sinan da çok tecrübeli. 2 tecrübeli, 2 geleceğe yönelik kalecimiz var. Kaleci konusundaki kararımızı idmanlardan sonra vereceğiz” diye konuştu.
“ŞİMDİ DE AZ OYUNCU ALDIK DİYE ELEŞTİRİLİYORUZ”
Milli takım kadrosunda 4 büyük takımdan az sayıda futbolcunun olmasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Şenol Güneş, “Bu durum işin doğasında var. Bu genel bir konu. Konuşacağımız konu Türk futbolunun dizayn edilmesiyle, üreten, ürettiğinde yarışan ve yarıştığında da sahiplenen bir duruma geçmemiz gerekiyor. Şu anda elimizdeki oyuncuların çoğu yurt dışından gelen futbolcular. Daha üretimi tam sağlıklı olarak yapmadık. Aynı zamanda kulüplerin yapısal düzenini tam oturtamadık. Günlük başarılar bekleyen insanların, şartlar uygunsa transfer yaptığını görüyoruz. 4 büyükler içinde hepsini aynı kefeye koymak da doğru değil. Çok yabancısı olan da var, çok yerlisi olan da var. Kulüplerimize çok para girdiği zaman borcu artıyor mu, azalıyor mu? Arttığını görüyoruz. 10 lira olan takıma 20 lira verdiğiniz zaman, borcu 40 lira oluyor. Bizim tüm takımlarımız değerli. Galatasaray’la ilgili niye oyuncu almadınız diye eleştiriler oldu. Keşke alsaydım. Emre Taşdemir’i almıştık daha önce ama sakattı. Ömer olabilirdi belki ama olmadı. Haklı bir eleştiri ama yapacak da bir şey yok. Şu anda elimizdeki ihtiyaca göre oyuncu alıyoruz, iş olsun diye almıyoruz. Geçmişte 4 büyüklerden çok oyuncu aldık diye eleştirildik, şimdi almadık diye eleştiriliyoruz. Yabancı sayısını belli bir çizgiye getirmek lazım. Bu durum, milli takımın başına geldiğimde karşı çıktığım bir durum değil. Ne zaman ki AB içinde tüm imkanlarıyla yen alırız, o zaman yabancı yerli ayırımı yapmayız. Tamamen siyah-beyaz şeklinde değil, sayısı kaç olacaksa, bu doğrultuda dizayn edilmeli” ifadelerini kullandı.
“ULUSLARARASI ARENADA OLMALARINI İSTİYORUZ”
Yabancı sınırlamasıyla ilgili olarak görüşü sorulan A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, “Şampiyonlar Ligi’nde yer alan Galatasaray’da 1, 2 tane Türk oyuncu olsa, bizim için de ortak değer olur. Şampiyonlar Ligi’ndeki Galatasaray, Avrupa Ligi’ndeki Başakşehir, Beşiktaş ve Trabzonspor da en iyi oyuncuları alsınlar, yarışsınlar. Fenerbahçe, Deniz’i aldı. Ozan’ı Galatasaray sattı. Türk takımları, Porto ve Benfica’nın yaptığı gibi iyi oyuncuları alsınlar ve sonra satsınlar. Biz oyuncularımızın başarılı olmasını, aynı zamanda uluslararası alanda milli oyuncu olarak boy göstermesini istiyoruz. Bu durum artı değer olarak öne çıkıyor” dedi.
“AVRUPA’NIN İSTEMEDİĞİ OYUNCULARI ALIYORUZ”
Falcao’nun Galatasaray’a, Gustavo’nun Fenerbahçe’ye transfer olmasının Süper Lig’e katkısının nasıl olacağı yönündeki soruyu yanıtlayan Şenol Güneş, “Ülkemizde oynanan futbola, marka değeri olan oyuncuların katılması, gündem açısından önemli. Daha önceden Beşiktaş’tayken Pepe bizdeydi, Babel gitti geldi, Quaresma da yıldız oyuncu. Bu tip oyuncuların kulüplere katkısı var, buna katılıyorum. Ama bir süre sonra daha kötü şekilde ayrılıklar oluyor. Bizim futbol kültürümüz varsa, oyuncunun gelmesi değil, bu birlikteliğin devam etmesi önemli olan. Falcao’nun gelmesi başlı başına Galatasaray’ın başarısıdır. Katkısı ne olur bilemem. Hiçbir şey yapmayıp gidebilir de. Ya da takımla özdeşleşebilir. Hagi, Galatasaray’da öyle olan bir oyuncuydu. Alınmasına karşı değilim. Ama bu oyuncuları dışarıya ihraç etmek işimize gelmeli. Marka değeri, aldığımızı markasını düşürerek gönderiyoruz. Ekonomimizi daha dikkatli yapmalıyız. Falcao’nun değeri mutlaka yüksek. Avrupa’da yapılan gibi 10, 20 milyon verip genç futbolcuları pazarlamıyoruz. Bugün Yusuf’u aldıkları gibi. Bu tip oyuncuları ileride 50’ye satmak için bizden alıyorlar. Biz, Avrupa’nın istemediği oyuncuları alıyoruz. Tam tersini yapıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Avrupa kulüpleriyle yarışma konusundaki düşüncelerini de söyleyen Güneş, “Real Madrid ve Paris Saint Germain’i Galatasaray’la eşleştirdiğiniz zaman, Galatasaray tabii ki yenebilir. Her takım her takımı yenebilir. Ama bütçe yarıştırması yanlış bir durum. Bu yüzden üretimi söyledim ben. Ama bu, bugünün işi değil. Her şeyi hem düzeltip hem yarışacaksın, bu şu anda mümkün değil. Kulüplerin ekonomileri müsaitse ve almışlarsa hayırlı olsun, biz de zevkle izleriz” diyerek sözlerini tamamladı.
İSTANBUL/İHA