’70 yıldır sahnede her oyunda heyecanlanıyorum’

2018121409393919_vqd9h6ba0ikqssgjjogk13nhm61

Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Yılmaz Gruda, 70 yılı aşkın süredir sahnede olmasına rağmen her oyunda 3-5 saniye büyük bir heyecan yaşadığını söyleyerek, “Bana göre heyecanlanmayan kişide biraz eksik vardır. Mutlaka heyecanlanmak lazım.” dedi.

Gruda, “Biz Bize Benzeriz” başlığı altında yazdığı 12 oyunu, Beyoğlu’ndaki Sadri Alışık Tiyatrosu Çolpan İlhan Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşturdu.

Oyuna ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan 88 yaşındaki sanatçı, 70 yıldan uzun bir süreyi sahnede geçirdiğini ve her oyunda 3-5 saniye büyük bir heyecan yaşadığını söyleyerek, “Önemli olan o heyecanı alıp oyunun içine katmak lazım. Bana göre heyecanlanmayan kişide biraz eksik vardır. O heyecan size lazım. Heyecan bir coşku getirir. Heyecanı alıp oyuna koyarsanız, gider.” diye konuştu.

BİR SAAT 20 DAKİKADA 12 OYUN SAHNELENİYOR

Usta oyuncu, son dönemde “kabare” adı altında sahnelenen eserlerin bir konuyu işlediğine ve kabarenin önemli ögelerini barındırmadığına dikkati çekti.

Günümüz kabare tiyatrolarına benzemeyen, iddialı bir oyun sahneye koyduklarını aktaran sanatçı, şunları kaydetti: “Aslında kabarenin temelinde şarkı ve müzik var. Kabarenin kaynağı orada. Sonra araya sözler geliyor. Vermek istediğiniz mesajın daha sağlam gitmesi için piyasada mevcut, çok iyi ezberlenmiş şarkıları, günün zaaflarına uygun biçimde çevirebilmektir temelde yatan. Şarkının sözleri, işlenecek konuya bağlı olarak değiştirilir.”

Yılmaz Gruda, oyunda dinlendirici nitelikte canlı müzik olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Kabarenin en önemli unsurlarından biri de canlı müziktir, arka fondan gelen müzik değil. Aynı zamanda oyuncu da olan bir gitarist arkadaşımız var. Şarkılara gitarıyla eşlik ediyor. Oyunda dans da var. Dans olmazsa, kabare olmaz. Yani şarkı ve dans var. Ondan sonra da oyun var. Bu dans ve müzik de oyunla bağlantılı.” ifadelerini kullandı.

Her kabarede en az 5-6 konu işlenmesi gerektiğini aktaran sanatçı, “Biz Bize Benzeriz” adlı eserde 12 oyunu, bir saat 20 dakikalık süre içinde sahnelediklerini dile getirdi.

“ADAM VERDİ ELİMİZE TELEFONU, İŞGAL ETTİ”

Usta oyuncu, insanların zaaflarını ele aldıkları tempolu bir oyun sunduklarını vurgulayarak, şu bilgileri verdi: “En korkunç zaafımız cep telefonu. Herkesin elinde cep telefonu var. Kimliğimizi, her şeyimizi unuttuk. Memleketin silahla, tüfekle işgal edilmesine gerek yok. Adam verdi elimize telefonu, işgal etti. Bir nevi bir uzuv yarattık. El, kol, sonra da bir uzuv, bir organ yaratıldı. Elbette telefonu kullanacağız ama yerine göre kullanacağız. Onu bir yere kadar kullanıp sonra da oturup karşılıklı fikir yürütmek, üretmek, birbirimizden fikir almak, birbirimizi yeniden oluşturmak gerek.”

Futbolun da bir zaaf haline geldiğini söyleyen usta oyuncu, futbol müsabakalarının sonrasında süren tartışmaları eleştirerek, “Ekranda birbirleriyle kavga ediyorlar. Siz iyiyi, güzeli öğreteceksiniz. Niye kavga sergiliyorsun. Bizde yenilme kültürü yok. Yenilince, ‘Ben bittim, öldüm’ dememeli. Her yenilgi bir eşik, yeniden doğmaktır. ‘Yenildim, bittim’ değil. Hayır bitmedin. Nerede hata yaptıysan onu yakala. İşte zaaflarımızdan biri de bu. Sporda adam yenilince yumruğu patlatıyor. Kardeşim, teşekkür et çünkü sana zaafını gösterdi. Yenildin ama niye yenildiğini ara bul.” açıklamasını yaptı.

Gruda, 10 kişilik harika bir ekiple, iyi bir iş ortaya koymak istediklerinin altını çizerek, “Sanatın bir yönü de ima etmektir. Biz kalkıp nutuk atmıyoruz ama bir olayı olduğu gibi gösteriyoruz. Terzi sensin, düzeltmek senin elinde.” değerlendirmesinde bulundu.

Kerem Alışık’ın kendilerine bir imkan sunduğunun altını çizen sanatçı, haftada bir gün oyunu sahneleyeceklerini söyledi.

“İNSANİ ZAAFLAR DAHA DA YIPRATICI BOYUTTA”

Oyunun Genel Sanat Yönetmeni aynı zamanda Yılmaz Gruda’nın kızı olan Elvan Gruda da babasının yıllar önce yaptığı Devekuşu Kabare’yi bir kez daha gündeme getirmek istediklerini ifade ederek, “Toplumun zaaflarını, sorunlarını, birtakım problemleri, insanların ilişkilerini irdelemek istedik. Bugüne kadar neler değişti? Aslında değişen bir şey yok gibi görünüyor. Sadece şekil değiştirmiş durumda. İnsani zaaflar yine aynı. Hatta daha da yıpratıcı boyutta. Dolayısıyla kabarede, çivi darbeleriyle bunu ele almaya, önemli noktaları vurgulamaya çalıştık. Oyunumuzda çok değerli, her biri çok yetenekli oyuncular var.” diye konuştu.

Elvan Gruda, günümüzdeki en büyük zaafın iletişimsizlik ve insanların birbirini anlayamaması olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Empati kelimesini kullanıyoruz. Hatta anlamını da öğrendik ama empati yapamıyoruz. Dolayısıyla da insanlar birbirine karşı daha acımasız. Daha kırıcı olabiliyor. Bizce bu zaaf, teknoloji kökenli. 2000’den sonraki bir durum. Giderek de yükseliyor. Özellikle genç nesil birbirinden kopuk ve sanal dünyada yaşıyor. Dolayısıyla en önemli unsur bu. Onun dışında aile ilişkilerinin kopması, insanların birbirine dürüst olmaması, birtakım kurumlarda her ne kadar teknolojik gelişmeler olsa da bazı şeylerin aksaması ve insanların daha mutlu, birbiriyle kenetlenmiş bir şekilde yaşamalarını sağlayacak unsurların eksikliği bizi üzebiliyor. Bunları ele almaya çalıştık.”

Oyunda rol alan ve Yılmaz Gruda’nın torunu olan Emre Gruda ise oyunda dünyadan kopuk, telefona bağımlı bir genci canlandırdığını söyledi.

Yılmaz Gruda’nın torunu olmanın kendisini motive ettiğini belirten Emre Gruda, “Sanatı bilen, güzel bir aileden geliyorum. Bana çok fazla şey öğretebilir. Annem, dedem ve anneannem bu işin erbabı, işini iyi bilen, kültürlü insanlar. Ben de erken yaşta bu işe atıldığım için onlardan çok fazla şey öğrendim. Beni bu konuda çok beslediler.” diye konuştu.

Eserde Yılmaz Gruda’nın yanı sıra Ceyda Yücesan, Serdar Ayyıldız, Ersin Arıcı, Yağmur Çağlan, Songül Mercan, Erhan Sefacı, Emre Gruda ve Gamze Acı da rol alıyor.

 

Exit mobile version