HİÇBİR ŞEY TESADÜF DEĞİL
Her yaşanmış olay, bir sonrakinin hazırlayıcısıdır…
Hiç olmadık bir anda ayaküstü tanıştığın ve sana iki cümle kuran bir kişi, belki de hayatının dönüm noktasının baş kahramanı olacak. ‘’Ben bunu nasıl düşünmedim’’ dediğin beyninde sinyaller çaktıran bu dost, bir yabancı olmadı mı hiç? Bu tesadüf olamaz dediğin durumları yaşamadın mı hiç?
Onlar belli amaca hizmet etmek, bize bir ders vermek, kim olduğumuzu veya olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz. Bu insanların kim olduğunu önceden kestiremeyiz; belki koro arkadaşımız, komşumuz, doktorumuz, uzun zamandır göremediğimiz bir arkadaşınız, eşiniz ya da göz göze geldiğiniz bir yabancı..,
Yaşanılan her karşılaşmada muazzam bir alışveriş var aslında. Tabi ki fark edenlere. Hem öğretmen, hem öğrenci oluyorsunuz.
Metroda gözlerinizin içine enerji dolu bakarak, size yer veren kişi tesadüf mü? Gözlerinizin içine bakarak o masada oturmuş kıl olduğun kişi tesadüf mü?
Bilinçli buluşmalar yaşıyoruz, misyonlarımızı yerine getiriyoruz. Tesadüflere inanmak bizi kendi gücümüzden uzaklaştırır.
Yaşadığın her şeyin bir nedeni vardır. Karşına çıkan insanlar, yolda karşılaştığın hayvanlar, hissettiklerin, tekrar eden olaylar, yerler? Hepsinin hayatınızın bir ucuna dokunduklarını görebiliriz.
ŞAŞIRTICI KARŞILAŞMA
“Çok eskiden yaşadım bu ânı ben”
Dersiniz şaşkınlık içinde.
İlk girdiğiniz bir ev, bir merdiven
Birden güneş vuran pencere,
Ve tam sırasında tren düdüğü…
İşte böyle gelmişti siz dünyada
Değilken bir gün öğle üstü
Bu renklerle bu sesler bir araya.
Yaşamak anımsamak mıdır yoksa?
Sanmam, biz de bir sestik belki
Birileri için yıllar önceki
Şaşırtıcı karşılaşmada
Melih Cevdet ANDAY