25 yıllık hikayede hazin son

elekom8

Türk Telekom, 2005’te 6.5 milyar dolara OTAŞ’a satılarak özelleştirildi. OTAŞ, Türk Telekom hisselerini teminat göstererek 2013’te aldığı 4.75 milyar dolarlık krediyi geri ödeyemedi. Böylece yüzde 55’lik hissenin yeni sahibi İş Bank, Akbank ve Garanti oldu. Bu özelleştirme fiyaskosuyla birlikte akıllara Tansu Çiller’in Telekom’u satma projesi geldi: 1994’te 40 milyar dolara Telekom’un yarısını satabilseydik, iç borcu bitiyorduk.

Türk Telekom özelleştirilmeden önce en fazla kurumlar vergisi ödeyen ve hatta 2004 yılında 2.2 milyar net kârı olan, yaklaşık 60 bine yakın personel çalıştıran bir şirketti. Fakat bugün baktığımızda Türkiye’nin en köklü ve dev şirketlerinden biri olan Türk Telekom, ödeyemediği krediler yüzünden yüzde 55’lik hissesi borçlu olduğu İş Bank, Akbank ve Garanti bankasına devredildi. Türk Telekom, 2005’te yapılan ihaleyle 6.5 milyar dolara Lübnanlı Hariri ailesinin doğrudan ve Saudi Telecom Company’nin dolaylı ortak olduğu OTAŞ’a devredilmişti. OTAŞ, Türk Telekom hisselerini teminat göstererek 2013’te aldığı 4.75 milyar dolar tutarındaki krediyi geri ödeyemedi. Bunun üzerine kreditör bankanın, teminat hisselerini devralarak kuracakları bir özel amaçlı şirkete (SPV) yerleştirmelerine Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan onay geldi. Böylece Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası, Türk Telekom’un çoğunluğuna sahip oldu. Öte yandan Telekom’un satışı denilince akıllara gelen ilk isimlerden biri dönemin Başbakanı Tansu Çiller geliyor. 1993 yılında Çiller, Türkiye’nin iç borcu yüzünden Meclise Türk Telekom’un yarısını satma önerisi getirmişti. O dönemde bütün siyasi partiler bu öneriye satılamaz damgasını koydular. Çiller, TBMM’de sabahlayıp T’nin satışı için yasa çıkardıkça, muhalefet Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor ve yasayı iptal ettiriyordu. 2005 yılında yapılan satış içinde Çiller ister istemez hatırlanıyor. PTT’nin ‘T’si olarak adlandırılan Türk Telekom, hakkında Çiller şu açıklamaları yapmıştı: “1993’te, 1994’te, PTT’nin T’si olarak satabilseydik. Sattırmadılar. Türkiye bir altın fırsatı kaçırdı. O zaman 40 milyar dolar ediyordu. Türkiye’nin iç borcu ise 14-16 milyar dolarlar civarındaydı. Yüzde 50’sini sattığımızda, iç borcu bitiyorduk. Yarısının bedeli bile borç sorununu hallediyordu. Bunun anlamı şuydu: Eğer satışı yapabilseydim, Türk ekonomisinde kanseri yenmiş olacaktım. Neden böyle söylüyorum? Çünkü, bu satış gerçekleşseydi, borç meselesi çözüleceği için Türkiye, borç-faiz sarmalına düşmeyecekti. Ondan sonraki yıllarda borçlanmaya ihtiyacı olmayacaktı dolayısıyla ekonomi borç-faiz batağına girmeyecekti. Türkiye IMF’ye muhtaç olmayacaktı, dış bağımlılıktan kurtulacaktı. Bu bir hastalığı hem de kanser gibi bir hastalığı kökünden kurutmak anlamına gelecekti. Türkiye, büyük ihtimalle değil kesin olarak makus talihini yenmiş olacaktı. Benim her zaman hayıflandığım budur. Bugün ise yüzde 55’i 6,5 milyar dolara satıldı. Türkiye’nin borç büyüklüğünü düşünürseniz rakamlar arasındaki farkı daha iyi anlarsınız.”

Söz konusu devir işlemiyle birlikte aralarında Mohammed Hariri’nin de bulunduğu Türk Telekom’un yönetim kurulu üyelerinden 4 isim istifa etti. Türk Telekom Yönetim Kurulu üyelerinden Mohammed Hariri, Cenk Serdar, Faisal Mohammed Aldughaither ve Al-Hakam Marwan Moh’d Kanafani şirketteki tüm görevlerinden ayrıldı. Mohammed Hariri’nin istifası üzerine boşalan üyeliğe, Hakan Aran; Cenk Serdar’ın istifası üzerine boşalan üyeliğe, Muammer Cüneyt Sezgin; Al-Hakam Marwan Moh’d Kanafani’nin istifası üzerine boşalan üyeliğe de Eyüp Engin atandı. Ayrıca Türk Telekom’un Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Hakan Dursun da görevinden ayrıldı. Türk Telekom, söz konusu atamaların onaya sunulması için 25 Ocak 2019 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapma kararı da aldı.

Türk Telekom’un 2005’te devredilmesinden bir yıl önce, 2004’te 2.2 milyar TL net kârı olan bir şirket olduğu biliniyor. Telekom, özelleştirilmenin yaşandığı 2005’te herhangi bir borcu olmayan, kasasında 2 milyar doları bulunan bir şirketti. OTAŞ, ihaleyi kazandıktan sonra ilk etapta ihale bedelinin yüzde 20’sini peşin, kalanını da beş eşit taksitte ödeyeceğini açıklamış, 2007’de 4.3 milyar dolarlık kredi alarak, borcunu 4 yıl erken kapatıp hisselerin sahibi olmuştu. Türkiye’deki borçlarını ödeyemeyince 2013’te oluşturulan konsorsiyumdan 4 milyar 478 milyon dolar ve 211 milyon 970 bin dolar kredi alan OTAŞ Telekom, Eylül 2016’dan bu yana 4.75 milyar dolarlık kredinin üç ödemesini yapamadı. Telekom’u borçlandırmaya başlayan Oger, 2016 sonu itibariyle şirketi 3.5 milyar dolar borca batırdı. Bu borçlar, dövize bağlı ve değişken faizli haldeydi. Bunun üzerine OTAŞ’ın borcunun yeniden yapılandırılması ve olası satışı için görüşmeler başladı. İki yıla yakın süren ve aralarında yüzde 55 hissenin satışı için görüşmelerin yapıldığı süreç sonunda Türkiye İş Bankası, Garanti Bankası ve Akbank, borçların yeniden yapılandırılması için tüm kredi veren taraflarca bir mutabakata varıldığını duyurdu.

Türk Telekom’un yüzde 55 hissesine denk gelen 192 milyar 500 milyon adet A grubu paylar, resmi olarak kredi verenler tarafından kurulan özel amaçlı şirket Levent Yapılandırma Yönetimi (LYY) tarafından devralındı. LYY’den konuya ilişkin yapılan açıklamada “21 Aralık 2018 tarihli hisse devri işleminin sonuçlandırılması, ortaklık yapısındaki belirsizlikleri ortadan kaldıracak, Türk Telekom’un mevcut yatırım ve faaliyetlerini sorunsuz sürdürmesini, ileriye yönelik gerekli adımları zamanında atmasını ve de başarılı operasyon ve hizmetlerinin devamlılığını sağlayacaktır. Temel amacımız mümkün olan en hızlı şekilde gerekli koşulları sağlayarak Türk Telekom hisselerini Türk Telekom’un ve ülkemizin stratejik çıkarlarını gözetebilecek ve Türk Telekom’u daha da ileriye taşıyacak, konusunda uzman bir yatırımcıya devretmektir” denildi.

 

Exit mobile version