120 YIL SONRA YIKANDI

IMG_6A0939-C2F46D-5A3821-0F437D-1C6B51-5E7008

Ölçülerinden ötürü Yıldız Şale Köşkü’ne zor bir şekilde sokularak Tören Salonu’nun zeminine serilen halı, 120 yılın ardından ilk defa salondan çıkarıldı.

Halı, özel olarak Yıldız’da yapılan bir havuzda yıkandı ve restorasyona hazır hale getirildi.

Yaklaşık 3 ton ağırlığında olduğu tahmin edilen, 468 metrekare büyüklüğündeki ve dünyanın en büyük halılarından biri olan halı, yaklaşık 2,5-3 yıl sürecek restorasyon çalışmasının ardından Yıldız Şale KöşküTören Salonu’na yeniden yerleştirilecek.

“Özel bir mekana taşındı”
Konuya ilişkin bilgi veren Milli Saraylar İdaresi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Çapoğlu, Türkiye’nin en büyük yekpare halısının tarihi bir özelliği olduğunu belirtti.

Çapoğlu, “Halı, II. Abdülhamid döneminde, Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Türkiye’yi ziyareti için yaptırılmış. Halının şeması saray ressamı Emil Meinz tarafından tasarlanmış.” dedi.

Halının bulunduğu tören salonunun, tavan ve yan duvar desenleriyle bütünleşik bir görüntü arz edecek şekilde şemasının yapıldığını kaydeden Çapoğlu, şunları aktardı:

“Halının özelliği şu, 3 adet göbek vardır. Ve bu 3 adet göbek, tavanda görkemli olarak asılan avizenin izdüşümüne denk gelecek şekilde ayarlanmıştır. Bu 3 tane madalyonun ortada büyüğü oval şekilli simetrik noktada her iki yanında dairesel şekilli madalyon vardır. Halımız Hereke Halı ve İpekli Dokuma Fabrikası’nda dokunmuştur. Gördeskari döşeme tekniğiyle dokuma tekniğiyle üretilmiştir. 120 yıl sonunda, yaşanmışlığın arkasında bir miktar aşınmışlık vardı. Bunu restore edebilmek için bulunduğu yerden aktarıldı ve özel bir mekana taşındı.”

“Olumsuz bir etki vermeyecek deterjan tespit edildi”
Halının oluşturulan özel bir havuz içerisinde bir gün süren çalışmayla yıkandığını belirten Çapoğlu, “Yıkamasında da özel bir ihtimam gösterildi. İstanbul Teknik Üniversitesi tekstil mühendisliği laboratuvarlarında bu halıya olumsuz bir etki vermeyecek şekilde bir deterjan tespit edildi. Ve o temin edilerek yıkandı. Santrifüjle fazla suyu emildi. Bu alanda restorasyona hazır hale getirildi.” dedi.

Prof. Dr. Çapoğlu, halıda 120 yıllık yaşanmışlığın, kullanılmışlığın izlerinin olduğunu belirterek, “Bu süreçte güve yenmesi, yırtık, kesik ilaveler, dikimler ve katmer oluşmaları gibi birtakım izler var. Restorasyona geçmeden önce bu izlerin rölöve çizimleriyle tespiti gerçekleştirildi. Bunun akabinde yaklaşık 2,5-3 yıl sürecek bir restorasyon çalışması başlayacak. Bunun için de Milli Saraylar İdaresi’nde mevcut olan uzman restoratörlerimizin titiz bir çalışmaları ile bu restorasyonları tamamlayacağız.” bilgisini verdi.

Exit mobile version