Türkiye gerçekten çok özel ve güzel bir ülke.
Nice yaşanmış hadiseler var ki, dünyanın hiçbir milleti anlayamaz, algılayamaz.
Bu olayların kimi trajikomiktir.
Kimi ibretlik faziletli hikayelerdir.
Bazıları için ise “Bu ancak Türkiye’de yaşanır” hükmünü veririz.
Şimdi anlatacağım hikâye bütün absürtlüğüne rağmen gerçek.
Ve bu hikâyeyi yaşanmış ve halen yaşanmakta olan birçok tuhaf olayla benzeştirip ironik değerlendirmeler yapabiliriz.
Ama bugün bunu yapmayacağım.
Hikâyeyi anlatmakla yetineceğim. Zaten siz bu sevimli ama akıllara zarar yaşanmışlığı uygun bir yere elbette oturtursunuz.
Dediğim gibi, olay gerçektir.
Elazığ’da geçer.
Bir personelin ihmali sonucu Elazığ Akıl Hastanesi’ndeki bütün hastalar kaçar.
Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar.
Toplam 423 akıl hastası şehrin içine yayılır.
Durumu haber alan mülki makamlar panikler, başhekimi de aralarına alıp durum değerlendirmesi yaparlar.
O zamanın başhekimi de meşhur doktor Mutemet Bey’dir.
Mutemet Bey biraz düşünür ve sonra “Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak beni takip edin” der.
Sözü geçen bir adamdır.
Mutemet Bey önde, diğerleri arkasına vagon gibi yapışırlar, trencilik oynar gibi ve arada sırada düdük de çalarak başlarlar Elazığ’ın içinde turlamaya.
Mutemet Bey’in taktiği tutmuştur. Tur attıkça hastaneden kaçan akıl hastaları trene dahil olurlar ve uzun bir katar haline gelir Mutemet Bey’in lokomotifliğinde.
Bütün Elazığ’ı iyice turladıktan sonra Mutemet Bey artık rotayı hastaneye doğru çevirir.
Tren komple bahçeye girince de kapılar kapanır. Böylece kaçmış veya dağılmış olan bütün hastalar toplanmış olur.
Sorun çözüldüğü için mülki makamlar ve doktorlar, trencilik oynayıp hastaneye döndükleri için de hastalar hallerinden çok memnundur. Herkes neşelidir.
Ancak esas sorun akşam yoklama yapıldığı zaman ortaya çıkar; hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir!
Aslında bu bir sorun mudur?
Sonuçta tedaviye ihtiyacı olup dışarıda dolaşan birçok hasta tespit edilip hastaneye alınmıştır.
Hatta şaşkınlık geçince arada bir muhtemel yeni “akıl hastaları” toplamak için benzeri trencilik oyunlar oynanmış mıdır?
Onu bilmiyoruz.
Fakat en azından şunu söylemekte fayda var.
Ve bu yaşanmışlıktan çıkarılması gereken bir ders:
Her kalabalığın peşine takılmayacaksın? Sonu nerede biter belli olmaz!
Osman ATAMAN 04 Tem 2017
Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik‘te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.
Yeni Birlik Gazetesi’ni Gazete Bayilerinden Temin Edebilirsiniz.