Uçan ülke…
Model ülke…
Süper ülke…
Hiper ülke…
Öncü ülke…
Zaferlerini ejderha meyveli smoothieyle kutlayan ülke…
Kıskananların çatır çatır çatladığı ülke…
Gün aşırı yeni bir “vizyon belgesi” açıklayan ülke…
Bu pırıltılı, şahlanmalı, kudretli, ihtişamlı ivmenin sahibi olan siyasi parti, en iddialı olduğu alanda, belediyecilikte, götüre götüre “Porof Zihni Sinir procesi”ni aratmayacak bir hizmet götürdü seçmenine…
Teşekkürler AK Parti;
Memlekete “şehitsiz şehitlik” kazandırmak kimsenin aklına gelmezdi!
***
İtiraf etmek lazım ki, yaratıcı.
Benzersiz.
Emin değilim ama muhtemelen eşsiz.
Ve biraz da tuhaf tabii;
AK Partili Başkan şehitlik inşa etme ihtiyacı duyduğuna göre, her şeyden önce partisinin daha 16 Nisan referandumunda verdiği sözü tutup da terör örgütlerinin kökünü kurutacağına, Türkiye’nin artık şehit cenazesi kaldırmayacağına inanmıyor belli ki; yoksa niye “şehit gelebilir” telaşıyla ilçenin başka hiçbir ihtiyacı yokmuş gibi bu işe soyunsun ki!
Kanlı canlı gençler için yaşarken işlerine yarayacak, işlerini kolaylaştıracak onların itibarlı bir hayat sürmelerine yarayacak nasıl projeler yapıyor bilmiyorum ama Allah var -itibarda tasarruf olmaz diye zahir- konforlarından tasarruf etmemiş “muhtemel şehitler”in:
5 dönümlük arazi üzerine inşa edilen ve 200 bin liraya mal edilen şehitliğin kapasitesi 12 kişi; geniş geniş…
Yine de sormadan edemeyeceğim;
Olmayan şehide -Allah muhafaza çağırır gibi- üç artı bir mezar yeri yapmak yerine o 200 bin lira ilçedeki 6 şehidin ailelerinin ihtiyaçlarına harcansa daha hayra geçmez miydi!
Merakımı celbeden bir husus daha:
Olmayan şehitler için, nerede, ne için, nasıl şehit olduklarını bilmeden nasıl “anıt” dikebildiniz acaba? Kehanet yoluyla mı karar verdiniz mesela formuna?
***
Bence özür dilemesi gereken bu dahiyane işin akıl edeni, uygulamaya geçireni ama yine de ben kendi adıma başta şehit aileleri olmak üzere hepinizden bu yazıdan dolayı özür diliyorum; bende ayar bırakmadı Porof Zihni Sinir’in procelerine rahmet okutan hizmetleri!
Velhasıl-ı kelam, asıl diyeceğim şudur ki;
Vizyonu turp gibi memleket evlatları için iş, aş, eğitim, güvenlik, refah değil de “şehitlik” projesi olan bir kafanın devleti, devleti yaşatmak için de elbette insanı yaşatacağına, yaşatabileceğine, bu saatten sonra kimse ikna edemez beni!
***
Merak etme şaşırmayız
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı diyor ki;
“Amerikalılar PKK/YPG/PYD üçlüsü ‘terör’ koktuğu için bunlardan kurdukları terörist ordusuna Suriye Demokratik Güçleri (SDG) diyerek akıllarınca bizleri uyutmaya kalkıyor. ABD’li generaller hâlâ bu SDG’lilerle içli dışlı. PKK ABD’nin terör listesinde. ABD’li askeri yetkililer PKK’lılarla kol kola girip ‘ama onlar SDG’li’ diyerek bizlerin zekâları ile alay ettiklerini sanıyorlar…
Yani yakında Amerikalılar Abdullah Öcalan da bir SDG lideridir derse sakın şaşmayın…”
İktidarınız Abdullah Öcalan’ı “bebek katili”nden “Kod adı İmralı”ya ve dahi “sayın”lığa terfi ettirip de açılım yılları boyunca “Öcalan da barış istiyor”, “Öcalan’ın amacı yaşatmak”, “Öcalan silahların susmasından yana” diye öyle çok hikâye anlattı ki bize, şerbetlendik;
Merak etmeyin hiç şaşırmayız.
Hatta belli mi olur; bir dönem ortaklarınız “paşa” yapılmasını teklif etmişti, devran döner yarın bir gün rütbelerini takmak da yine size kısmet(!) olur!
***
Allah da görüyor
TRT ekranlarında “Allah’ı sürekli gördüğünü” söyleyen “bilim insanı(!)”, Allah’ın da bütün bu kepazelikleri gördüğünü, duyduğunu unutmuş olmalı!
***
SORU-YORUM
Sorum, TBMM kürsüsüne çıkıp çıkıp “FETÖ’yle mücadelede ne kadar kararlı olduklarını” anlatan milletvekillerine; Madem “FETÖ”nün başının ezilmesini bu kadar hararetle istiyorsunuz, “FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın” önergesini neden reddettiniz? Söylediklerinize mi inanalım, yaptıklarınıza mı?
***
GÜNÜN SÖZÜ
Hâkimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından, hiç kimseye ilim gereğidir diye görüşme ve tartışmayla verilmez. Hâkimiyet, saltanat, kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. ATATÜRK
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.