YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, 21. yüzyılın hakim gücü endüstri 4.0 ve dijitalleşmeyle birlikte insan hayatının tüm noktalarında süreklilik gösteren değişkenlik ve akışkanlıklar oluştuğunu belirterek, “Alışık olduğumuz durağan bir sistemden daha dinamik sistemlere geçilmektedir. Eğitimde bilgi kadar yeteneklerin geliştirilmesi ve kazandırılması ve de yetenek eğitimlerinin hızla uygulanmaya başlanması beklentisi ön plandadır” ifadesini kullandı.
Dünyada yükseköğretimin planlayıcılarının, politikacıların, iş dünyasını yönetenlerin 21. yüzyılın yetişecek bireylerini hazırlamak amacıyla yoğun ve entegre çalışmalar yürüttüklerine dikkat çeken Saraç, şunları kaydetti:
“İNSAN KAYNAĞI YETİŞTİRİYORUZ”
“Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 yılı ‘İşlerin Geleceği’ raporuna göre: yüksek hızlı mobil internet, yapay zeka, bulut teknolojilerinin ve büyük veri analizlerinin adaptasyonunu, iş dünyasını hızlı, derinden ve yaygın olarak etkilediği net olarak ortaya konulmaktadır. Yükseköğretim Kurulu olarak bütün bu süreçlerle ilgili birçok çalışmayı başlattık. Bugün itibariyle 16 üniversitemizde öğretim elemanları ve öğrencilere yönelik dijital dönüşüm programları başlatıldı. Bu proje ile bu yıl 30 bin 2 öğrenci, 3 bin 112 öğretim elemanı eğitim aldılar. Böylece, dijital dünyanın algoritmasına aşina bir işgücü yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu sistemle 2019’un sonuna kadar 100 bin öğrenci bu programı almış olacak. Bir Türkiye projesi olarak sunduğumuz 100/2000 YÖK Doktora Projesi’nde geleceğin meslekleri ile ilgili ülkemizin ihtiyacı olan öncelikli alanlarda (büyük veri, veri madenciliği, yapay zeka, robotik) doktora programları açarak akademiye, iş dünyasına ve de sanayiye, doktoralı, nitelikli insan kaynağı yetiştiriyoruz. Bu programdan gün itibariyle 3 bin 721 öğrenci yararlanıyor. Program bu yıl mezun vermeye başlayacak ve öncelikli alanlarda çok sayıda doktoralı elemanlarımız olacak.”
LİSANS VE ÖNLİSANSTA YENİ PROGRAMLAR
Dijital çağ okuryazarlığının, temel, bilimsel ve ekonomik teknoloji okuryazarlığının, dijital medya ve ortamların kullanılmasının, etkili iletişim, heterojen gruplarla etkileşimin, “büyük resim” içinde davranabilme, esneklik ve uyum, 21. yüzyılda edinilecek tüm mesleklerde ana beceriler ve ana kavramlar olarak sunulduğu kaydeden Saraç, Türkiye’de de üniversitelerde eğitim programları yapılırken bu kavramların da yer bulduğu ifade etti. Saraç, ayrıca bu yıl lisansta ve önlisansta geleceğin meslekleri olarak addedilen aşağıda isimlerini zikrettikleri programların açıldığına dikkat çekerek bu yıl ki YKS tercihlerinde yer aldığını vurguladı.
İŞTE GELECEĞİN MESLEKLERİ
Saraç, bunların bir kısmını şöyle sıraladı:
“Bilgi Güvenliği Teknolojisi, Havacılık Elektroniği, Tarım Ticareti ve İşletmeciliği , Uluslararası Ulaştırma Sistemleri , Yapay Zeka Mühendisliği, Yazılım Geliştirme. Dijital Medya ve Pazarlama (önlisans) Hibrid ve Elektrikli Taşıtlar Teknolojisi (önlisans), Üç Boyutlu Modelleme ve Animasyon (önlisans).”
KONGRE ÇALIŞMALARI BAŞLADI
“Yeni YÖK olarak geleceğin mesleklerine yönelik araştırma ve belirleme çalışmalarımız daha da gelişerek genişleyecektir” diyen Saraç şöyle devam etti:
“Endüstri 4.0 ve dijital dönüşümün etkileri birçok yeni meslek alanlarının oluşmasına veya mevcut iş alanlarının dönüşüme uğramasına neden oluyor. Bu değişimler bölgesel coğrafya ile de ilgili. Türkiye’ye bakıldığında, Türk iş dünyasında, iş hayatı için gerekli görülen temel yeteneklerin yüzde 41’inin 2020 itibari ile değişeceği ifade ediliyor. Türkiye’de yükseköğretim politikalarını yürüten kurum olarak biz de yetiştirdiğimiz gençlerin kariyer yollarında daha başarılı olmaları ve ülkenin ekonomik ve sosyal refahına mutlak katkı koyabilmeleri saikini önemle önde tutuyoruz.
21. yüzyılın diğer bir özelliği de, teknik yetenekler kadar sosyal yeteneklerin de önemli olduğudur. İş dünyasına sunduğumuz iş gücünün niteliğini arttırırken sosyal yetenekler kavramı da üniversitelerimizin önemli hedefleri arasındadır. Burada kritik bir nokta bilginin sınırını kaldıran en önemli etkenin dijitalleşme olduğudur. Bu durum onca değerin yanında ne yazık ki denetimsizliği ve bilgi kirliliğini de beraberinde getirebilmektedir, yani bilgi sınırsızlık karakteri kazanmıştır. Dolayısıyla bu konunun da gözden kaçırılmaması gerekmektedir.
Bütün bu konuları tartışmak amacı ile 2019-2020 eğitim yılının başında İstanbul’da üniversitelerimiz, iş dünyası ve sendikalarla birlikte “Geleceğin Meslekleri-Bölgesel Değerler ve Türk Yükseköğretimi” adlı kongre çalışmalarını başlatmış bulunuyoruz.
Gençlerimiz ülkemizin geleceği onları geleceğin meslekleri ile tanıştırmak ve onların bilim ile yoğrulmuş beyinleri ve yetenekli elleri ile büyük Türkiye idealine katkı sağlamak istiyoruz.”
İHA