Twitter hesabından yaptığı açıklamada Mihlafi, koalisyon güçlerinin geçici başkent Aden’de yaşanan olaylar karşısındaki tutumunu eleştirdi. Koalisyon güçlerinin Aden’deki olayların büyüklüğünün ve tehlikelerinin farkında olması gerektiğini vurgulayan Mihlafi şöyle devam etti:
“Yemenliler, destekledikleri ve meşruiyet verdikleri koalisyon güçlerine olan güvenini yitirdi. Aden’de yaşanan olayları içten ve dıştan planlayan ve uygulayanlar iki gerçeğin farkına varmalıdır. Birincisi, bu ateşte ilk yanacak olan kendileridir. İkincisi, vatanlar ve halklar ölmez.”
Sana, Aden veya ülkenin herhangi bir yerindeki tüm darbelerin ve küçük projelerin mevcudu yıkma projesi olduğunu belirten Mihlafi, “Aden’deki yeni darbe Sana’daki darbenin kopyasından başka bir şey değil ve aynı iddialar ve yöntemlerle yapılıyor.” ifadelerini kullandı.
Meşru hükümetin ve onu destekleyen siyasi güçlerin, ülkenin 2014’ten bu yana maruz kaldıklarına karşı koymak için birçok seçeneği olduğunu ifade eden Mihlafi, Husilerin darbesinden bu yana yaşananların derinlemesine gözden geçirilmemesi ve ülkeyi kurtarmak için ciddi bir görüş ortaya konulmaması halinde olayların daha fazla büyüyeceğini ve güneyden kuzeye herkesin bedel ödeyeceğini savundu.
YEMEN’DE NE OLMUŞTU?
Yemen’de ayrılık yanlısı Güney Geçiş Konseyine bağlı Hizam Emni birlikleri, 4 gün süren çatışmalar sonucu 10 Ağustos’ta Aden’deki Maaşık Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile stratejik devlet kurumlarını işgal ederek kentin kontrolünü tamamen ele geçirmişti.
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ikamet eden Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi liderliğindeki meşru hükümet, BAE destekli Hizam Emni birliklerinin girişimini “darbe” olarak nitelendiriyor.
Güneydeki ayrılıkçı hareketin destekçisi BAE, aynı zamanda 2015’ten bu yana Husilere karşı savaşta meşru hükümete destek veren Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonu içinde yer alıyor.
– Husilerle savaş sürerken güneyde ayrılık sesleri yükseliyor
Yemen’de daha önce güneyde ve kuzeyde varlık gösteren iki devlet 1990’da birleşmişti.
Ülkede İran destekli Husiler ile hükümete bağlı güçler arasında yıllardır çatışmalar sürerken güney bölgelerinde “ayrılık” fikirleri yeniden gündeme gelmiş ve “Güney Hareketi” adı altında ayrılıkçı bir hareket oluşmuştu.
Güney Hareketi, yaşanan savaş durumu ve krizleri gerekçe göstererek Mayıs 2017’de Siyasi Geçiş Konseyi adı altında bir oluşum kurulduğunu duyurmuştu.