Zuhal Sönmezer
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. TEKNOLOJİ
  4. “Dijital Evrenin Doğuşu” Bölüm 2: İnternetin Demokrasiyle Buluşması ve Mobil Çağın Şafağı

“Dijital Evrenin Doğuşu” Bölüm 2: İnternetin Demokrasiyle Buluşması ve Mobil Çağın Şafağı

1990’larla birlikte soğuk savaşın gölgeleri dağılırken, dijital evrende bambaşka bir dönem başlıyordu. İnternet artık sadece akademik çevrelerin ya da askeri üslerin tekelinde değildi. Ev kullanıcıları, e-posta adresleri edinmeye başlamış, üniversite öğrencileri ilk kez “dijital kütüphane” kavramıyla tanışmıştı.

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Teknolojinin süratle geliştiği bu dönem, aynı zamanda bilginin demokratikleşmesi anlamına geliyordu. Artık herkes bir “yayıncı” olabilirdi. HTML diliyle örülmüş ilk kişisel web sayfaları, forumlar, chat odaları derken dünya, sanal bir köy olmaya başlıyordu.

Bilgiye Erişim Devrimi

Ansiklopedilere hapsolmuş bilgi, artık birkaç tıklama uzağındaydı. 1995’te Yahoo! ve kısa süre sonra Google gibi arama motorlarının ortaya çıkışı, dijital çağın yeni kütüphanecilerini yarattı. Web tarayıcılarının gelişmesiyle birlikte internet, görsel olarak da cazip hale geldi. Netscape, Internet Explorer gibi tarayıcılar aracılığıyla internet sadece iş için değil, eğlence ve sosyalleşme için de kullanılmaya başlandı.

Kablosuz Dönüşümün Ayak Sesleri

1990’ların sonunda cep telefonları yaygınlaşmaya başlarken, dijital iletişim de cep boyutuna inmeye başlamıştı. SMS, ilk dijital etkileşim alışkanlıklarımızı değiştirdi. Bilgisayar başında olmasak da mesajlaşabiliyorduk artık. Bu gelişme, mobil teknolojilerin internetle buluşacağının sinyallerini veriyordu.

2000’lere gelindiğinde ise tablo tamamen değişmişti. Wi-Fi teknolojisiyle birlikte internet, fiziksel kablolardan kurtulmaya başladı. Laptoplar ve akıllı telefonların evrimi, kullanıcıyı yerinden bağımsız hale getirdi. İnsanlık, bilgiye her yerden erişebilir hâle gelmişti.

Dijital Kültürün Doğuşu

Bu dönüşüm yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda kültürel bir değişim dalgasıydı. Dijital ortamda kimlikler yeniden inşa ediliyordu. Bloglar, online günlükler, sosyal medya öncesi dijital vitrinlerdi. Kullanıcı, yalnızca tüketen değil, aynı zamanda üreten bir aktöre dönüştü. “Web 2.0” olarak anılan bu dönemde interaktif içerikler, kullanıcı katılımı ve sosyal medya platformlarının ilk nüveleri belirmeye başladı.

Son Söz

Soğuk Savaş’ın gölgesinde doğan dijital devrim, birkaç on yıl içinde bireyin günlük yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İnternetin evlere girişi, mobil teknolojilerin yükselişi ve kablosuz dünyanın yayılmasıyla birlikte, insanlık yeni bir iletişim biçimiyle tanıştı. Artık bilgiye ulaşmak saniyeler alıyor, dijital ortamda var olmak ise neredeyse gerçek yaşam kadar önemli görülüyordu. Bu dönüşüm, yalnızca teknolojiyi değil, insanın kendini ifade etme biçimlerini de temelden değiştirdi.

Bir sonraki bölümde, dijital kimliklerin inşa edildiği, görünürlüğün güçle eşdeğer hale geldiği sosyal medya evrenine ve algoritmaların görünmeyen etkilerine birlikte göz atacağız.

“Dijital Evrenin Doğuşu” Bölüm 2: İnternetin Demokrasiyle Buluşması ve Mobil Çağın Şafağı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!