Zeynep Kızıldağ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kadın olarak yaşamaktan korkuyorum

Kadın olarak yaşamaktan korkuyorum

Dünyamız için kötü haber
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kadın olarak yaşamaktan korkuyorum çünkü insan haklarının başında yaşama hakkı varken kadınlar bu haktan maalesef ki maruz kalıyor. Kadın -erkek eşit bir ülkede yaşadığımızı sanıyoruz ama durum değişebiliyor. Çünkü gerçek şu ki erkekler kadınlara oranla yapı olarak biraz daha güçlüler ve erkeklerde bu güçlerini kadınların zayıf noktalarını bularak kullanıyorlar. Ülkemizden geçmişte istatistiklere bakarsak 2002′ de 66, 2003’te 88, 2004’te 128, 2005’te 317, 2006’da 663, 2007’de 1011, 2008’de 806 kadın öldürülmüştür. Kadın olarak yaşamaktan korkuyorum çünkü 2002’den 2008’e kadar kadın cinayetlerinde 14 misli artış olması sizce de kötü bir durum değil mi? Ve bu oran git gide artmaktadır.

Türkiye’de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2020 yılı raporuna göre erkekler tarafından 300 kadın öldürülüyor ve 171 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunuyor. Burada dikkat çekmek isterim ki erkekler tarafından öldürülüyor, kadın kadını öldürmüyor. Neden peki ? Evli çiftlerde karısı o gün yemeği yetiştiremedi diye eşinden şiddet görüyor, karısının isteği olmamasına rağmen eşi karısına cinsel tacizde ve şiddette bulunuyor. Erkek karısının eve geç gelmesi sebebiyle karısını öldürüyor. Erkek arkadaşı tarafından bıçaklanan bir kadın, kendisinden ayrıldı diye kendine yediremeyip eski sevgilisini öldüren bir adam, hiçbir sebep yokken dolmuş şoförünün Özgecan aslanı tecavüz edip yakıp öldürmesi, sizcede yaşama hakkı en zayıf varlıklar kadınlar değil mi?

Kadın olmaktan korkuyorum çünkü 2008-2018 yılları arasında gerçekleşen kadın cinayetlerinde 623’ü eşi tarafından öldürülen kadınlar, 160’ı sevgilisi tarafından öldürülen kadınlar, 94’ü eski eşi tarafından, 49’u akraba tarafından, 48’i kardeşi tarafından, 48’i oğlu tarafından, 38’i babası tarafından, öldürülüyor. Kimisi evinde kimisi sokak ortasında, parkta, hastanede, eğlence mekanlarında, okulda, dere kenarlarında, yol kenarlarında ölü bulunuyor.

Türkiye’deki kadın cinayetlerinin sembollerinden birisi olan vahşice işlenen Emine Bulut cinayeti eski eşi tarafından kızının gözü önünde bıçaklanarak son anlarında “ölmek istemiyorum” çığlığı bir kadının yaşama isteğini öne sürüyor. Ve bir vahşi tarafından Emine Bulut’un yaşama isteği elinden alınıyor. Kızı bu olaya şahitken acaba diyor mudur? “Ben bu dünyaya bir kadın olarak gelmemeliydim. Babam anneme bunu yaptıysa ilerde benim başıma neler gelir? ” diye …

Kadınlarımız aslında erkekleri tamamlayan bir varlıktır. Yuvayı yapanın dişi kuş olduğunu, yemeği yapanın dişi kuş olduğunu, evi ev yapanın dişi kuş olduğunu öne sürmek isterim. Bu kadar emeği olan bir varlığın yaşamaya, hayatın en güzel yanlarını tatmaya, gündüzü geceyi görmeye hakları vardır. Kadınların yaşamına son verilirken birçok hakkınıda beraberinde son veriyorlar. Okuyan kadınsa hem eğitim hakkını hem de yaşama hakkını elinden alıyor, çalışarak çocuğuna bakan bir kadınsa hem çalışma hakkını hemde yaşama hakkını elinden alıyor. Kadın cinayetleri durmalı, durdurmalıyız. Kadınlarımız korkmadan yaşamalı. Hillary Clinton’ın şu sözüyle sonlandırmak istiyorum”İnsan hakları kadın haklarıdır ve kadın hakları insan haklarıdır”…

Kadın olarak yaşamaktan korkuyorum
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!