Yakup Aydoğan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Osmanlı ve Türkiye: Artılarıyla, Eksileriyle

Osmanlı ve Türkiye: Artılarıyla, Eksileriyle

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarihin omzumuza yüklediği miras, bazen övünç kaynağı olur, bazen de ağır bir muhasebe vesilesi. Osmanlı ve Türkiye, birbirinin devamı olan ama farklı zamanların, farklı ruh hallerinin yansıması iki büyük devlettir. Bugün geçmişe bakarken ne yalnızca birini yüceltmeli, ne de diğerini yerin dibine batırmalıyız. Gerçek tablo, artıları ve eksileriyle bütün bir manzaradır.

Osmanlı’nın Artıları

Osmanlı, bir cihan imparatorluğuydu. Üç kıtada adalet dağıttı, farklı dinleri ve milletleri asırlarca bir arada barış içinde yaşattı. Mimari, müzik, edebiyat, devlet yönetimi gibi pek çok alanda altın çağlar yaşattı. Klasik dönem Osmanlısı, devlet aklının ve kadim bilgeliğin mükemmel bir senteziydi. Herkesin yerini bildiği, adaletin merkezde olduğu, padişahların kul hakkından korktuğu dönemlerdi bunlar.

Osmanlı’nın Eksileri

Ancak hiçbir sistem ebedi değildir. Osmanlı da zamanla yoruldu, hantallaştı. Reformlar gecikti, bilimden uzaklaşıldı, saray entrikaları devleti içeriden kemirdi. Sanayi devrimini ıskaladı, yeniliklere direnç gösterdi. 19. yüzyıl itibarıyla “hasta adam” olarak anılması, sadece askeri kayıpların değil, çağın ruhunu yakalayamamanın sonucuydu.

Türkiye’nin Artıları

Türkiye Cumhuriyeti, enkazdan bir mucize çıkarmanın adıdır. Atatürk’ün liderliğinde, eğitimden hukuk sistemine, kadın haklarından sanayileşmeye kadar devrim niteliğinde adımlar atıldı. Bağımsızlık, halk egemenliği ve laiklik gibi kavramlar yerleşti. Türkiye, yeni bir yüzyıla umutla bakan, çağdaş bir devlet olma yolunda önemli mesafeler kat etti.

Türkiye’nin Eksileri

Ancak Cumhuriyet de zaman zaman ruhunu yitirdi. Bürokratik elitizm, halkla kopukluk, ekonomik kırılganlıklar, kutuplaşmalar ve zaman zaman hukuk sistemine olan güven kaybı, bu sürecin sancılı tarafları oldu. Devlet aklı yerine dönemsel popülizm yerleştiğinde, kurucu değerler zaman zaman gölgede kaldı.

Sonuç Olarak…

Osmanlı da bizim, Türkiye de bizim. Birini yüceltip diğerini karalamak, tarihe haksızlık olur. Osmanlı’nın devlet geleneğinden, Türkiye’nin çağdaşlaşma hamlelerinden ders çıkarmak zorundayız. İkisinin senteziyle ilerleyebiliriz: geçmişin köklerine sahip çıkan ama geleceğe bakan bir vizyonla.

Çünkü milletler ancak geçmişiyle barıştığında, geleceğe sağlam adımlar atabilir. Bizim de ne tek başına Osmanlıcı ne de sadece Cumhuriyetçi olmaya ihtiyacımız var. Bizim, aklı, vicdanı ve tarihi birleştiren bir şuur devrimine ihtiyacımız var.

Osmanlı ve Türkiye: Artılarıyla, Eksileriyle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!