Bu yazı yaptığım iç sesimi duyurmak ve farkındalık yaratmak için kaleme aldığım ara yazılarımın ilki; arada bu tarz yazılar yazıyorum. Bizler dünya gezegeninde değeri en geç anlaşılan bazen hiç anlaşılmayan, en çok darbe alan, ne yaptığı ile ne kadar önemli olduğu anlaşılmamış. Bir yandan dünyaca ünlü olmuş, yurdumda siyasiler ve zengin tanıdıkları yüzünden isim yapmış ama her seferinde kendini acındırmış isim yapan yazarlarımız. Benim de ünlü tanıdıklarım var da ben de o da olmuyor. Yayımevleri ise tam bir vampir bizi son haddemize kadar sömürüyor. Dağıtım firmaları ise kendi krallıklarını kurmuş…
Ama gelin görün ki internette bir yazarın sözüm ona kazandığı paralar var. Dalga geçtikleri gayet açık; öyle olmasa bile sizin söylediğiniz paraları hangi kalemdaşım almış ki!.. Bir de tanımı var o da şöyle; duygu ve düşünceleri kelimelerle en iyi şekilde kurabilen, algı ve hayal gücü üstün, kelimelerle arası oldukça iyi olan, kültürler arası ile ülkeler arası evrensel bağ kurabilen yeteneği doğuştan gelen insanüstü hayal gücüne sahip olan kişi biraz ben kendi yorumunu da kattım. Fakat bunu ne zaman ciddiye alırsınız bilmiyorum ama yasalar dahil olup her anlamda önemsenip önlem alınması gereken ileride çok ciddi sorunlara neden olabilecek sebeplerin olabilme ihtimali de yüksek bir alan…
Her zaman görüyorsunuz. Kitap mı yazdınız, eseriniz mi var? Onlara hemen dosyanızı gönderin editör incelesin sonra size geri dönsün hikayesi sonra bir ton para ve hiç alınmayan hizmet. Yalanlar, insanı duygusal olarak manipüle etmeleri de yanlarına kâr kalmaları. Emek hırsızlığı kültürel olarak geri kalmamıza neden olur. İlk çağlardan beri insan yazıyı geliştirmişti bunu okuduğunuz okullarda tarih dersinden biliyorsunuz. İnsan kayırmak, tanıdık ya da güçlü bir insandan çıkarları karşılığı senden ya da ondan faydalanmak hiç doğru değildir. Ben Garip Çocuktan Ölümün Nefesi ve Aşk-ı Esiri tam dokuz yıl ara ara yazarak birçok olaylardan sonra bitirdim. Sonra emekli olabilmek için çalıştım. Sonunda bir yayınevinden çıkardım. Ama dediğim gibi az para verdim diye mi, başka bir nedenden mi bilmiyorum doğru düzgün bir hizmet alamadım örnek olsun diye yazdım. Instagramda , Facebook’ta, LinkedIn gibi sosyal ağlarda olsam bile internette önlerde olmam gibi, ne yaparsak yapalım bir yazar olarak ne yazık ki bu ülkede hiçbir değerimiz yok. Tabii tanınmış biriyseniz dediğim gibi ayrı… Sorsanız milli değeriz. Artık nasıl bir milli değersek. Bir eser birçok dilde çıkıyor. Bir yazarın tatili, uykusu, dinlenme şansı yoktur. Çünkü yazar sürekli düşünür, üretir vb. gibi sürekli çalışır. Kanunlarda denetimlerde yeterli olmayınca durum tahammül edilemez hale gelmekte. Böyle sorunlar uzuyor da uzuyor sizin anlayacağınız. Devam edeceğim inanın bana… Umarım biri beni duyar özellikle siyasilerden… Sevgiyle kalın…
Yazar Suat Kuş
