Toplumu oluşturan varlıklardan biri erkek biri de kadındır. Cinsiyeti belirleyen iki hormon vardır. Bunlarda birinin adı Östrojen erkeklerde ise testosteron hormonu bulunur. Bu konuda araştırmam devam etmektedir. Toplumun bize doğduğumuz andan itibaren verdiği roller vardır. Bunun öncesinde sadece dişilerde doğurganlık vardır; bu bir toplumu ya da ulus, millet veya adına ne derseniz deyin kadınlar üretiyor ve üretmiştir. Her iki cinsin olması bizim çoğalmamız ile devam etmiştir. Yani seks eylemi doğal bir eylemdir. Bugün toplumun çekirdek ailelerden oluşuyor olması, birçok bireyin bir arada bulunması da yine toplumun oluşması anlamına geliyor. Fakat bunu daha farklı yorumlayarak çok farklı bir noktaya getiriyorsak o zaman onca bilgi, kavram, kanun, kural hepsi nasıl bir anlam taşır hiç bunu düşündünüz mü? Emin düşünmemişsinizdir; toplum içinde Dünya’ya ilk gözlerini açan çocuğu düşünün onun gözünden bizler nasıl görünüyor olabiliriz? Beynimiz de hiç bir bilgi yokken ve karşımızdaki insanların neden bahsettiklerinden bile bir haberken şimdilerde algıladığımız dünyaya ve toplumlara baktığımızda neyin saçma ve mantıksız geldiğini düşünmüyor olmamız toplumdan kendimizi izole ediyor olmamız, bilgisizliğimizi toplum da daha başka durumlarda kullanıyor olmamız; çok kafa yoruyorum ama hala daha şu soruya yanıt tam olarak cevap bulamadım “Biz homo sapienslere ne oldu?” Size söyleyeyim. Toplumda hepimizin bir rolü varmış öyle mi? Peki, benim rolüm ne bana söyleyin… Bu nasıl oluyor? Buna nasıl karar veriliyor? Bizi okul denilen binalara götürüyorsunuz; orada adına öğretmen dediğiniz bizimde birkaç sene sonra onlar gibi olabileceğimiz ve adına da üniversite dediğiniz binalarda çıkan başka insanlar… Yani sistem şu “İlk önce doğuyorsun ama bunun için bir erkek homo sapiensle dişi homo sapiens lazım öncesinde yine bu insanlar tanışacakla, bunun gerçekleşmesi için feromon salgılayarak birbirlerinden etkilenmeleri lazımdır, sonra flört edecekler. sinemaya ve eğlenceli birçok eğlenceli etkinlik yaparak her şey yolunda gider ise nihayetinde söz, nişan ve evlilik yaparak onlarda kendileri doğuran yetiştiren büyüten anne ve babaları gibi olacaklar, bu iş böyle devam edip duracak… Ne diyordum! Evet, okul, öğretmen, hademe, işçi, dişçi, mühendis, doktor, Genel müdür, asker, polis, hakim, savcı, avukat gibi meslek ve statüler sahibi roller veriliyor ve bunlara karşılık olarak toplum da düzen veya kanun gibi birçok farklı durumlarda bizden beklentilerini gerçekleştirmemizi bekliyorlar.” Yani bilemiyorum; birçok statü ve meslek önümüze seçenek olarak sunulmakta… Toplumsal cinsiyet sadece erkeğin erkek, kadının da kadın olarak hem çevresel hem de ailevi olarak değil; ekonomiden, sosyal çevreye, ikili ilişkilerden, meslek sahibi olmaya birçok alanda toplumun bize ne olup; neyi ne kadar yapacağımızı söyleme ve söyleyebilme densizliğine kadar getirmişiz. Gerçekten peri masallarına inandırılan ve kendini prenses sanarak, dizilerde ve filmlerde gördüğü erkekleri gerçek hayatta da sevebileceklerine inandırarak, daha o kadar çok kötü örnek var ki… Bu konuya ve bundan sonra kültürün bazı bileşik konularına geri dönüşlerim olacaktır. Toplumsal cinsiyet konusu ve kadın ile erkek arasındaki konular henüz tam olarak çözüme ulaşmış değil ne yazık ki!.. Bunu burada bir virgülle açık bırakıyorum. Fakat şu uyarıyı yapayım. Bundan sonra yazacağım ve ele alacağım konular açık konular olacak hassasiyet göstereceğinizi biliyorum; utanma hissi duyacak, beni yanlış yorumlayacak ve anlattığım konudan saparak beni sapkın olmakla, delilikle ya da daha farklı kelimelerle tanımlamaya çalışabilirsiniz ama dini, cinsel, sanatın bazı konuları ile kültürün bazı konuları hakkında ki yazılar sizin görmezden gelerek sanki yokmuş gibi davranıp asıl en çok darbeyi yediğiniz yerlerdir. Şunu unutmayın ben yazarım ve bu işi severek yapıyorum. Bir erkek olarak ve toplumsal cinsiyette bana verdiğiniz rol neyse ben de o rolümü oynuyorum; statüm ancak cumhurbaşkanı kadar olup, bir genel müdürden öteye gitmez. VIP ya da elit olarak da geçer. Yani kısaca siz bana ne biçtiyseniz ben onun tam tersiyim vesselam. Yazar Suat Kuş
Suat Kuş