Bir fincan Türk kahvesi, sadece sıcak içecek değil; aynı zamanda yüzyılların taşıyıcısı, geleneklerin sessiz anlatıcısıdır. Bir fincanın kırk yıl hatırı var ifadesini birçok kez duyulur. Âdeta köpüğüyle, kokusuyla, yanında ikram edilen suyu ve lokumuyla, Türk kahvesi bizim kültürümüzde özel bir yer tutar. Onun etrafında dönen sohbetler, kahve falı geleneği, misafir ağırlamanın incelikleri hep bir fincan kahvenin etrafında şekillenmiştir.
Türk kahvesinin özellikleri tarihi 16. yüzyıla dayanır. Yemen Valisi Özdemir Paşa Yemen’den İstanbul’a getirilen kahve, Osmanlı’da farklı bir kimliğe yerleşmiştir. Çekirdeklerin öğütülerek cezvede pişirilmesi ile ortaya çıkan bu müthiş lezzet, çok geçmeden saraydan halka herkesin evine yayılmıştır. Hatta kahvehaneler, dönemin sosyal hayatı merkezlerinden biri olmuştur. İnsanlar kahvehanelerde toplanır, edebiyat ve sanat konuşur, devlet meselelerini tartışırdı. Bir sonraki karşılık için dolayı bu nedenle kahve kültürü, bizim için sadece damak tadı değil, aynı zamanda bir iletişim ve paylaşım değildir.
Türk kahvesinin yapımı başına bir sanatçılık gibi. İnce çekilmiş kahve, soğuk su ve isteğe bağlı olarak şekerle cezveye konur. Köpüğünü kaybetmeden ağır ateşte pişirilmesi gerekir. İşin sırınız sabırdır; aceleye gelmez. Kahve pişerken mutfağı o koyu ve keskin kokusu sarar. Köpüklü bir Türk kahvesi ikram etmek misafire gösterilen değerin işarettir. Zira bizde kahve ikramı, sadece ağırlamak değil; aynı zamanda karşı tarafa “seni önemsiyorum” demenin bir metotludan gibi.
Kahve falı da Türk kahvesi kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır. Kahve içilirken fincan kapatılır, dilek tutulur ve sonra fincan içinde yapılan şekiller yorumlanır. Kahve falı da derin bir kehanet değildir tabi; daha çok tatlı sohbetlerin, ümit dolu muhabbetlerin bir bahanesidir.
Kahve aynı zamanda geleneksel düğün hazırlıklarında da kendine özgü bir yeri vardır. Kız isteme törenlerinde damada ikram edilen tuzlu kahve, esprili bir hava yaratır adeta damada bir sınavdır. Damat adayı kahveyi güler yüzle içerse, sabırlı ve hoşgörülü biri olarak görülür. Bu gelenek, aslında kahve üzerinden insan karakterine dair ipuçları taşıyan eski bir testtir.
Neticede, sohbeti Türk kahvesiyle bir fincan gibi geçirir, hocaydı hayattan altınlar alsaydım bu biraz eskiyen geçmişi hatırlamaktansa, biraz müstakbeli geleceğe hayırla bakmaktır. Onun için de kahve kahveden farklı bir şeydir; dostluk, aşk, sabır, nezaket içerisinde bir kültürlüdür.