İnsanı diğer canlılardan ayıran en belirgin özelliklerden biri, ahlaki değerlere sahip olması ve bu değerler doğrultusunda hareket etme yeteneğidir. Bu ahlaki değerler arasında yer alan faziletler, insanın hem kendisiyle hem de çevresiyle olan ilişkilerini düzenleyen temel ilkelerdir. Felsefe tarihinde pek çok düşünür, insanın erdemli bir hayat sürmesi için hangi özelliklere sahip olması gerektiği konusunda farklı görüşler ortaya atmıştır. Bu görüşlerin ortak noktalarından biri ise, insanın temel faziletleri olarak hikmet, adalet, iffet ve şecaati göstermesidir.
Hikmet, Adalet, İffet ve Şecaat: Dört Temel Fazilet
* Hikmet: Doğru bilginin ışığında, doğru kararlar verme ve doğru davranışlarda bulunma yeteneğidir. Hikmetli bir insan, olayları doğru değerlendirir, geleceği öngörür ve buna göre hareket eder.
* Adalet: Herkese hakkını verme, haksızlığa karşı durma ve eşitliği gözetme anlamına gelir. Adaletli bir insan, güçsüzleri korur, güçlüleri sınırlar ve herkese eşit fırsatlar sunar.
* İffet: Nefsin kötü arzularını dizginleme, aşırılıklardan kaçınma ve ölçülü olma halidir. İffetli bir insan, maddi ve manevi değerlere sahip çıkar ve bunları korumak için çaba gösterir.
* Şecaat: Zorluklar karşısında yılmamak, haklı davayı savunmak ve korkusuzca hareket etmektir. Şecaatli bir insan, hem kendisine hem de çevresine faydalı olacak işler yapar.
Bu dört temel fazilet, insanın iç dünyası ve dış dünyası arasındaki dengeyi sağlar. Ancak bu faziletlerin her birinde itidal yani denge çok önemlidir. Zira her faziletin ifratı (aşırısı) ve tefriti (eksikliği) birer rezilettir. Örneğin, aşırı cesaret budalalık, aşırı iffet ise duygusuzluk olarak değerlendirilebilir.
Adaletin Özel Rolü
Bu dört temel fazilet arasında adaletin özel bir yeri vardır. Adalet, diğer üç faziletin birleşmesiyle ortaya çıkan bir sonuçtur. Hikmet, doğru karar vermeyi, iffet, haksızlığa boyun eğmemeyi, şecaat ise haklı davayı savunmayı sağlar. Bu üç erdemin birleşimiyle ortaya çıkan adalet ise hem bireysel hem de toplumsal yaşamın temel direği haline gelir.
Adaletin en önemli özelliği, ifrat ve tefritinin olmamasıdır. Adaletin zıddı, zulümdür. Zulüm ise adaletin tam karşıtı olarak, haksızlığın, eşitsizliğin ve güçlünün zayıf üzerindeki hakimiyetinin hakim olduğu bir durumdur. Adaletli bir toplumda herkesin hakları korunur, hukuk üstünlüğü sağlanır ve insanlar huzur içinde yaşarlar.
İnsan, hem bireysel hem de toplumsal olarak gelişebilmesi için bu dört temel fazileti hayatına geçirmelidir. Özellikle adalet, insanın hem kendisiyle hem de çevresiyle olan ilişkilerinde barış ve huzuru sağlar. Adaletli bir dünya ise herkesin daha mutlu ve daha huzurlu bir yaşam sürmesini mümkün kılar.