Mehmet Kuşcu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. EKONOMİ
  4. Yerli Üretimle Geleceğe Yatırım

Yerli Üretimle Geleceğe Yatırım

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yerli ve milli ekonomi lafı, memleketin gündeminde boyuna dolanır durur. Ama bu laf, sadece “yerli malı” demek değil. Asıl mesele, memleketin kendi ayakları üstünde durması, elin memleketine muhtaç olmaması, geleceğe güvenle bakmasıdır.

Hani hep deriz ya, “Kendi kendimize yetelim, temel ihtiyaçlarımızı kendimiz yapalım” diye. Doğru, çok doğru. Ama işin aslı sadece karnımızı doyurmakla bitmiyor. Daha derin bir dert var ortada: Bağımlılık. Şu dışarıdan aldığımız teknolojik aletler, fabrikalarda kullandığımız o özel malzemeler var ya, işte onlara olan bağımlılığımızdan kurtulmamız lazım.

Düşünün, bir telefon almak için, bir araba yapmak için, hatta belki de bir ilaç yapmak için başka memleketlere el açıyoruz. Bu, sadece para pul meselesi değil. Bu, bizim özgürlüğümüzü kısıtlayan bir durum. Kendi teknolojimizi yapamazsak, kendi sanayimizi geliştiremezsek, hep başkalarının peşinden gitmek zorunda kalırız.

Kendi teknolojimizi, kendi sanayimizi geliştirmemiz şart. Bunu başardığımızda, sadece biz değil, gelecek nesiller de kazanacak.

Geçmişe baktığımızda, Birinci Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış, perişan bir memlekettik. Ekonomimiz çökmüş, her alanda elin memleketine muhtaçtık. Atatürk’ün de dediği gibi, “Kendi ihtiyacını üretmeyen bir toplumun bağımsızlığından söz edilemez.” Gerçekten de, bir memleketin özgür olabilmesi için kendi kendine yetmesi gerekiyor.

Atatürk’ün önderliğinde, Türkiye’nin yerli ve milli üretim gücünü artırmak için harekete geçtik. İlk adım, sermayenin dış memleketlere gitmesini engellemekti. Bunu, yerli malların üretimini ve kullanımını teşvik ederek başardık. “Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” sözü de o dönemden miras kaldı.

O zamanlar tarım, hayatımızın en önemli parçasıydı. İnsanların çoğu, geçimini tarlalarda çalışarak sağlardı. Cumhuriyetin ilk on beş yılında, memleketin sanayileşme çabalarına öncülük eden kırk altı fabrika kuruldu. Savaşların ardından yeniden doğan bir memleket için bu, gerçekten de hayranlık uyandıran bir başarıydı. O zorlu şartlarda bile Türkiye’yi kendi ayakları üzerinde duran bir memleket yapmak için ellerinden geleni yaptılar.

Geçmişten dersler çıkararak, son dönemde memlekette yerli üretime verilen önem arttı. Bu, sadece devlet politikalarıyla sınırlı kalmadı, özel sektör de sorumluluk aldı. 2000’lerin başındaki küresel krizlerden sonra anladık ki, kendi üretimimizi artırmadan ve dış memleketlere bağımlılıktan kurtulmadan ekonomik güvenliğimizi sağlayamayız.

Özellikle yerli savunma sanayi projeleri sayesinde hem askeri gücümüz artıyor hem de dış memleketlere bağımlılığımız azalıyor. Bu olumlu gelişmeler, teknoloji, otomotiv ve enerji gibi birçok sektöre de yansıyor. Türkiye, artık sadece tüketen değil, üreten bir memleket olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Devlet, özel sektör ve vatandaşlar el ele vererek, yerli ve milli ekonomiyi güçlendiriyor.

Unutmamalıyız ki, yerli ve milli ekonomiye katkı, hayatımızın tam içine dokunuyor. Yerli üretimin artması, dış memleketlere bağımlılığın azalması ve kendi insanımızın daha çok çalışması, sadece cebimizi değil, ruhumuzu da doyuruyor. Daha çok insan iş sahibi oluyor, gelir dağılımındaki dengesizlikler azalıyor.

Sanayi üretiminin yerelleşmesi, gençlerimizin iş gücü piyasasına daha kolay girmesi demek. Yerel kalkınmayı destekleyecek projelerin önü açılıyor. Böylece, sadece büyük şehirler değil, Anadolu’nun dört bir yanı canlanıyor, gelişiyor. Kendi ürettiğimizle kalkınmak, hepimiz için büyük bir umut kaynağı.

Yerli üretim, sadece fabrikaların bacalarından çıkan duman değil, aynı zamanda evlerimizin neşesi, çocuklarımızın geleceği demek. Bir mahallede açılan küçük bir atölye, onlarca ailenin geçim kaynağı oluyor. Orada üretilen her ürün, sadece bir mal değil, aynı zamanda o ailelerin umudu ve hayalleri demek.

Yerli ve milli ekonomiye katkı, aslında birbirimize destek olmak demek. Komşumuzun ürettiği bir ürünü satın aldığımızda, onun emeğini ve alın terini de satın alıyoruz. Bu, aramızdaki bağı güçlendiriyor, bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor.

Yerli üretim, sadece bugünü değil, yarınları da inşa etmek demek. Kendi teknolojimizi geliştirdiğimizde, gelecek nesillere daha güçlü bir Türkiye bırakıyoruz. Onlara, kendi ayakları üzerinde durabilen, potansiyelini keşfedebilen bir memleket bırakıyoruz.

Yerli ve milli ekonomiye katkı, bir vatanseverlik görevi. Kendi memleketimizin ürünlerini tercih ettiğimizde, kendi insanımıza güvendiğimizde, memleketimizi daha da güçlendiriyoruz. Bu, sadece ekonomik bir tercih değil, aynı zamanda milli bir duruş.

Teknolojik altyapıya ve Ar-Ge’ye yatırım yapmak, memleketimizin kendi kendine yeten, güçlü bir ekonomiye sahip olmasında kritik bir rol oynuyor. 21. yüzyılda, teknolojik ilerleme uluslararası rekabette belirleyici oluyor. Bu nedenle, Ar-Ge’ye ciddi kaynaklar ayırarak önemli adımlar attık. Geleceğin teknolojilerine yaptığımız yatırımlar, yerli üretimimizin altyapısını güçlendiriyor ve bizi uluslararası rekabette ön sıralara taşıyor.

Geçmişte, belki de bazı şeylerin kolayına kaçtık, dışarıdan almaya alıştık. Ama artık uyanma vakti geldi. Kendi tarlalarımızda yetişen buğdayın, kendi fabrikalarımızda dokunan kumaşın, kendi mühendislerimizin tasarladığı teknolojinin değerini bilmeliyiz.

Ekonomik bağımsızlık, inanın bana, o soğuk rakamlardan çok daha fazlası. Bu, bizim özgürlüğümüz, kimliğimiz demek. Gelecek nesillere bırakacağımız en kıymetli miras. Bugün attığımız her adım, yaptığımız her yatırım, onların geleceğini şekillendiriyor.

Bu bir bayrak yarışı gibi. Her birimiz, kendi kulvarımızda koşarak, bu bayrağı daha da ileriye taşımalıyız. Esnafımız, çiftçimiz, işçimiz, mühendisimiz… Hepimiz el ele vererek, kendi destanımızı yazmalıyız.

Çünkü biliyoruz ki, bizim ellerimizden çıkan her ürün, bizim geleceğimizin teminatı. Bizim emeğimiz, bizim alın terimiz, bizim en büyük gücümüz.

Saygılarımla.

Yerli Üretimle Geleceğe Yatırım

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 19 Mart 2025, 20:28

    Sayın Kuşcu
    Yerli ve milli ekonomi anlayışına dair ortaya koyduğunuz düşünceler son derece değerli ve ilham verici. Kendi üretimimizi artırmanın, bağımsızlığımızı sağlamanın ne kadar önemli olduğunu çok güzel anlatmışsınız. Gelecek nesillere güçlü bir Türkiye bırakmak adına bu vizyonun her birimiz için bir görev olduğunu hatırlattınız. Tebrik eder, yazınızın etkileyici gücünü takdir ederim.

    Cevapla
Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!