Türkiye ekonomisi, yüksek enflasyon nedeniyle ciddi bir alım gücü kaybı yaşamaktadır. Özellikle Türk Lirası’nın (TL) Amerikan Doları (USD) karşısındaki değeri, bireylerin ve işletmelerin ekonomik planlamalarını zorlaştıran önemli bir faktör olmuştur. Bu yazıda, 2025 yılı itibarıyla dolar/TL kuru ve alım gücündeki erimenin geleceği üzerine yapılan tahminler ve analizler ele alınacaktır.
2025 yılına dair döviz kuru tahminleri, ekonomistlerin ve finans kuruluşlarının analizlerine dayanarak yapılmaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Şubat 2025 Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, yıl sonu dolar/TL kuru beklentisi 42,89 TL, 12 ay sonrasındaki beklenti ise 43,96 TL olarak öngörülmektedir. Bu tahmin, Türk Lirası’ndaki değer kaybının devam edebileceğini, ancak hızının zamanla azalabileceğini göstermektedir.
Uluslararası finans kuruluşları arasında ise farklı görüşler mevcuttur. Bank of America (BofA), TCMB’nin Ocak 2025’te yapacağı 250 baz puanlık faiz indirimiyle faiz oranlarının %30’a düşmesini beklemektedir. Buna dayanarak, dolar/TL kuru tahminini 44 TL’den 41 TL’ye revize etmiştir. Deutsche Bank ise 2025 sonu için dolar/TL beklentisini 43 TL seviyesinde tutmaktadır. Her iki tahmin de TL’nin reel değerlenme eğiliminin devam edeceğini, ancak bu sürecin hızının giderek azalacağını işaret etmektedir.
Döviz kuru tahminlerinin yanı sıra, Türkiye’de sabit gelirli bireyler üzerinde ciddi bir alım gücü kaybı yaşanmaktadır. Yüksek enflasyon, gelirlerin reel değerini hızla eritmekte ve yaşam standartlarını olumsuz etkilemektedir. 2025 yılı itibarıyla, Ocak ayında yapılan hesaplamalara göre, enflasyonun sabit gelirli bireyler üzerindeki aylık faturası en az 70 milyar TL civarındadır. Bu durum, sabit gelirli bireylerin alım gücünün giderek azaldığını ve yaşamlarını sürdürebilmek için daha fazla çaba harcamak zorunda kaldıklarını göstermektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2025 yılı için belirlenen asgari ücret, açlık sınırının altında kalmaktadır. TÜRK-İŞ’in araştırmalarına göre ise, asgari ücretle geçinen bir birey, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaktadır. Bu durum, ücretli kesimin alım gücündeki erimenin bir göstergesi olup, hem çalışanlar hem de emekliler için daha fazla maddi zorluk yaratmaktadır.
Döviz kuru dalgalanmaları, işletmeler üzerinde de ciddi etkiler yaratmaktadır. İthalat ve ihracat yapan şirketler, döviz kuru riski nedeniyle fiyatlandırma ve maliyet yönetimi konusunda zorluklarla karşılaşmaktadır. Türkiye’deki işletmeler, döviz kuru dalgalanmalarına karşı daha sağlam bir finansal yapı oluşturma ihtiyacı duymaktadır. Ayrıca, dövizle borçlanan şirketler, TL’nin değer kaybetmesiyle borçlarını geri ödemekte zorluk yaşamaktadır.
2025 yılı itibarıyla alım gücündeki erimenin devam etmesi beklenmektedir. Yüksek enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları, sabit gelirli bireylerin yaşam standartlarını daha da zorlaştırmaktadır. Özellikle dar gelirli vatandaşların ekonomik koşullara uyum sağlaması giderek daha zorlaşmaktadır.
Alım gücündeki erimenin geleceği, Türkiye’nin ekonomik politikalarına da bağlıdır. Merkez Bankası’nın ve Hazine’nin alacağı kararlar, enflasyonun kontrol altına alınmasında ve döviz kuru dalgalanmalarının dengelenmesinde belirleyici rol oynayacaktır. Ekonomistlerin önerileri arasında, enflasyonla mücadele için sıkı para politikaları ve döviz kuru dengesini sağlamak için tutarlı bir maliye politikası uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin dış borç yükü ve bütçe açığı da dikkate alındığında, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için dikkatli bir yol haritası izlenmesi önemlidir.
Bütün bunların ışığında, 2025 yılı itibarıyla Türkiye ekonomisinin en büyük zorluklarından biri, döviz kuru dalgalanmaları ve yüksek enflasyonun alım gücü üzerindeki olumsuz etkisinin devam etmesidir. Döviz kuru tahminleri, TL’nin değer kaybının sürebileceğini ancak hızının azalabileceğini göstermektedir. Bu doğrultuda, alım gücündeki erimenin de sürmesi beklenmektedir. Mevcut koşullar altında bireyler ve işletmelerin finansal planlamalarını titizlikle yapmaları ve riskleri minimize etmeleri kritik önem taşımaktadır. Aynı zamanda, ekonomiyi dengeleyici ve istikrarı sağlayıcı adımların atılması, uzun vadeli ekonomik büyüme ve refah açısından belirleyici olacaktır.
Ekonomik göstergelerin zamanla değişebileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle, güncel veriler ve uzman görüşleri doğrultusunda doğru hamleler yapmak, Türkiye’nin 2025 yılında ekonomik zorluklarla başa çıkabilmesinde belirleyici olacaktır.
Saygılarımla.
Kaynaklar,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. (2025). Piyasa Katılımcıları Anketi: 2025 yılı döviz kuru ve ekonomik beklentiler. TCMB Yayınları.
Bank of America. (2025). Türkiye Ekonomisi: Dolar/TL Kuru ve Faiz Oranı Tahminleri. Bank of America Raporu.
Deutsche Bank. (2025). 2025 yılı Türkiye Ekonomisi ve Döviz Kuru Değerlendirmesi. Deutsche Bank Araştırma Raporu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). (2025). Enflasyon Verileri ve Ekonomik Göstergeler. TÜİK Yayınları.
TÜRK-İŞ. (2025). Asgari Ücret ve Geçim Sıkıntısı Araştırması. TÜRK-İŞ Yayınları.
Sayın Kuşcu,
Önemli konuları ele alırken, özellikle farklı finans kuruluşlarının görüşlerine yer vererek, çok yönlü bir bakış açısı sunduğunuz için yazınız, farklı okuyuculara hitap edecek şekilde kapsamlı ve objektif olmuş. Başarılarınızın devamını diler, yazılarınızın daha geniş kitlelere ulaşmasını temenni ederim.
Sayın Okurum,
Yazımı beğenmeniz beni son derece mutlu etti. İlginiz ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla.