Kurtuluş Savaşı’nın o çetin günlerinin ardından, yüreklerimizde onarılmaz bir yara açan sayısız şehidimiz vardı. Onların geride bıraktığı, öksüz ve yetim kalmış o küçücük yürekler, bu milletin en kıymetli emanetiydi. İşte bu yüzden, 23 Nisan dendiğinde aklımıza ilk gelmesi gereken, o kahramanların emanet ettiği o değerli yavrular olmalı.
Aslında, 23 Nisan sadece Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı değildir. Bu özel gün, canlarını bu topraklar için feda eden o aziz şehitlerimize ve onların bizlere emanet bıraktığı o pırıl pırıl yavrularına sahip çıkma, onlara şefkatle kol kanat germe günüdür. O minicik yüzlerindeki bir tebessüm, inanın ki bütün şehitlerimizin ruhunu şad edecektir.
Bu sebeple 23 Nisan, takvimlerden sıradan bir gün olmanın çok ötesindedir. Türk milletinin tarihinde adeta zamanın durduğu, tüm yüreklerin aynı duyguyla çarptığı, sevinçle gururun iç içe geçtiği o nadide gündür. Sokaklarımızı bayraklar süsler, çocukların o içten neşesi gökyüzüne yükselir, her köşe başında bir umut filizlenir. Ancak bu bayram, salt bir şenlik değildir. 23 Nisan, bu milletin bağımsızlık uğruna verdiği o destansı mücadelenin, halkın iradesinin en güçlü ifadesinin, o sarsılmaz özgürlük tutkusunun kalbimize kazındığı unutulmaz bir simgedir.
Hatırlayalım ki, 1920 yılında Ankara’da, ülkenin dört bir yanından gelen o yürekli insanlar, yani milletin vekilleri, yokluğun ortasında ama sarsılmaz bir inançla bir araya geldiler. Tek bir amaçları vardı: Bağımsız, özgür bir vatan kurmak. İşte o gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Bu, sadece bir binanın kapısının açılması değildi; bir milletin iradesinin vücut bulması, adeta küllerinden yeniden doğuşuydu. O an, milletin kalbinde usul usul yanan umut kıvılcımı, artık o karanlık günlerin sonuna doğru ışık saçıyordu.
Bu nedenle 23 Nisan, tarihimizin en kritik dönüm noktalarından biridir. Halkın iradesine duyulan o derin saygının, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun altının kalın çizgilerle çizildiği bir gündür. Bu özel gün, geçmişimizi onurla anmamız, geleceğe ise umutla bakmamız için bize bahşedilmiş en değerli mirastır.
Ve elbette, bu mirasın en kıymetli varisleri çocuklarımızdır… Mustafa Kemal Atatürk’ün 23 Nisan’ı çocuklara armağan etmesi, sadece bir bayram ilanı değildi; onun o tertemiz yüreklere duyduğu sonsuz güvenin en anlamlı ifadesiydi. Ne kadar da güzel söylemiş Atamız:
“23 Nisan, çocuklarımıza olan inancımızın, onlara bırakacağımız en değerli mirasın ifadesidir.”
Çünkü çocuklar, bu ülkenin yarınlarını inşa edecek olan mimarlardır. Onların mutlu, özgür, düşünen ve üreten bireyler olarak yetişmesi, hepimizin omuzlarında taşıdığı ortak bir sorumluluktur. Bu bayram, sadece rengarenk balonlar, neşeli şarkılar, keyifli oyunlar demek değildir. Aynı zamanda onlara vatan sevgisini, bağımsızlığın ne denli kıymetli bir değer olduğunu anlatma zamanıdır.
23 Nisan, bir milletin kendi kaderine cesurca sahip çıktığı o tarihi gündür. O gün atılan o anlamlı adımlar, bugün bile bizlere yol göstermeye devam ediyor. Çocukların gözlerindeki o ışıltı ise, bu ülkenin aydınlık yarınlarına duyduğumuz o sarsılmaz güvenin en canlı göstergesidir. O pırıltıya özenle bakmalı, o umudu daima canlı tutmalıyız.
Bu bayram, sadece neşeyi doyasıya kutlamakla sınırlı kalmamalı. Kurtuluş Savaşı’nın ardından geride kalan, o minicik yürekleri yetim kalan çocuklar vardı. Onlar, bu milletin boynunun en büyük borcudur. İşte bu yüzden 23 Nisan aynı zamanda, şehitlerimizin bizlere emanet ettiği o kıymetli yavrulara sahip çıkma, onlara sevgiyle yaklaşma günüdür. Onların yüzündeki ufacık bir tebessüm bile, geçmişte canını feda eden nice kahramanımızın ruhuna gönderilen en güzel, en içten selamdır.
Bugün bizlere düşen en önemli görev, bu anlamlı günü sadece anmakla yetinmemek; onu tüm ruhumuzla yaşamak ve yaşatabilmektir. Çocuklarımıza sadece mutluluğu değil, aynı zamanda umudu da vermek, onların her zaman yanında durmak ve yollarını aydınlatmak hepimizin omuzlarındaki kutsal bir görevdir.
Unutmayalım ki, 23 Nisan bir milletin kendi geleceğine sahip çıktığı gündür. O günü tam anlamıyla kavramak, geçmişi asla unutmadan geleceğe doğru emin adımlarla yürümek demektir. Çocuklarımızın gözlerindeki o parıltı, yarınlarımıza duyduğumuz o derin güvenin en somut yansımasıdır. İşte o ışığı korumak, bu bayramın en büyük ve en anlamlı amacıdır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu olsun!
Nice umut dolu, aydınlık yarınlara, hep birlikte…
Saygılarımla.
Sayın M. Kuşcu,
23 Nisan’ın anlamını derinlemesine kavrayarak kaleme aldığınız bu yazınız, milletimizin tarihine, kahramanlık mücadelesine ve en kıymetli varlıklarımız olan çocuklarımıza olan sorumluluğumuza ışık tutuyor. Yazınız, duygusal ve öğretici bir dil ile bizlere ilham veriyor. 23 Nisan’ın sadece bir bayram olmadığını, bir milletin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olduğunu bir kez daha hatırlattığınız için teşekkür ederim.
Kutlu olsun, nice aydınlık yarınlara…
Sayın Kuşcu
Kaleme aldığınız yazı, 23 Nisan’ın derin anlamını yüreklere dokunarak anlatıyor. Hem geçmişin fedakârlığını hem de çocuklarımıza olan sorumluluğumuzu içtenlikle yansıtmışsınız. Bu anlamlı hatırlatma için teşekkür ederim.
Bayramımız kutlu olsun…
Sayın Okurum,
Yazımı beğenmeniz beni son derece mutlu etti. İlginiz ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Sayın M. Kuşcu,
23 Nisan’ın manevi derinliğini, duygusal bir içtenlikle vurguluyor. Hem geçmişin fedakâr çabalarına hem de geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza olan sorumluluğumuza olan bağlılığınızı samimiyetle hissettirdiniz.
Bayramımız Kutlu Olsun…
Sayın Okurum,
Yazımı beğenmeniz beni son derece mutlu etti. İlginiz ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla.