Makbule Pekdogan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kırmızı Ayakkabılarım

Kırmızı Ayakkabılarım

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gözlerimi şöyle bir yumduğumda, içimi tatlı bir hüzün kaplıyor. Burnuma sanki o eski bayram sabahlarının o kendine has kokusu geliyor; annemin mis gibi böreklerinin, yeni ütülenmiş bayramlıklarımızın o tertemiz kokusu… Ve tabii ki o kırmızı ayakkabının o yepyeni deri kokusu… Ah o kırmızı ayakkabı! Benim küçük dünyamda ne de büyük bir anlamı vardı. Sadece bir ayakkabı değildi o; babamın o kocaman sevgisinin, bayramın o coşkusunun ayaklarıma bürünmüş haliydi sanki. Şimdi düşünüyorum da, o eski bayramlar ruhuma öyle derinlemesine işlemiş ki, zaman geçse de o günlerin o saf neşesi, o içten heyecanı hiç kaybolmuyor içimde. O bayramlar ve o bayramların unutulmaz kahramanı, canım babam… Onlara duyduğum özlem, yıllar geçtikçe sanki daha da artıyor.

Bayram yaklaştıkça içimde tatlı bir telaş başlardı. Günler öncesinden evde bir hazırlık rüzgarı eserdi. Annem, o sihirli elleriyle bize en güzel bayramlıkları dikerdi. Kumaş seçimi bile ayrı bir özen isterdi. Hatırlıyorum, bir bayram için böyle parlak mı parlak, çiçekli böcekli bir kumaş almıştı. O kumaştan diktiği elbiseyi giyince kendimi adeta bir prenses gibi hissederdim. O elbiselerin her bir dikişinde annemin sevgisi, emeği vardı. Bayram sabahı o yepyeni, mis gibi kokan kıyafetleri giymek dünyanın en güzel şeyiydi sanki. O kıyafetlerle bambaşka biri olurdum sanki.

Annem sadece yeni kumaş almazdı ha! Bazen de sandıklarda duran, artık giymediğimiz eski elbiselerden de harikalar yaratırdı. O eski kumaşların kim bilir ne hikayeleri vardı? Belki benim küçüklüğümden kalma bir eteğim, belki babamın gençliğinden bir gömleği… Annem o kumaşlara bakar, şöyle bir evirir çevirir, sanki onlarla konuşurdu. Sonra o eski kumaşlar, onun hayal gücü ve o becerikli elleri sayesinde yepyeni şeyler olurdu. Bazen eski bir pardösüden şık bir çocuk mantosu çıkardı ortaya. Ya da solmuş bir yazlıktan rengarenk yastık kılıfları dikerdi. Ama benim için bayramlıkların en özel parçası, babamın bayram hediyesi olan o kırmızı ayakkabıydı. Aman Allah’ım, ne de canlı bir kırmızıydı! Parlak mı parlaktı. İlk giydiğimde ayaklarım yerden kesilmiş gibi hissederdim. O ayakkabılarla birlikte, annemin diktiği o güzel bayramlıklarımızla beraber, bizim için adeta yasak bölge olan misafir odasına gizlice girerdik. Kimseye çaktırmadan, bayram sabahına kadar sabredemezdik ki! O odaya sessizce süzülür, yeni kıyafetlerimizi ve o kırmızı ayakkabıyı usulca çıkarır, şöyle bir uzaktan hayran hayran bakardık. Sanki onlar orada bizi bekliyordu, bayramın o güzel gününü iple çekiyordu. Sonra da kimse görmeden, yine sessizce yerlerine bırakırdık. O gizli kaçamaklar bile bayram heyecanımızın bir parçasıydı aslında.

Eski bayram sabahları da başkaydı. Erken kalkılır, en güzel kıyafetler giyilir, kahvaltı sofrası özenle hazırlanır, büyüklerin elleri öpülürdü. O bayram harçlıkları var ya… Ne kıymetliydi o küçücük paralar! Onlarla kendimize minik sevinçler alırdık. Ama en güzeli, bütün ailenin bir araya gelmesi, o sıcak sohbetler, kahkahalar, paylaşılan o güzel anlardı.

Şimdi düşünüyorum da, o eski bayramların o sadeliği, o samimiyeti ne kadar da değerliymiş. Belki de hayatın telaşı, bu modern dünyanın getirdiği yenilikler o eski bayramların büyüsünü biraz gölgeledi. Ama içimde o günlere dair özlem hiç bitmiyor. Özellikle babamın o içten gülüşü, o kırmızı ayakkabıyı alırkenki gözlerindeki o parıltı… Hepsi dün gibi aklımda.

Ah be babam, keşke şimdi de yanımda olsan da o eski bayramları bir daha yaşayabilsek… O kırmızı ayakkabının ve annemin diktiği, bazen de eski kumaşlardan yeniden yarattığı bayramlıklarımızın o güzel hatırası kalbimde sonsuza dek yaşayacak. O misafir odasına yaptığımız küçük, gizli kaçamaklarla birlikte…Bir sonraki yazımda buluşmak ümidiyle hoşca ve mutlu kalın.

Kırmızı Ayakkabılarım

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!