“aile içi ekonomik şiddet” konusunun kaynağı aile düzenindeki bakış açısından kaynaklanır.
Günümüzde hala “pederşahi” aile düzeni ile yönetilen aileler var. Evde erkek söz sahibidir. Ne derse o kanundur. Tüm yetki ve otorite evin erkeğindedir. Zıddı “maderşahi” aile yapısıdır İki tutum da insanların özgüven kaybına neden olan ve mutsuz olma sebeplerinden bir tanesidir.
Böyle bir ailede yetişen çocukların kişilik gelişimlerini de etkileyen hatalı bir uygulama olduğu kesindir.
Tüm yetkilerin ailenin temel iki unsundan birinin elinde olması, diğer taraf için ne kadar sabredilecek bir durumdur.
İki taraf için de çok sıkıntılı bir yaşam tarzı olan bu yapı, günümüzün insan hakları konusundaki uygulamalarıyla, saygı, sevgi, anlayış, kavramlarıyla biraz incelmiş olsa da hala aynı antidemokratik bakış açısıyla yönetilen aile toplumları çoğunlukta gibi görülmektedir.
Ailede “Biz” Kavramı Hakim Olmalıdır
Ailede mutluluk, aile bireylerinin sosyal yaşamlarında eşit şartlara sahip olmaları,” sen-ben” değil “biz” kavramıyla ilişkilerini sürdürmesiyle sağlanabilir.
Bunun için bazı kuralların konması, ailenin ekonomik yapısı göz önüne alınarak eşlerin birlikte hazırlayacakları bir bütçe hazırlanması, kişilerin bireysel ihtiyaçları için bir fon ayrılmasıyla adil bir düzen sağlanabilir.
Bu düzen, eve giren aylık gelirle orantılı olarak hazırlanmalı ve aile bireylerinin bu sınırların dışına çıkmamaya özen göstermeleri koşuluyla oluşabilir.
Erkek Parayı Ben Kazanıyorum, İstediğim Gibi Harcarım Dememelidir.
Erkeğin, parayı ben kazanıyorum, istediğim gibi harcarım zihniyetinde olması, ya da kadının kendine bir ayrıcalık yapılmasını istemesi, çocukların harçlıklarını kontrollü kullanmayarak sık, sık harçlık istemeleri, bu düzeni bozacak olan nedenlerdir
Önemli olan, ailenin iki kurucusu olan kadın ve erkeğin ve çocukların bu ev bizim yuvamız. Eve giren para hepimizin ortak geliridir. Bu iş genellikle babalara düşen bir iş bölümüdür.
Anneler de bu gelirin ihtiyaçlara göre en ekonomik şekilde ay sonunda açık vermeyen bir sonuca ancak böyle ulaştırır. İsraf, ölçüsüz alış verişler, özellikle evin temel ihtiyacı “ekmek” israfının önüne geçecek formüller üretmek ev kadının becerisi ile sağlanır.
Bütçe hazırlanırken, gelir oranına göre aile bireylerinin harçlık ihtiyaçları da düşünülmeli, ama az, ama çok her kesin belli bir oranda cüzdanına koyabileceği bir harçlığı olmalıdır.
Karısına Harçlık Vermemek “Ekonomik Şiddet” Kapsamında Bir Suçtur.
Erkeğin karısının payına düşen harçlık konusunda itiraz etmesi, bunun lüzumsuz olduğunu savunarak, tüm evin, kira, faturalar, mutfak masrafı gezme, sağlık gibi temel gereksinimleri kaydedildikten sonra artan kısmı aile bireylerinin harçlığı olarak paylaşılmalıdır.
Evin erkeğinin bundan kaçınması, eşine belirlenmiş bir harçlık vermekte problem çıkarması, “aile içi ekonomik şiddet” olarak değerlendirilir.