“Hepimiz zaman zaman yolumuzdan sapabiliriz ya da kendimizi geç kalmış hissedebiliriz. Ama hayatta asıl mesele, vazgeçmek değil, yeniden başlayabilmektir. Bu yazıda, benim için hayatın ikinci bir başlangıcını anlatıyorum. Umarım birilerine ilham olabilir.”
Hayat bazen bizi hiç beklemediğimiz yerlere savurur. Zorluklar, engeller ve bazen de kendi içimizde yaşadığımız korkular… Bu duyguların içinde kaybolmak oldukça kolaydır. Genç bir yaşta eğitim hayatıma veda ettiğimde, bu yolculuğun bir daha başlamayacağını sanmıştım. Ama hayat, farklı yollarla bizi çağırmaya devam eder. Bu çağrıyı duyup duymamak ise bizim seçimimizdir. Kitaplara olan sevgim ve öğrenme merakım, içimde her zaman küçük bir umut ışığı yaktı. “Neden olmasın? Neden yeniden başlamayayım?” diye düşündüğümde, kendimi dışarıdan ortaokul ve lise diploması alırken buldum. Bu an, yalnızca bir belge alma meselesi değildi; aynı zamanda hayata ikinci kez tutunma kararının bir göstergesiydi. Bugün sosyoloji bölümünün üçüncü sınıfında bir öğrenciyim. Derslerde bireyi, toplumu, kültürü ve insan davranışlarını incelerken aslında kendi geçmişime de yeni bir gözle bakıyorum. Anladım ki geç kalmışlık hissi çoğu zaman bir yanılsamadan ibaret. Toplumun bize belirli yaşlarda belirli şeyleri başarmamız gerektiğini dayatması, hayallerimizi sınırlamak yerine onları yeniden şekillendirmek için bir fırsata dönüşebilir. Hayatın güzelliği, yenilenme ve değişim için bize daima yeni kapılar açmasıdır. Zorluklar karşısında pes etmeyip azim ve kararlılıkla hedefe ilerlemek, kendi özümüzle barışık ve daha tatmin olmuş bireyler olmamızı sağlar. Birçok insan hayallerin peşinde koşmayı belli bir yaşın ötesinde imkânsız görür. Oysaki tarih, geç kabul edilen kararların sonucunda doğmuş başarı hikayeleriyle doludur. Bu hikayeler, bireyin hayallerinden asla vazgeçmemesi gerektiğini bizlere hatırlatır. Vazgeçmişlik, bireyin kendi içindeki potansiyeli fark edememesi ve onu reddetmesiyle başlar. Hayatta karşılaştığımız engeller, büyümemiz ve öğrenmemiz için önümüze çıkmış birer fırsattır. Bu fırsatları değerlendirmek ise bizim seçimimizdir. “Geç kalmışlık yoktur, yalnızca vazgeçmişlik vardır” düşüncesi, yalnızca bir motto değil, yaşamı yeniden şekillendirme cesaretidir. Asla geç değildir; yeter ki vazgeçmeyelim. Her engel, yeni bir başlangıcın yolunu açan bir fırsat olabilir. Hayatın her döneminde, her adımında umudun var olduğunu unutmayın. Çünkü hayat, hazır olduğumuzda değil, başlamaya karar verdiğimiz anda başlar.