Kültür, toplumların tarih boyunca biriktirdikleri bilgi, değer, norm ve yaşam biçimlerinin bir toplamıdır. Her toplum, kendi kültürel yapısını belirli unsurların etkisiyle şekillendirir. Peki, kültürün yapılandırılmasında en önemli etkenler nelerdir? Bu soruya cevap ararken, tarihsel süreçler, coğrafi konum, ekonomik durum, eğitim ve teknoloji gibi faktörlerin önemine dikkat çekmek gerekmektedir. Kültürün en temel belirleyicilerinden biri, o toplumun tarihidir. Geçmişte yaşanan savaşlar, göçler, fetihler ve barış dönemleri, toplumların kültürel yapısını doğrudan etkiler. Örneğin, Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş coğrafyası ve çok kültürlü yapısı, bugünkü Türkiye’nin kültürel çeşitliliğini anlamada anahtar bir rol oynamaktadır.
Bir toplumun yaşadığı coğrafya, kültürel yapısında önemli bir rol oynar. İklim, doğal kaynaklar, bitki örtüsü gibi faktörler, insanların yaşam biçimini ve bu doğrultuda kültürel değerlerini şekillendirir. Örneğin, deniz kenarında yaşayan toplumlar balıkçılık ve denizcilikle ilgili kültürel unsurları geliştirirken, dağlık bölgelerde yaşayanlar tarım ve hayvancılıkla ilgili gelenekleri benimsemiştir. Ekonomik koşullar da kültürün şekillenmesinde önemli bir etkendir. Toplumların ekonomik yapıları, üretim biçimleri ve gelir düzeyleri, kültürel norm ve değerleri doğrudan etkiler. Sanayi devrimi sonrası gelişen kapitalist ekonomi modeli, Batı toplumlarının kültürel yapılarını derinden etkilemiş ve modern kültür anlayışının temelini oluşturmuştur. Eğitim, bireylerin ve toplumların kültürel yapısını doğrudan etkileyen bir diğer faktördür. Eğitim yoluyla aktarılan bilgi ve değerler, kültürel normların sürdürülmesini ve yeni nesillere aktarılmasını sağlar. Ayrıca, eğitim seviyesi arttıkça, bireylerin kültürel etkileşimi ve yeniliklere açık olma durumu da artar. Teknolojik gelişmeler, kültürel yapının dinamik bir şekilde değişmesine neden olur. İletişim teknolojilerinin gelişimi, küreselleşme sürecini hızlandırmış ve kültürel etkileşimi artırmıştır. İnternet ve sosyal medya gibi araçlar, farklı kültürlerin birbirleriyle daha hızlı ve kolay bir şekilde etkileşime girmesini sağlamıştır.
Kültür, sabit bir yapı değil, dinamik bir süreçtir. Tarihsel süreçler, coğrafi konum, ekonomik durum, eğitim ve teknoloji gibi unsurlar, kültürün sürekli olarak yeniden şekillenmesine katkıda bulunur. Bu etkenlerin her biri, kültürün karmaşıklığını ve çeşitliliğini anlamamıza yardımcı olur. Dolayısıyla, bir toplumun kültürel yapısını analiz ederken, bu faktörleri göz önünde bulundurmak, daha derinlemesine bir anlayış geliştirmemizi sağlar.
Yaşamda o boşluğu dolduracak o kadar çok şey var ki. İçlerinden birini seçip o boşluğu doldurmak gerek.
İstekler, hevesler, idealler, sevdiklerimiz, sevmediklerimiz, Heyecanlarımız, düşüncelerimiz, korkularımız, mutluluklarımız, başarılarımız, başaramadıklarımızı başarma hırsımız ve daha neler, neler.
Dünya yaşamımızı, ahiret yaşamımızı, dünyaya neden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi düşünmek……….Bu alternatiflerden biriyle “o boşluk” mutlaka dolacaktır. Bendeki boşluk, “Dünyaya neden geldik ve nereye gideceğiz” soru- cevabıyla doldu.”
Bu öyle bir doluş ki diğer tüm boşlukları da içinde yok eden, anlamsız kılan bir tam bir doluş bence.