Yönetim, sanat tanımıyla yüzeysel bir hale getirilmiştir. Bu durumun nedenleri tam olarak anlaşılamasa da, yönetimin esas amacından ve ciddiyetinden uzaklaşmasına yol açmıştır. Oysa yönetim, dünyadaki en önemli konulardan biridir. İnsanlık tarihi boyunca önemli olan yönetim, insan var olmadan önce de mevcuttu. Yönetim, insanlık tarihinden daha eski bir bilim dalıdır. Sanayi devrimleri sırasında üretime odaklanılmış, yönetim alanı ise ihmal edilmiştir. Ancak üretimi geliştiren unsurlardan biri de yönetimdir ve bu alanda sanayi devrimlerinden çok az etkilenmiştir.
İnsandan bile daha eski bir bilimin insanlık tarafından yeterince geliştirilmemesi mantıklı değildir. Her gün, farkında olmadan yaşadığımız gün doğumu, gün batımı, yağmur, kar gibi hava olayları ve depremler, seller gibi doğal afetler, hepsi bir yönetimin sonucudur. Yönetim kavramı bu kadar önemliyken, insanların bu konuya üretim kadar önem vermemesi, günümüzdeki adaletsiz dünya, sınıflara ayrılmış toplumlar ve dengesizlikler gibi tüm sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
2025 yılı itibarıyla, insanları memnun eden bir devlet yönetimi bulunmamaktadır. Bu durum, yönetim konusunda yeterince çaba gösterilmediğini göstermektedir. Üretim ve diğer alanlara verilen önemin yönetim alanına verilmemesi, bu sonuçları doğurmuştur. Geçmişteki hatalar nedeniyle bazı fırsatlar kaçırılmış olsa da, insanlığın geleceği için önemli bir fırsat mevcuttur. 2019 yılında Covid-19 virüsünün neden olduğu pandemi, yeni bir çağın başlangıcını işaret etmektedir. 2025 yılına kadar geçiş döneminde olacak yeni çağ, önceki çağlardan oldukça farklı olacaktır. Yeni çağda, oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişecek. Bu durum, tüm insanların ve devletlerin sıfırlanacağı ve yeni çağa eşit bir başlangıç yapacağı anlamına geliyor. Yeni dünya düzeni, bu sıfırlanmanın ardından şekillenecektir. Yeni çağda vizyon sahibi ve kendini geliştiren bireyler başarılı olacakken, yönetim açısından başarılı olan organizasyonlar da ayakta kalacaktır. Devlet yönetimlerinde, güçlü sistemler ve liyakatli çalışanlar, süper güçlü devletler yaratacaktır.
Yeni çağda devlet yönetimleri, siyasetin üzerinde bir konumda yer alacaktır. Siyasetin devlet yönetimine etkisi, eski çağlardaki uygulamalara kıyasla sınırlı kalacaktır. Bu durum, devlet yönetimlerinin siyasetten bağımsız bir şekilde işleyişini sağlayacaktır. Eski çağlarda bu durum sadece söylemde kalmış, siyasi güçler devletin kontrolünü tam olarak ele almak istemiştir. Bu da bürokrasi ile güç çatışmalarına yol açmış ve askeri darbeler, vesayetler ve örtülü darbeler gibi olumsuz sonuçlar doğurmuştur.
Yeni çağda devlet yönetimi, siyaset kurumunun üzerinde bir konumda olacak ve devlet aklı daha aktif şekilde görev alarak, özellikle stratejik planlamasında etkin rol oynayacaktır. Devlet yönetimi yapısında yalnızca siyaset ve bürokrasi grupları değil, aynı zamanda devlet aklı ve teknokrasi grupları da yer alacaktır. Devlet aklının aktif rol alması, yeni çağın hızlı ve dinamik yapısının bir gereğidir. Artık devletin uçurumun kenarına gelmesine gerek kalmadan, hızlı şekilde devlet aklının müdahale etmesi mümkün olacaktır.
Sonuç olarak, yönetim konusunda hazırlıklı olan ve geleceği inşa eden organizasyonlar, yeni çağda başarılı olacaklardır. Her organizasyon kendi alanında başlangıç çizgisinde yer alırken, yeni çağın başlangıcıyla birlikte harekete geçme zamanı gelmiştir. Beşerî yatırım yapan organizasyonlar, başlangıç çizgisinden hızla ayrılarak koşmaya başladılar. Devlet yönetimlerinde ise durum biraz farklıdır; henüz tüm devletler başlangıç çizgisinde beklemektedir. Ancak çok yakında yönetimi güçlü olanlar harekete geçecektir. Bu nedenle, yeni çağın süper güçlü ülkelerinden biri olmak isteyen devletlerin acilen yönetimlerine yatırım yapmaları gerekmektedir.