Yeni çağda devlet yönetimine dair oluşturulan Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Yaklaşımı, geleceğin ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde tasarlanmıştır. Pandemi döneminde iflas eden Kıt’a Avrupası ve Anglo-Amerikan yaklaşımlarının ardından, devlet yönetimi konusunda yalnızca Merkez Anadolu yaklaşımı bulunmaktadır. Bu yaklaşım, Denetimli Kuvvetler Ayrılığı İlkesi’ni benimsemekte ve yasama, yürütme, yargı ve denetim erkleri olmak üzere dört ayrı güçten oluşmaktadır.
Merkez Anadolu yaklaşımındaki erkler, klasik dönemdeki yapıdan farklı olarak, yeni çağın gereksinimlerine uygun bir şekilde yeniden yapılandırılmıştır. Bu dönemde en önemli konu, güçlü bir devletin varlığıdır. Devletin güçlü olabilmesi için yönetim sisteminin ve bu sistemi yürüten yöneticilerin de güçlü olması gerekmektedir. Devlet yönetim sisteminin etkinliği, erklerin gücüne bağlıdır. Bu bağlamda, yasama erki, klasik dönemdeki işlevinden farklı olarak güçlendirilmiş bir biçimde sistemde yer almaktadır; bu duruma güçlendirilmiş yasama erki denir.
Güçlendirilmiş yasama erkinde, yasa yapma görevini üstlenen organ meclistir. Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Sistemi’ne geçişin ilk aşaması, partisiz yasama dönemidir. Çünkü klasik dönemdeki siyaset kurumu artık işlevini yitirmiştir. Yeni çağın siyaset anlayışı, yasama faaliyetlerinin partisiz bir şekilde yürütülmesini gerektirmektedir. Partisiz yasama dönemi, yeni çağa geçişin bir aşamasıdır; bu durum ütopik değil, zorunludur. Aksi takdirde, klasik dönemin alışkanlıkları devam edecek ve yasama, yeni çağın gerekliliklerine ulaşamayacaktır.
Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Sistemi, yasama, siyaset, bürokrasi, devlet aklı ve teknokrasi gibi kurumların etkin olduğu bir yapıya sahiptir. Yasa yapma süreci, yürütmeden mecliste bulunan komisyonlardaki teknokratlara gönderilecek ve komisyonlarda hazırlanan kanun tekliflerinin mecliste siyasiler tarafından tartışılmasıyla ilerleyecek; böylece siyaset, teknokrasinin hazırladığı teklifleri denetleyerek son halini verebilecektir. Bürokrasi, bu süreçlerin tamamında aktif rol alacak ve devlet hafızası için kayıt tutacaktır. Devlet aklı ise, yasanın gerekliliği ve yeterliliği konusunda uygun olmasını tesis edecektir.
Kanun yapma süreci yürütme erkinin sorumluluğunda olacak ve bu süreçte devlet aklı, yürütmenin icraatını denetleyecek bir kontrol mekanizması işlevi görecektir. Böylece her kanunun kamu yararını gözetmesi sağlanacak, hiçbir grup veya topluluğa özel yasalar çıkarılmayacaktır. Bu sürecin etkinliğini denetim erki kontrol edecektir; dolayısıyla her aşamada en az iki denetim gerçekleşecektir. Yargı, çıkan kanunların anayasaya ve diğer yasalara uygunluğunu denetleyecek, böylece erkler, kanun çıkma aşamasında birbirini sıkı bir şekilde denetlemiş olacaktır.
Merkez Anadolu yaklaşımı, Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Sistemi ile yeni çağın tüm gerekliliklerine yanıt vermektedir. Bu sistem, dinamik yapısıyla değişimlere hızlı bir şekilde uyum sağlama yeteneği ile yeni çağın süper güçlü ülkesi olma hedefini taşımaktadır. Dünya hızla değişiyor; bu değişimlere uyum sağlamak, devletin gücünü koruması açısından kritik öneme sahiptir. Eğer bu uyum sağlanamazsa, devlet yönetimleri aniden süper güçlü durumdan zayıf bir hale geçebilir. Yeni çağda devlet yönetimleri açısından yaşanacak kırılmalar oldukça keskin ve sert olacaktır. Bu zorlu süreçlerde, devlet yönetimlerinin mutlaka geleceğe yönelik bir vizyonla hareket etmesi gerekmektedir.
