Emrihan AYDIN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Güç Mücadelesi: İdari Kontrolün Gizli Tehlikelerini Ortaya Çıkarmak

Güç Mücadelesi: İdari Kontrolün Gizli Tehlikelerini Ortaya Çıkarmak

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Devlet yönetimi, dikey olarak üç kademeden oluşan ve merkezden taşraya kadar genişleyen bir yönetim sistemidir. Bu sistemin temel unsuru, bu üç kademenin hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle organik ve sağlıklı bir ilişki kurarak yapılandırılmasıdır. Aksi takdirde, yönetim içinde suistimallere yol açabilecek ciddi güvenlik açıkları ortaya çıkabilir.

Devlet yönetimi, siyaset, bürokrasi ve teknokrasi gibi farklı gruplardan oluşan heterojen bir yapıya sahiptir. Bu yapı içinde, zaman zaman güç elde etmeye çalışan grup veya gruplar ortaya çıkabilir. Bu durum, gruplar arasında vesayet savaşlarının başlamasına neden olur. Savaşın sonucunda kazanan grup, kendi oligarşik yapısını kurar. Geçmişte güç elde etme yöntemleri genellikle askeri darbelerle gerçekleşirken, günümüzde bu durum değişmiştir. Gelişmemiş devletlerde hala askeri yöntemler kullanılmakta, ancak artık yargı, yönetimsel ve siyasi yollarla da darbeler yapılmaktadır. En sinsi ve toplum tarafından genellikle hissedilmeyen yöntem ise yönetimsel darbelerdir. Bu tür darbelerde, diğer grupları zayıflatmak, liyakatsiz atamalarla güçsüz bırakmak ve hukuki yaptırımlarla korkutmak gibi yöntemler kullanılırken, tüm bunlar yapılırken, göz önünde yapılarak toplumun desteği de sağlanmaya çalışılır. Bu tür darbeler, genellikle gerçekleştiğinde fark edilir ve o noktada çok geç kalınmış olur.

Devletin yönetim şekli ne olursa olsun, eğer yönetim kademelerinde vesayet veya oligarşik gruplar varsa, yönetim şeklinin bir anlamı kalmaz. Yönetimsel darbeler, hukuki çerçeveler içinde gerçekleştirildiği için, hukuki olarak açıkları bulunamaz. Diğer grupların tasfiyesi, hukukun aracı olarak kullanılır.

Yönetimsel darbelerin tespiti yalnızca yönetim uzmanları tarafından yapılabilir ve bu, yönetimsel denetim araçlarıyla mümkündür. Aksi takdirde, yönetimsel darbeleri tespit etmek ve somut kanıtlar elde etmek imkânsızdır. Bu nedenle, denetim erki olmayan bir devlet yönetimi eksik kalır. Denetim, devletin gücünü sınırlayan ve topluma taahhüt eden, ayrıca yönetimin güven oluşturmasını sağlayan bir araçtır. Yönetimsel denetim mekanizması kurulmadığında, oligarşik yapılar veya vesayet gruplarının oluşması muhtemeldir. Bu nedenle, yönetimsel denetim bir milli güvenlik meselesidir. Ancak devletler tarafından bu ilkenin önemi genellikle yeterince kavranmamaktadır. Bu bağlamda, kuvvetler ayrılığı ilkesinin geliştirilmesi ve denetimli kuvvetler ayrılığı ilkesinin benimsenmesi, denetim mekanizmasının yaygınlaşması açısından önemlidir.

Sonuç olarak, devlet yönetimi, kontrol noktalarının yoğun olduğu ve gücün asla tek bir kişi veya gruba teslim edilmemesi gereken bir alandır. Bu bağlamda, toplum başta olmak üzere herkesin güvenini sağlayan bir yönetim kültürünün hâkim olması gerekmektedir. Bu, ancak yönetimsel denetimle mümkün olacaktır. Olası oligarşik grupların veya vesayet yapıların çözümü de yine yönetimsel denetimle sağlanabilir. Bu nedenle, devletler denetimli kuvvetler ayrılığı ilkesini anayasalarına dahil ederek denetim konusunu güvence altına almalıdır.

Güç Mücadelesi: İdari Kontrolün Gizli Tehlikelerini Ortaya Çıkarmak
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!