Merkez Anadolu yaklaşımı, yeni çağın devlet yönetimi vizyonunu temsil eden bir yönetim sistemidir ve bu sistemde iletişim büyük bir öneme sahiptir. Devlet yönetiminin, iç ve dış paydaşlarla sağlıklı ilişkiler kurmasının ve ülkenin kalkınma hedeflerine ulaşmasının yolu, etkili bir iletişim sisteminin kurulmasından geçmektedir. İletişim, yalnızca dış paydaşlarla değil, aynı zamanda merkezi yönetimden yerel yönetimlerin en alt kademesine kadar devlet organizasyonu içindeki tüm iletişim süreçlerini de kapsar. Bu nedenle, hem iç hem de dış paydaşlarla kurulan iletişim, devlet yönetimi hedeflerine ulaşmada kritik bir araçtır. İletişim, yeni çağda kavramsal olarak değişim göstermekte ve tanımında güncellemeler gerektirmektedir.
Yeni çağda, özellikle devlet yönetiminde iletişim, algılara dayalı bir kavram olmaktan çıkıp gerçeklik temeline oturacaktır. Doğru ve gerçek bilgilerle gerçekleştirilen iletişim, organizasyonun başarısını artıracaktır.
Merkez Anadolu yaklaşımına göre devlet yönetiminde iletişim türleri şunlardır:
· İç İletişim: Merkezi yönetimin en üst kademesinden yerel yönetimlerin en alt kademesine kadar bilgi akışını sağlamak ve kurum kültürünü güçlendirmek amacıyla devlet organizasyonu içinde yapılan iletişim faaliyetleridir.
· Dış İletişim: Vatandaş, toplum, dünyanın çeşitli yerindeki vatandaşlar ve diğer ülkeler ile kurulan iletişim faaliyetleridir.
· Kriz İletişimi: Beklenmedik olaylar veya kriz durumlarında, toplumu ve ilgili diğer paydaşları bilgilendirmek, devletin itibarını korumak ve doğru bilgileri etkili bir şekilde iletmek için yapılan iletişim faaliyetleridir.
Devlet yönetiminde iletişim, merkezi mi yoksa adem-i merkeziyetçi mi olmalıdır?
Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Sistemine göre iletişim modeli karma olmalıdır. Her devlet kurumu, rutin iletişimini kendi başına sağlamalıdır. Merkezi yönetim, yerel yönetimlerin iletişim stratejilerini belirlemeli ve denetlemelidir. Yerel yönetimlerin iletişim sorumluluğu öncelikle ilgili yöneticilere, ardından merkezi yönetimdeki amirlere aittir. Bu nedenle, merkezi yönetim de yerel iletişimden sorumludur. Kriz iletişimleri ise merkezi yönetim tarafından yürütülmelidir.
Devlet yönetimindeki iletişim kanalları, küçük, hızlı hareket edebilen ve değişimlere anında yanıt verebilen bir yapıda olmalıdır. Bu nedenle, büyük bir organizasyon kurmaya gerek yoktur.
Merkez Anadolu yaklaşımına göre iletişimin ilkeleri şunlardır:
· İletişimde devletin temsil edildiği unutulmamalıdır.
· Kullanılan dil, devletin saygınlığına uygun olmalıdır.
· İletişim, gerçeklikle tutarlı olmalıdır.
· Her durumda iletişimde devlet güven verici olmalıdır.
· İletişimde her zaman açık ve doğru olunmalıdır.
İletişim, yeni çağın en önemli aracı olacaktır. Çünkü bilgiyi doğru veya yanlış hale getiren iletişimdir. Dezenformasyon ve enformasyon arasındaki ince çizgi iletişimdir. Bu çizgiyi belirlemek, korumak ve sürdürmek devletin sorumluluğundadır. Toplum, bu bilincin farkında olarak devlete güven duymalıdır. Eğer toplum iletişimde güvensizlik hissederse, devlete olan güveni sarsılır ve bu durum ülke için yıkıcı sonuçlar doğurur. Devlet, bu güvensizliği asla yaratmamalıdır. Çünkü toplumun devlete olan güvensizliği kısa vadede etkili olmayabilir, ancak orta ve uzun vadede ciddi sorunlara yol açar. Devletin, toplumun güvenini yeniden kazanmak için daha radikal adımlar atması gerekecektir; bu da organizasyonda devlet yönetim sisteminin ve devlet yönetici ve çalışanlarının değiştirilmesi anlamına gelir. Devletin bu tür bir değişim süreci, büyük çaplı bir operasyon gerektirir ve bu da zaman ve mali kaynak demektir. Güvenilir bir iletişim sağlamak, devlet yönetimi için çok daha az maliyetli ve zahmetsizdir.
Devletin iletişimdeki bir diğer görevi, sivil toplum ve özel sektörde doğru bilginin sağlanmasını denetlemektir. Enformasyon, yalnızca devletle sınırlı kalmamalı, hayatın her alanında hâkim olmalıdır. Devlet, caydırıcı bir ceza sistemi ile bu denetimi sağlamalı ve taviz vermeden uygulamalıdır.
Sonuç olarak, yeni çağdaki dünya düzeninin getirdiği yeni tanımlar, devlet yönetimlerinin bu tanımlara uyum sağlamasını zorunlu kılacaktır. İletişim, bu yeni çağda bilgiyi doğru bir şekilde aktarma aracı olarak öncelikli konulardan biri haline gelecektir. Enformasyon ile dezenformasyon arasındaki ince çizgi iletişimdir ve devletin bu çizginin enformasyon tarafında yer alması, diğer tüm kurum ve kuruluşların da bu yönde hareket etmesini sağlamak öncelikli görevlerinden biri olacaktır.