İletişimde konuşmanın önemi sıkça vurgulansa da, iletişim yalnızca konuşmaktan ibaret değildir. İletişimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi için belirli unsurların varlığı gereklidir ve bu unsurlardan birinin eksik ya da hatalı olması, iletişimin etkinliğini olumsuz etkileyebilir. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sağlıklı iletişim son derece önemli ve değerlidir. Bu nedenle, iletişimin bir sanat olduğunu düşünenler de mevcuttur. İletişim, insana bahşedilmiş en önemli kutsallardan biridir ve her olumlu gelişme iletişim yoluyla gerçekleşir.
Dinlemek, iletişimin en sessiz ve çoğu zaman göz ardı edilen bir bileşenidir; ancak bizim görüşümüze göre en kritik unsurdur. Çünkü dinleme, iletişimin yönünü belirleyen bir dönüm noktasıdır. Dinlemenin önemine değinmeden önce, iletişim süreçlerine genel bir bakış atalım:
İletişim süreci yukarıda belirtildiği gibi işler. Bu süreçte bir gönderici ve bir alıcı bulunur. Gönderici, alıcıya sözlü veya sözsüz bir mesaj iletir. Alıcı, bu mesajı anlar ve göndericiye sözlü veya sözsüz bir geri bildirimde bulunur. Böylece iletişim süreci tamamlanmış olur. Eğer iletişim devam edecekse, bu döngü tekrar eder. Dinleme eylemi, gönderici ve alıcının karşılıklı olarak ilettikleri mesajları anlamaları açısından kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, iletişimin sağlıklı bir şekilde sürmesi için de gereklidir. Eğer alıcı veya gönderici, gelen mesajı dinlemezse, doğru bir yanıt veremez ve bu durum iletişimi olumsuz etkiler. Sonraki süreç de bu hatalı iletişimle devam eder; tıpkı bir gömleğin düğmesini yanlış iliklediğinizde, sonraki tüm düğmeleri de yanlış ilikleyeceğiniz gibi.
Başarılı bireylerin genellikle çok dinleyip az konuştuğunu gözlemlemişsinizdir. Başarının anahtarı dinlemekten kaynaklanır. Araştırmalar, iletişim süreçlerinde en büyük payın dinlemeye ayrıldığını ortaya koymuştur.
Lider özelliği gösteren başarılı kişiler zamanlarını şu şekilde harcarlar;
%42’sidinlemeye,
% 32’si konuşmaya,
% 15’i okumaya,
% 12’si yazmaya
Burada dikkat edilmesi gereken ince bir ayrım bulunmaktadır. Duymak ile dinlemek birbirinden farklıdır. Duymak doğal bir süreçken, dinlemek karşı tarafı anlamak için çaba göstermeyi gerektiren bir eylemdir. Bu nedenle, dinleme ve duyma kavramlarını sıklıkla karıştırırız. Dinlemek pasif bir eylem değildir; aksine, karşı tarafı anlamaya yönelik bir çaba gerektirdiği için aktif bir eylemdir. Tıpkı bakmak ile görmek arasındaki fark gibi, dinlemek ile duymak da farklıdır.
· Dinlemek, aktif bir eylemdir.
· Dinlemek, saygı göstermeyi gerektirir.
· Dinlemek, ilişkilerin kurulmasına olanak tanır.
· Dinlemek, bilgi birikimini artırır.
· Dinlemek, yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlar.
· Dinlemek, sadakati pekiştirir.
· Dinlemek, başkalarına ve en önemlisi kendinize yardım etmenin etkili bir yoludur.
Günümüzde iletişimde karşılaşılan en büyük sorunlardan birinin dinleme becerisi olduğunu fark edebilirsiniz. Peki, dinleme şeklimiz nedir?
Görünüşte dinleme: Bazen karşımızdaki kişi, dinliyormuş gibi görünse de aslında zihni bambaşka düşüncelerle meşguldür ya da söylediklerimizle ilgilenmiyordur.
Seçerek dinleme: Bazı insanlar, konuşanın söylediklerinden yalnızca kendi ilgilerini çeken kısımları dinlerken, diğerlerini göz ardı ederler.
Duygusal dinleme: Bu tür dinleyiciler, sürekli belirli bir duygusal ton taşımak isterler. Ne söyleseniz de, her cümleden bir espri ya da hüzün çıkarmaya çalışırlar. Kendi ilgilerini çeken duygunun dışındaki her şeyi anında unutur ve bir daha hatırlamazlar.
Savunmacı dinleme: Duydukları her şeyi, kendilerine yönelik bir saldırı olarak algılarlar ve hemen savunmaya geçerler.
Tuzak kurucu dinleme: Bu tür dinleyiciler, sessiz kalarak dinlerler; çünkü duydukları bilgilerden faydalanarak karşılarındakini zor durumda bırakacak fırsatlar ararlar.
Yüzeysel dinleme: Bu dinleme biçimine sahip kişiler, konuşanın kullandığı kelimelerin yüzeyinde kalır ve derin anlamlarına ulaşamazlar.
Yukarıda belirtilen “dinleme” türleri, aslında sadece duymakla eşdeğerdir ve sağlıklı bir iletişimde asla yer bulamazlar.
Dinlemek nedir?
İletişim sırasında, karşınızdaki kişiyi yargılamadan, sözünü kesmeden, beden diline uygun bir şekilde ve göz teması kurarak gerçekleştirilen dinleme eylemine denir.
Bir dinlemenin dört aktif eylemi bulunmaktadır.
· İletişim içinde bulunduğunu kişiyi ya da kişileri yargılamayacaksınız.
· Karşınızdaki kişinin veya kişilerin sözünü kesmeden bitirmesini bekleyeceksiniz.
· Beden dili ile karşınızdakine ya da karşınızdakilere dinliyorum mesajı vereceksiniz (Hafif öne ve sağa doğru eğilmek). Böylece karşı tarafı konuşması için motive olacaksınız.
· Göz teması kuracaksınız. “Seni dinliyorum”un en özgüvenli hali budur.
Dinlemenin faydaları aşağıdaki gibidir:
· Açık ve dürüst iletişime yardımcı olur.
· Kişiyi herhangi bir konuda tartışmaya yüreklendirir.
· Olumsuz duyguları tartışma fırsatı verir.
· Kişi temel sorununu kendi fark eder.
· Anlaşıldım duygusunu yaşar, karşıdaki kişiye olumlu duygular besler.
· Karşıdaki kişileri anlamaya ve dinlemeye hazır duruma getirir.
Dinlemenin önünde ne gibi engeller vardır?
Dinlemenin önündeki engeller
Sözel engeller
· Konuşmak, tartışmak
· Farklı sohbetler yapmak,
· Gereksiz sorular sormak,
· Konuyu değiştirmek,
· Konunun etrafında dolanıp durmak,
· Aşına olunmayan sesler,
· Karışıklık (Çift anlamlı kelimeler, imalı sözler ve yabancı jargon kullanma),
· Konuşmanın detaylarına hâkim olmama,
· Konuşmada çok fazla detay olması,
· Konuşmanın çok uzun olması
Davranışsal engeller
· Göz temasından kaçınma,
· Sıkılmış bir şekilde bakma,
· Yanlış sinyaller gönderme: kafa sallama, ayağı ile ritim tutma ve esneme,
· Devamlı kıpırdanma,
· Devamlı suretle saate bakma,
· Kağıtları hışırdatmak,
· Yanlış yorumlanabilecek hareketler yapma,
· Kültürel şaşkınlık
Psikolojik engeller
· Utangaçlık, sinirlilik,
· Göz korkutmak,
· Otoritenin yanlış kullanılması,
· Kişisel çatışmalar,
· Önyargılı olma,
· Adam kayırma,
· Irk, cinsiyet, yaş ve eğitim seviyesine göre ayrımcılık yapma,
· Kültürel alışkanlıklar
Fiziki engeller
· Diğer kişiler,
· Diğer toplantılar,
· Dışarıdan gelen gürültü ya da müdahaleler,
· Telefon, bilgisayar ve diğer teknik donanımdan kaynaklanan gürültüler,
· Yetersiz havalandırma,
· Aşırı sıcak,
· Aşırı soğuk,
· Rahatsız eden döşeme,
· Çok uzun süre oturma,
· Rahat şekilde oturamama
Dinlemenin önündeki yaygın engeller:
· Konuşmaya aşırı değer vermek.
· Bir konuda odaklanamamak.
· Zihinsel yorgunluk yaşamak.
· Klişelere başvurmak.
· Kişisel duygu yükünü taşımak.
· Kendisiyle meşgul olmak.
Sonuç olarak, iletişimde en önemli unsurun konuşmak değil dinlemek olduğunu söylemek mümkündür. Hayatta başarılı olmak isteyen bireylerin, konuşmanın yanı sıra dinlemeye de önem vermeleri, başarının temel kuralı olarak karşımıza çıkmaktadır. İletişimin en iyi gözlemlendiği alanlardan biri olan siyasette, başarılı liderlerin genellikle konuşmaktan çok dinlendiği görülmektedir.