Emrihan AYDIN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Devlet Yönetiminde Tekelleşme Riskini Azaltmak

Devlet Yönetiminde Tekelleşme Riskini Azaltmak

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Devlet yönetiminde en çok karıştırılan konulardan biri, devlet yapısındaki grupların devletle özdeşleştirilmesidir. Bu durum, özellikle siyaset ve bürokrasi grupları tarafından algı yönetimi yoluyla ya da toplumun gündeminden kaynaklanan algılarla ortaya çıkabilir.

Siyaset ve bürokrasi, devlet ve ülke için belirli sınırlar içinde faaliyet gösteren gruplardır. Ancak zaman zaman bu sınırları genişletmek ve diğer gruplar üzerinde üstünlük sağlamak amacıyla çeşitli araçlar kullanarak girişimlerde bulunabilirler. Genellikle bu tür girişimler, askeri darbelerle gücü ele geçirme şeklinde gerçekleşirken, son yıllarda vesayet oluşturma biçiminde de görülebilmektedir. Amaç, devlet yönetiminde kayıtsız ve şartsız gücü tek elde toplamaktır. Ancak bu durum, demokrasilerin yönetim sisteminin ruhuna aykırıdır.

Devlet, görünür ve görünmez uzantılarıyla bir bütün olarak, siyaset ve bürokrasiden öte bir yapıdır. Devleti tekel altına almak isteyenler, sadece sonunu hazırlayan ilk adımı atmış olurlar. Devlet mekanizması, yalnızca siyaset ve bürokrasi gruplarını değil, farklı grupları da kapsayan çok yönlü bir yapıya ve karar verme yeteneğine sahiptir. Devleti yalnızca siyaset ve bürokrasi ekseninde ele almak, onu basite indirgemek anlamına gelir; oysa devlet, çok daha karmaşık, kapsamlı ve gelişmiş bir yapıdır.

Devlet, hiçbir gerçek kişi veya grubun mülkiyetinde olmamalıdır. Bir kişiye veya gruba çok büyük gelir. Yönetim açısından diğer organizasyonlardan farklı bir işleyiş ve kurallara sahip olan devlet, üzerinde titizlikle çalışılması gereken özel bir alandır. Devleti kutsal kılan, ülkenin her bireyinin ona sahip olması ve birikiminin ülkenin tarihi kadar derin olmasıdır. Devletin geleceği, toplumun her kesiminin vizyonunun toplamıdır. Bu nedenle, devleti içeriden ve dışarıdan gelebilecek her türlü saldırı, darbe, müdahale ve vesayetten korumak gereklidir. Devletin saf hali bozulursa, bu durum toplumun ve dolayısıyla ülkenin bozulmasına yol açar.

Devletin saf halini korumak için, yönetim yapısında değişiklikler yapmak ve yeni gruplar eklemek önemlidir. Siyaset ve bürokrasi gruplarının bulunduğu yönetim yapısına yeni üyeler dâhil edilmelidir. Yeni çağda, devlet yönetimi yalnızca siyaset ve bürokrasiden oluşacak kadar basit olmamalıdır. Devletin, siyasetle, bürokrasiyle veya başka bir kişi ya da grupla özdeşleşmemesi için yönetim yapısının değişmesi şarttır.

Dünya düzeni köklü bir değişim sürecine girmiştir. Bu dönemde yeni kurallar ortaya çıkacak ve devlet yönetimlerinin bu değişime uyum sağlaması gerekecektir. Aksi takdirde, yeni çağın süper güçlü ülkeleri arasında yer alma fırsatı kaçırılabilir.

Devlet yönetim yapısına, yeni çağın gereklilikleri doğrultusunda, teknokrasi ve devlet aklı gruplarının dâhil edilmesi önemlidir. Devlet aklı, siyaseti, bürokrasi ve teknokrasi gruplarının işleyişini denetleyen ve gerektiğinde müdahale eden bir kontrol mekanizmasıdır. Teknokrasi ise bilgi temelli konularda çalışma yaparak diğer gruplara bilgi desteği sunan bir yapıdır. Bu iki grubun eklenmesiyle, devlet yönetimi yapısı siyaset, bürokrasi, teknokrasi ve devlet aklından oluşacaktır. Böylece devleti sahiplenme konusunda çatışma veya savaş riski ortadan kalkacaktır.

Sonuç olarak, devlet, siyaset, bürokrasi ve teknokrasi gibi grupların veya gerçek kişilerin tekeline giremeyecek kadar büyük bir yapıdır. Bu yapıyı güçlendirmek ve değerini artırmak, ülkenin kalkınması için gereklidir. Devleti bir kişi veya grubun tekelinde almaya çalışmanın zararı ülkeye olacaktır. Bu nedenle, devlete sahip çıkmak, her bireyin asli görevidir.

Devlet Yönetiminde Tekelleşme Riskini Azaltmak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!