Emrihan AYDIN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Daha Adil Bir Dünya, Daha Adil Bir Türkiye ile Mümkündür

Daha Adil Bir Dünya, Daha Adil Bir Türkiye ile Mümkündür

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Covid-19 virüsünün dünya genelinde yarattığı salgın, pandeminin ilanıyla birlikte yeni bir dönemin başlangıcını müjdeledi. 2019 yılında eski düzenin temelleri sarsılmaya başladı. Uzmanların öngörülerine göre, 2025 yılında tam anlamıyla başlayacak olan bu yeni çağ, dünyada kapanmayan bir sayfanın açılmasına yol açtı. 2019 ile 2025 arasındaki süre, eski düzenin tamamen yıkılıp yeni düzenin inşa edilmesi için bir geçiş dönemi olarak değerlendirilebilir.

Yeni çağda, ekonomiden siyasete, kültürden sosyolojiye kadar hayatın her alanında köklü değişiklikler yaşanacak. Bu durum, devletler arasındaki güç dengelerinin de değişmesine neden olacak ve yeni düzenin süper güçleri ortaya çıkacaktır. Türkiye, bu bağlamda süper güç olma potansiyeline sahip ülkelerden biridir. Ancak, süper güç olmanın bir gecede gerçekleşmeyeceği unutulmamalıdır. Bunun için doğru stratejilerin, uygun zaman dilimlerinde ve etkili yöntemlerle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Pandemi süreci boyunca Türkiye, uluslararası alanda önemli başarılar elde etti ve etkili dış politika stratejileri izliyor. Ancak, tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, yönetimsel açıdan atılması gereken daha çok adım bulunmaktadır.

Güçlü bir yönetim mekanizması oluşturulmadığı sürece, gerçekleştirilecek her türlü faaliyetin sürdürülebilirliği sağlanamayacaktır. Yönetim sisteminin güçlendirilmesi, tüm yetkilerin ve bu yetkiler altında bulunan kurum ve kuruluşların güçlendirilmesi ile birlikte liyakatin sağlanması, başarıyı kalıcı hale getirecektir. Bu nedenle yönetim son derece önemlidir. Ancak, ülkemizde yönetim genellikle göz ardı edilen bir alan olmuştur. Devlet yönetiminin ilk yüzyılında, etkili bir yönetim anlayışından uzak kalmanın bedeli defalarca ödenmiştir. İkinci yüzyılda krizler, olaylar, çatışmalar ve diğer kaosların yaşanmaması için yönetime gereken önemin verilmesi elzemdir.

 

Yönetim sisteminin tasarımının, alanında uzman kişiler tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, uygulamaya girdiği tarihten bu yana makro ölçekte herhangi bir revizyona tabi tutulmamıştır. Bu nedenle, mevcut eksikliklerin giderilmesi için kapsamlı bir reform çalışması yapılması şarttır.

İkinci gereksinim, yönetimin etkin bir şekilde işlemesi için nitelikli kadroların varlığıdır. Liyakat odaklı bir kadro yapısına geçiş yapılması zorunludur. Türkiye, birinci yüzyılın sonlarında liyakat eksikliği dönemini yaşamıştır. İkinci yüzyılında başarılı olmak ve yeni çağın süper güçlerinden biri haline gelmek istiyorsa, bu liyakat eksikliğini giderecek kadro reformunu gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Üçüncü olarak, etkili bir yönetimsel denetim mekanizması kurulmalıdır. Türkiye’nin mevcut yönetim sisteminde yeterli bir denetim mekanizması bulunmamaktadır. Bu durum, son zamanlarda yaşanan karışıklıklar, kaoslar ve krizlerin başlıca nedenlerinden biridir. Bu tür sorunların önüne geçmek için, tüm erkelerden bağımsız bir yönetim denetim mekanizması oluşturulmalıdır. Ancak bu sayede yönetimle ilgili eksiklikler tespit edilebilir. Aksi takdirde, geçmişteki sorunlar devam edecektir.

Sonuç olarak, yeni çağın süper güçlerinden biri olma hedefleniyorsa, yönetim sisteminde reformlar gerçekleştirilmesi ve liyakat esasına dayalı bir yapı ile etkili bir yönetimsel denetim mekanizmasının oluşturulması gerekmektedir. Aksi takdirde, Türkiye eski çağdaki durumunu sürdürmeye devam eder. Yeni çağın süper güçlerinden biri olmamızın, dünya genelinde ne denli önemli olduğunu tarih boyunca birçok kez gözlemleyebiliriz.

Daha Adil Bir Dünya, Daha Adil Bir Türkiye ile Mümkündür

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!