İlişkilerin temelinin açık iletişim olduğu yadsınamaz. Açık iletişim kurduğumuz kişiyle, gerçek bir bağ kurabilmenin hazzına varabiliriz. İster duygusal ister sosyal, ister iş ya da ailevi ilişkilerimizde açık iletişim kurduğumuzda, karşımızdaki insanla aramızdaki bağdan endişelenmeyiz. Açık iletişim kurabildiğimiz sürece, yaşadığımız sorunlar bizi endişeye sürüklemez ve daha kolay çözüme kavuşabilir.
Bireysel hayatta cezalandırma psikolojisi, oldukça ilkel görülüyor. Karşı tarafla açık iletişim kurmak istediğimizde, bu kişi sessiz kalıyor ve sorunu çözmeye yönelik herhangi bir adım atmıyorsa, manipüle edildiğimizi kesinlikle düşünmek gerekir. Sevginin ve bağlılığın iletişimden geçtiğini unutmadan, karşı tarafın bize uyguladığı psikolojik şiddeti kabul etmemiz, bu yönde farkındalık demektir diyebiliriz.
Kişinin ilişki kurmak yerine duvar ördüğünü fark ettiğinizde, kendinizi güçsüz hissetmek yerine, psikolojik şiddete uğradığınızın farkına varmanız, ruh sağlığınızın bu durumdan olumsuz etkilenmemesi adına, en sağlıklı davranış olacaktır. Karşısındakini iletişimsizlikle cezalandıran, karşısındakiyle iletişim kurabileceği tüm bağlantıları ve ağları koparan kişinin, bilinçli şekilde psikolojik şiddet uyguladığını unutmamak gerekir. Bundan sonraki adımlarımızda bunu fark ederek, bu yönde hareket etmemiz önemlidir. Bu farkındalığı yakaladığımız durumda, süreci daha bilinçli ve sağlıklı yürütebilmek mümkün olabilecektir.
Farkındalık oluştuktan sonra, neden bu durumda olduğumuza dair kendimizi sorgulamamamız, hayatımızı kolaylaştırıyor. Daha sonra kabul etme evresine geçmek, bizi ruhsal açıdan zorlayan manipülasyonlara daha dayanıklı olmayı beraberinde getirir.
Kabul etme evresini, kesinlikle susup oturma evresi olarak algılamamalıyız. Karşımızdakinin davranışlarından bizim sorumlu olmadığımızın farkında olarak süreci kendi lehimize çevirmek, kabul etme evresinde olduğumuzu gösterir. Onun yaptıklarının bizimle hiçbir ilgisi olmadığını bilerek, sonrasında içe dönme evresine geçebiliriz. Bu süreçte durumu kişiselleştirmeyerek, manipülasyona uğramaktan kaçınabiliriz. Bu yolda ilerlerken, önce duygularımızın sonra da davranışlarımızın değiştirmeyi göz ardı etmeden, manipülasyonlardan uzak kalabiliriz. Sağlıklı ilişkiler kurmanın anahtarının açık iletişim olduğunun farkındalığıyla, insanların bize güven verip vermediğini de bu şekilde gözlemleyebiliriz.
Sessizlikle cezalandırma yöntemi, açık iletişimin önüne adeta set kurmak için, yapılan duygusal istismardır. Hayatımızdaki insanlara bu şekilde davranıyorsak, bu konuda da kendimiz üzerinde çalışmak, daha sağlıklı ilişkiler kurmamızda önemli bir adımdır. Her geçen gün derinleşen sessizliğin, ruhsal açıdan ne kadar büyük tahribat yarattığını göz ardı etmeyerek, bu yönde kendimizi ve karşımızdakini değerlendirebiliriz.