Merhabalar…Bugün sizlere aynalar hakkında bugüne kadar hiç duymadığınız doğaüstü gerçekleri ve aynaların insan ruhu üzerindeki etkisini; aynaların bu dünyalar ve diğer boyutlar arasındaki bağlantıları anlatmak istiyorum.
Gece odanıza geçtiğinizde elbette bir aynanın karşısına geçip kendinize baktığınız olmuştur. Peki, uzun bir süre aynanın karşısında sadece kendinize odaklanarak zamansal ve mekânsal boyuttan uzaklaşabileceğinizi ve diğer boyutlar ile bağlantı kurabileceğinizi söylesem çok mu abartmış olurum? Bir an bunu deneyin. Gece olduğunda ışıkları söndürmeden aynanın karşısına geçin. Uzun bir süre kendinize ve gözlerinizin içine bakın. Aynanın karşısından hiç ayrılmadan gözlerinizin içine odaklanın ve orada kaybolun. Bir süre sonra gözlerinizin kamaştığını fark edeceksiniz. Hiç bozmayın ve gözlerinizin içine bakmaya devam edin. Beyninizde bir süre sonra şu cümleler belirmeye başlayacaktır. “Ben kimim?” “Bu beden benim mi?”. Yıllardır taşıdığınız bedenin size ait olmadığını hissetmeye başlayacaksınız. Yıllardır hiç sorgulamadan taşıdığınız bu beden size yabancı gelmeye başlayacak. Çoğu kişi bu deneyimi yaşamıştır. Bunun nedeni doğduğumuzdan bu yana sadece bedenimize takılıp kalmamızdır. Beden sadece bir kabuktur ve biz bu kabuğun içine tıkılıp kalmış varlıklarız. Aynalar bize daima geçeği yansıtır ve bugüne kadar iç düşünmediğimiz şeyleri bizlere sorgulatmaya başlar. Bu durumda şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Gözlerimizin içine dikkatlice baktığımızda kendi ruhumuzu görebilir miyiz? Ya da bilinçaltımızdaki duyguları gözlerimizin içine bakarak mı görmemizi sağlıyoruz? Gözler her zaman ruhun aynasıdır derler. Gözlerimizin içine dikkatlice baktığımızda bunları sorgulamamızın nedeni gözlerin ruhun aynası olması gerçeğidir. Gözler ruh ile doğrudan bağlantılıdır ve her zaman ruh da var olan enerji gözlere yansımaktadır. Aynaların 2. özelliği ise diğer boyutlar arasında geçiş sağlamasıdır. Işıkları kapatmadan yine bir aynanın karşısına geçtiğinizde ve aynaya uzun süre baktığınızda o gece rüyalarınızı daha yoğun bir şekilde görürsünüz. En önemlisi de ölüleri ve mezarları görmeye başlamış olmanız gerekir. O gece birçok kişi ölüleri gördüğünü ve hatta onlar ile konuştuklarını söylemişlerdir. Ben bunu deneyimledim. O gece rüyamda bir sürü mezarlık gördüm. Ölüleri hissettim. Çok yoğun bir rüyaydı. Kucağımda çocuk vardı. Her yer dumanlıydı. Bir sürü mezarlık vardı. Sanki ölüler her an yanımdaydı. Öyle bir his ki bu…Ölümün kokusunu hissedebiliyorsunuz. Sabah uyandığımda bunun nedenini düşündüm. Bunun birkaç cevabı olmalıydı. İlkini düşündüm. Aynalar ruhumuzun derinliklerine giden bir yol muydu? Bugüne kadar unuttuğumuz, hatırlamadığımız ya da hatırlamak istemediğimiz her ne varsa bu deneyimler yukarı doğru süzülüyor muydu? Biraz daha derinlere inildikçe uzak geçmişteki anılarda hatırlanmaya başlayabilir mi? Tüm bu soruların cevabı evet. Aynalar ile ruhumuzun derinliklerinde yolculuk yapabilir ve diğer metafizik boyutlar ile bir geçiş kapısı sağlayabiliriz. Ancak ben bu durumda herkesin bu deneyimi yaşaması taraftarı değilim. Çünkü bu deneyimler ile karanlık varlıkları da boyuttan içeri alabilir ya da ruhunuz bu yoğunluğu kaldıramayabilir. Bu yüzden öncelikle ruh enerjinizi güçlendirmeli; Bunun için de pozitif enerjiyi ruhunuza yüklemelisiniz.