Rabbim…
Ne ruhumu ele geçiren cennet arzusu ne yüreğimi acıtan kurşuni cehennem korkusu.
Benim isteğim sadece senin rızandır.
Rabbim…
Benim bahçemde kuru çiçekler, ölü topraklar var ve sen onların da Rabbisin.
Benim nefsim hep kötü şeyleri ister, tövbesini bozar, kendine zulmeder ama sen tüm bunların da sahibisin.
Sen benimsin, benim Rabbimsin!
Sen bağışlayansın, sen tövbesini bin kez bozsa da, kulunun bin birinci kez gelişinde yine tövbesini kabul eden, asla kapılarını kapatmayansın.
Sen benimsin Rabbim.
Sen benimlesin.
Sen…
Sen benden gitmeyenimsin.
Sen bende hep var olansın.
Benimlesin.
Özlediğimsin,
Ağladığımsın,
Güldüğümsün.
Sen tüm duygularımın baş kahramanısın.
Sen benim hem korkum, hem ümidim ve o ikisi arasındaki ince çizgide bir ömür beklemeye razı olacağım sahibimsin.
Sen önünde senelerce secde etmekten usanmayacağım tek’imsin. Senin binlerce kulun var, belki onları benden daha çok seviyorsundur bilemem ama benim senden başka Rabbim yok. Seveceğim de yok, seveceğine inandığımda. Sen herkese yetensin, herkesin imdadına aynı anda koşansın. Sen her şeye kadirsin ama ben…
Ben kafeste çırpınan bir kuş gibiyim; kanadım kırık ve yaralarımı saracak olan yine sensin.
Sen sensin, sen bendesin, ben de sen(de) olayım.
Sevdiğim kulum sensin zümresine beni de dahil et.
Çünkü ben senin sevgine çok açım.
Benim kararan kalbimi seninle aydınlat,
Benim gönlümü incitme,
Beni terk etme,
Beni benle bırakma.
Çünkü ben korkuyorum sensizliğin acısından Rabbim. Bir kez de bana ‘kulum’ de. Bir kez de bana göster o gül cemâlini. Yemin ederim beklerim, ben seni hep beklerim.
Bekleyeceğim…
Yuregine saglik cok guzel anlatmissn duygularini