Kanadı kırık kuş merhamet ister dizesinin köşesine kıvrıldı yüreğim. Hepimizin kanadından, köşesinden kırılmışlıkları var. Fakat ne güzeldir ki, her zamankinden daha güçlü kalkabiliyoruz ayağa. Bu da bence Rabbim’in bize bahşettiği harikulade bir güç. Bazı şeylere ne kadar hamd edersek edelim az kalıyor. Üşüyen birinin kafasını paltonun yakalarının içine usulca iliştirmesi gibi, kendimi olabildiğince ‘benlik mabedinin’ içine kıvırdığım zamanların birindeyim. Hayatımın belirli dönemlerinde her insanın uğradığı içsel mekanlara, ben de ara sıra uğruyorum işte. İnsan olmak çok karmaşık ve bir o kadar özel. Düşüncelerimin sızıntıları yüreğimin çatlaklarını sızlatsa da, nasıl ki bir sudan büyüyorsa fidan; öyle de yeşeriyor rıhtımımda rahmani ve insancıl duygular. Hoş bir esinti gibi ılık ılık akıyor içime. Gözlemlerim her zamankinden daha çevik, insanları artık kolayca çözebiliyorum, anlayabiliyorum. Susuyorum mesela en güzelinden, sessizleşiyorum. Sandıklarım ve olanlar arasında kurmaya çalıştığım bağlantıların ortasına mıh gibi indiriyor Rabbim; ‘tevekkülünü koru’ diye. İnsanın nisyan kökünden türediği gerçeği çarpıyor suratıma. Karşıma kendimi alıp bakıyorum öylece. Film şeridi gibi bunca sene yaşadığım her şey orada, gözlerimin önünde asılı ve hızlıca ilerliyor. Bazı anları durdurup defalarca izlediğime şahit oluyorum. Hissettiğim duygular ne çok. Her duygu var. Yaşımı hangi sayı ile toplasam, çıkarsam, bölsem, çarpsam yeni bir ben elde edebilirim diye hesap yapıyorum kafamda. Sonra diyorum ki, ortadan ikiye böleyim; bir yanı hiç büyümeyen yaralı çocuk, diğer yanı büyümek zorunda kalmış olgun genç bir kadın. Hesabımın sağlamasını yaptığımda tam oturuyor her şey. Tam buyum. Herkes gibi; bir yanım çocuk, bir yanım olgun. İnsan diyorum; nasıl oluyor da her şeyi barındırabiliyor sinesinde… ne mucizevi yaratılmışlarız. Dün yeni doğmuş bir bebektik, büyüdük, gidiyoruz yavaş yavaş ebediyete. Misafir olmamızın şerefine; ‘onlara Rablerinden bir selam sözü vardır’ ayetini bırakıyorum şuraya. O sözü işitenlerden olabilmek duasıyla…
Ayşenur Koç
-
Tarihe Göre
-
Beğeniye Göre
2 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
-
“İnsan diyorum; nasıl oluyor da her şeyi barındırabiliyor sinesinde…” İnsan kimliği ikiye ayrılır, yaşananlar ve yaşanması imkansız olanları farkında olup her şeyi sineye çekmek zorunda olanlar. Ardımdaki sis bulutlarından sıyrılmam gerektiğini anlatan harika bir yazı olmuş. Her yazınızı keyifle okuyorum, kaleminize sağlık..
-
Muazzam,bana benliğimi sorgulatti…
Muazzam,bana benliğimi sorgulatti…
“İnsan diyorum; nasıl oluyor da her şeyi barındırabiliyor sinesinde…” İnsan kimliği ikiye ayrılır, yaşananlar ve yaşanması imkansız olanları farkında olup her şeyi sineye çekmek zorunda olanlar. Ardımdaki sis bulutlarından sıyrılmam gerektiğini anlatan harika bir yazı olmuş. Her yazınızı keyifle okuyorum, kaleminize sağlık..